İSLAMİYET DÜNYA’NIN GÜNDEMİNDEDİR 

Hz. İbrahim’in karşısında Nemrut’un, Hz.Musa’nın karşısında Firavun’un durumu ne ise, vahyin ve son Nebi, son Peygamber Hatem-ül Mürseliyn Fahr-i Kainat Efendimiz (s.av.)’in karşısında da dünyada mevcut bütün doktrinler, felsefeler, sistemlerin durumu aynıdır. İslâmiyet: Maddi ve Manevi bütün deliller göstermektedir ki İslâmiyet insanlığın, insanlık da İslamiyet’in kapısını çalmaktadır. 

> Maddi ve Manevi alanda dengesini kaybeden insanlığın, dengesini temin etmek, 
>  Beşeri münasebetlerde hakim olan korku ve mefaatin yerine ihlasla ve Allah rızası şuuru ile girerek kainatta ve bütün varlık aleminde dayanışmanın, yardımlaşmanın esaslarını anlatmak
 > Bir ara toprağa gömülen, sonra zincirlerle kilit altına alınan şimdi de cinsel hürriyet ve feminist cereyanlarla bir köleliğe itilen ve meta haline getirilen kadını, layık olduğu analık tahtına oturtmak, 
> Mayıs böceğinin dahi tenezzül edemeyeceği, fakat insanların talip olduğu lâşeyi önlerinden alarak, onlara en leziz sofrayı ikram etmek, 
> İnsanlığı maddenin karanlığından mânânın aydınlığına çıkarmak için, onu Yunus misali hem ekmeğe hem nefese ulaştırmak,
> İnsanı zulmün, köleliğin, bunalımın ağlarından kurtarmak, karanlıkta şaşırarak, bir meçhule doğru giden insanlığın felaketini önlemek ve doğru yola davet etmek, 
> Aç hürleri doyurmak, tok esirleri esaretten kurtarmak, dünyayı ahiretin tarlası olarak kullanmayı öğretmek, 
> Mekarim-i ahlakı tamamlamak üzere son peygamber olarak gönderilen Fahr-i Kainat Efendimiz (s.a.v)’in izinden hassasiyetle yürüyerek ve de vahyi aşk ile akla bürüyerek bütün insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkarmak ve yepyeni bir medeniyet kurmak için dünyanın kapısını çalmaktadır. 

SONUÇ: Mayası İlahi rıza teknesinde tutulan, hamuru tekbirlerle yoğrulan, Türk – İslâm Medeniyetinin öncüleri, Kalbi selim, Lisan-ı Sadık, Ahlak-ı Müstakim siz aşk ve Gönül Erleri Büyük Türk Milleti: Vahyin ve aşkın nurundan yoksun bir akıl ile ortaya koydukları felsefelerin karanlığında, zulmün, köleliğin, bunalımın, kin ve nefretin, ağlarına düşen insanlık çığlıklar içinde sizleri bekliyor.

Alperen Aydın