2. Gazi Giray Han kimdir, kaç yıl tahtta kaldı?

2. Gazi Giray Han kimdir, kaç yıl tahtta kaldı?

2. Gazi Giray Han kimdir, hangi dönem yaşadı, hangi görevlerde bulundu, hangi seferlere katıldı, kaç yıl tahtta kaldı, edebi kişiliği nedir, hangi eserleri verdi?

Gösterdiği kahramanlıklardan ötürü 'Bora' lakabıyla da tanınan, hat ve musikide üstatlık derecesinde bir sanatçı olan, 20 yılı aşkın Kırım Hanlığı görevinde kalan 2. Gazi Giray Han’ın hayatını sizler için derledik…

2. Gazi Giray Han kimdir, hangi dönem yaşadı, hangi görevlerde bulundu, hangi seferlere katıldı, kaç yıl tahtta kaldı, edebi kişiliği nedir, hangi eserleri verdi?

İşte cevabı:  

Gazi Giray Han-II, Kırım Hanlarından Devlet Giray’ın oğludur. 1554 yılında doğdu. Mehmed Giray’ın hanlığı zamanında Özdemiroğlu Osman Paşa kuvvetleri safında İran seferine katıldı ve büyük yararlıklar gösterdi. Bu seferde İranlılara esir düştü ise de bir yolunu bularak kaçmaya muvaffak oldu. İstanbul’a geldiği sırada kardeşi İslâm Giray vefat etti. Gazi Giray Han, Kırım Hanlığına tayin edilerek memleketine gönderildi (1588).

AVUSTURYA SEFERİNE KATILDI

Kırım hânı olarak ülkesine dönen Gazi Giray, kardeşi Fetih Giray’ı Kalgaylık ve diğer kardeşi Adil Giray’ın oğlu Baht Giray’ı Nûreddînlik makamına getirdi. Gazi Giray, 1593 ve 1594 yıllarında davet üzerine iki defa Avusturya Seferine katıldı. Lehistan içlerinden geçerek süratle orduya yetişen Gazi Giray, bu iki seferde de önemli başarılar elde etti. 1596 Eğri Sefer-i Hümayununda ise kendisi Eflâk’ta kalarak kardeşi Kalgay Fetih Giray’ı büyük bir kuvvetle yardıma gönderdi.

KISA SÜRE TAHTI SALLANDI

Eğri muharebesinde büyük hizmeti görülen Fetih Giray, Veziriazam Cağalazâde Sinan Paşanın tavsiyesiyle Kırım hanlığına tayin edildi. Ancak Gazi Giray Han bu tayine usulsüz olduğu gerekçesiyle karşı çıktı ve Kefe’ye geldi. Bu arada Tatarların ileri gelenleri de Gazi Giray’dan memnun olduklarını belirterek yerinde kalmasını istediler. Nihayet Cağalazâde Sinan Paşanın yerine geçen Veziriazam İbrahim Paşa, Gazi Giray’ı tekrar Kırım Hanlığına tayin ettirdi (1597).

DEVLET TARAFINDAN ÖDÜLLENDİRİLDİ

Gazi Giray bu ikinci hanlığında birincide olduğu gibi devlete bağlılığı ve tebeası üzerindeki sevgi ve otoritesi ile memleketi iyi idare etti. Savaşlara katıldı ve büyük hizmetlerde bulundu. Vakarlı ve ciddî bir zât olan Gazi Giray’la temas edenler, kendisinin ilim ve faziletini övmektedirler. Memleket müdafaası için yıllarca serhatlerde kalan ve düşmanla çarpışan Gazi Giray’a bu hizmetlerine karşılık olarak Silistre sancağı dirlik olarak verildi. Ayrıca otuz bin altın armağan edildi.

GAZİ GİRAY’IN ŞAİRLİK YÖNÜ

Gösterdiği kahramanlıklardan ötürü 'Bora' lakabıyla da tanınan, hat sanatı ve musikide üstatlık derecesinde bir sanatçı olan, 20 yılı aşkın Kırım Hanlığı görevinde kalan ve 1608 yılında vefat eden Gazi Giray Han, Bahçesaray’da babasının yanına defnedildi. Şairliği de meşhur olup, Türkçe, Farsça ve Arapça şiirler yazdı. Gazi Giray’ın Avusturya Seferi esnasında kendi el yazısıyla padişaha takdim edilmek üzere Hoca Sadeddin Efendiye göndermiş olduğu 1698 tarihli bir gazelinin ilk ve son beyitleri şöyledir: 
Biz mücâhid kulunuz terk ederiz cân ü seri
Pâdişâhım ne diyem, sonra duyarsın haberi 
.......
Azmeder oldu gazâyı, sefere Sultânım
Kıl ana hayr-ı duâ, ol da kulundur iş eri

DÖNEMİN GÜÇLÜ BESTEKARLARINDAN

II. Gazi Giray Han'ın sanatkâr yönünün en ileri yanı, klasik Türk musikisi alanındaki eserlerinde görülür. Birçok enstrümanı kullanabilen usta bir sazende ve döneminin en güçlü bestekârlarından biri olarak gösterilmektedir. Kendisinin bestelediği peşrev ve saz semailerinden altmış iki tanesi günümüze ulaşmıştır. Bunun yanı sıra el yazması güfte mecmualarında kendisine ait olduğu tahmin edilen “Tatar” isimli birçok güfteye rastlanır fakat bunların besteleri günümüze ulaşmamıştır.

