Fetullahçı Terör Örgütü tarafından küresel güçlerin de desteğiyle yapılan 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından tam 4 yıl geçti. 

4 yıl değil 40 yıl geçse de o gece yaşananlar, verilen kahramanlık mücadelesi asla ama asla unutulamaz. 
15 Temmuz’da gözünü kırpmadan tanka, tüfeğe meydan okuyan, devletin birliği ve bütünlüğü için canını hiçe sayarak kurşunların önüne geçen yiğitlerin hakkı ödenir mi? 

Ödenemez tabi ki. 
Şehitlerimizin kanının yerde kalmaması ve ailelerin acılarının bir nebze olsun hafiflemesi için hainlere gereken en ağır cezaların verilmesi şarttır.  

Ancak bu şekilde onlara olan haklarımızı biraz olsun ödeyebiliriz. 
Hüznü ve gururu birlikte yaşayan şehitlerimizin yakınları da tam olarak hainlerin bulunmasını ve onlara gereken en ağır cezaların verilmesini istiyor.

Gelin şehitlerimizin yakınlarına bir kulak verelim. 
15 Temmuz hain darbe girişiminde Gölbaşı'nda şehit düşen özel harekât polisi Mehmet Karacatilki'nin eşi Halime Karacatilki: "Hem gurur verici hem de çok üzücü. Çok şükür eşim şehit oldu. Böyle bir gururu bize yaşattı, kahraman olarak gitti. Sesini duyamıyorum, özlüyorum, göremiyorum. Devletimizden sadece tek istediğim şehitlerimizin kanını yerde bırakmasınlar. Ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Devletimizden şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmamalarını, FETÖ'cülerin yakalanıp tamamen kökünün kurutulmasını istiyorum." 

Kızının, şehit düşmeden önce evlenme düşüncesinde olduğunu ifade eden Güngör: "Bana telefon görüşmemizde 'Anne hazırlan evlenmeyi düşünüyorum. Artık çocuk sahibi olmak istiyorum.' dedi. Şehit oldu, muradına eremedi. FETÖ benim çocuğumu muradına erdirmedi. Bizim çocuklarımızın suçu neydi? Biz FETÖ için mi büyüttük çocuklarımızı? Hepsi layığını bulsun." 

Şehit yakınlarımızın da dediği gibi Fetö’cüler layığını bulmalı. 
Amerika’da saklanan FETÖ lideri başta olmak üzere tüm hainler yakalanıp Türkiye’ye getirilmedikçe, en ağır şekilde cezalandırılmadıkça o yürekteki yangın sönmeyecek gibi.