DÜŞÜNCELERİNİ MERTÇE DİLE GETİRİYOR

Musikiden sonra II. Gazi Giray Han'ın sanatçı yönü şairliği ile ön plana çıkmaktadır. Şiirlerinden “Gazayi” veya “Han Gazi” mahlaslarını kullanan II. Giray Han, Farsça, Arapça, Kırım ve Osmanlı Türkçeleri ise manzum eserler vermiştir. Divan edebiyatının nazım şekilleriyle kaleme aldığı şiirlerinde, özellikle mertlik ve kahramanlık hislerini terennüm eden manzumeleri ile Türk Edebiyatında belli başlı hamasi şairler arasında anılır. II. Gazi Giray'ın düşündüklerini çekinmeden söyleyen, haksızlık ve yolsuzluklara tahammül edemeyen mizacı dolayısıyla hicviyeler de yazmıştır. Kırım hanları hakkında bilgiler içeren Halim Giray'ın “Gülbün-i Hanan” adlı eserinde II. Gazi Giray Han'ın bir divan tertip ettiğinden bahsedilir fakat bugüne ulaşabilmiş değildir. İsmail Hikmet Ertaylan, "Gazi Giray Han, Hayatı ve Eserleri" kitabında kendisinin 42 gazelini yayınlamıştır. Bir “divançe” olarak anılabilecek olan eserde gazellerin yanı sıra Yunus Emre'nin "Dolap niçin inilersin" ilahisini andıran, "Yol üstünde yoluktum bir dolaba/Dedim niçin sürersin yüz bu aba" beytiyle başlayan kırk bir beyitlik bir manzumesi de bulunmaktadır.

2-019.jpg

GÜL-Ü BÜLBÜL MESNEVİSİ

II. Gazi Giray Han'ın eserlerinden bir diğeri de “Gül-ü Bülbül” mesnevisidir. Bülbülün güle olan muhabbeti yüzünden çektiği ıstırabı klasik aşk mesnevisi niteliğinde ele alan bir manzume olarak dikkat çekmektedir. Mesnevinin bazı kısımlarında bülbüle ağzından lirik gazeller söyleten II. Gazi Giray Han, bu eserini Çağatay Türkçesi ile Peçuy'da bulunduğu 1602 kışında tamamlamıştır.

BAZI ESERLERİ LENİNGRAD KÜTÜPHANESİNDE

İsmail Hikmet Ertaylan, II. Gazi Giray Han hakkında yayınladığı kitapta bu eser hakkında bazı bilgiler vermektedir. Bu malumatlara göre, “Gül ü Bülbül”ün bir nüshasının Rusya'da Leningrad Kütüphanesi'nde, Fuzulî'nin “Leyla vü Mecnun”unu ihtiva eden yazmanın içinde bulunduğunu söylemektedir. II. Gazi Giray'ın bir diğer eseri de, yine Peçuy'da iken kaleme aldığı kahve ile şarap arasında geçen münazarayı konu alan bir manzume olan, “Kahve ile Bade”dir. Eserin nüshalarına şimdiye kadar ulaşılamamıştır.

OSMANLI DEVLET ADAMLARINA, ÂLİMLERE MEKTUPLAR

Bütün bu eserlerin yanı sıra kaynaklarda II. Gazi Giray Han'ın ayrıca usta bir münşî olduğu belirtilmektedir. Kırım hanı sıfatıyla Osmanlı payitahtına, vezirlere, devlet adamlarına, Hoca Sadeddin Efendi ve Hüseyin Kefevî gibi ulemaya gönderdiği manzum ve mensur mektupları inşa mecmualarında yer alır. Bu iki alime yazdığı dört mektup, Hoca Sadeddin Efendi'nin “Mekatib-i Sultani” adıyla tertip ettiği bir mecmuadan alındığı kaydıyla Abdullahoğlu Hasan tarafından yayınlanmıştır. Bütün bu güzel hasletlere sahip olan II. Gazi Giray Han, Namık Kemal'in “Cezmi” isimli romanının ikinci derecedeki kahramanları arasında da zikredilmektedir.

 

Gazeteilksayfa.com 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.