Akdeniz'de taviz yok

Akdeniz'de taviz yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Libya ile Akdeniz’de imzaladığı mutabakattan geri adım atmayacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi için geldiği Londra’da önceki akşam gurbetçilere seslendi, dün de ödüllü mimarisiyle dikkat çeken Cambridge Merkez Camii’nin açılışına katıldı. Yoğun programına Türk gazetecilerle söyleşiyi de sığdıran Erdoğan, NATO temasları kapsamında biraraya geldiği liderlerle görüşmelerinden önemli detaylar paylaştı. Bunlardan en dikkat çekeni, Türkiye’ye yönelik son dönemdeki söylemleriyle tepkilerin odağına oturan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yaptığı sert uyarılar oldu. Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması gerektiğini savunarak “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen ve “Mücadelemiz İslam kaynaklı terörle olmalı” ifadelerini kullanan Macron’a Erdoğan, “Sen önce kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir” şeklinde cevap vermişti. Gerginlik, Londra’da Angela Merkel ve Boris Johnson’ın da katıldığı 4’lü Zirve Toplantısı’nda da sürdü. Erdoğan, Macron’a attığı ‘fırçaları’ şöyle anlattı:

SAYGIN ÜLKELERİN SAYGISIZ LİDERLERİ

“Terörle mücadelede bize akıl verenlere ‘Siz aklınızı kendinize saklayın’, ikide bir ‘İslami terör’ ifadesini kullananlara da ‘gidin aynaya bakın’ dedik. İslam, ‘barış’ anlamına gelen Arapça ‘silm’ kelimesinden doğmuştur. İslam, barış dinidir. Terörün yanına sıfat olarak İslam’ı koyamazsınız. Bu ifadeyi kullananları lanetliyorum. Bunlara şunu sormak lazım; Yeni Zelanda’da 51 Müslüman’ı namaz esnasında şehit edenler kimdi? Hristiyan. Biz diyor muyuz Hristiyan terörist? Böyle bir şey kullandık mı? Kullanmadık, kullanmayız da. Niye? Bizim dinimiz İslam buna da müsaade etmez. Önce dinlerimiz arasındaki ilişkilerin nasıl barışık hale geleceğini konuşalım. Maalesef şu anda dünyada hâlâ saygın ülkelerin saygısız bazı liderleri ‘İslami terör’ ifadesini kullanıyor. Bu olamaz. Bunu kabullenmemiz mümkün değil. İkili görüşmelerimizde de ‘Bu ifadeleri kullanmayın. Siz, bizi yaralıyorsunuz’ diye defaatle söyledik, söylüyoruz.”

BURADAN NE ZAMAN ÇIKACAKSINIZ?

“Üzerinde durdukları bir konu daha var; ‘buradan (Suriye’den) ne zaman çıkacaksınız?’ Biz de kendilerine ‘Peki sizin burada ne işiniz var?’ diye soruyoruz. ‘Sınırınız mı var burada?’ Yok. ‘Peki size karşı taciz mi var?’ Yok. ‘Taarruz mu var?’ Yok. ‘Peki, ne işiniz var burada?’ Bizim 911 kilometre sınırımız var. Tacizse bize, taarruzsa bize... Bizler şehitler veriyoruz. ‘Sizin herhangi bir can kaybınız, yaralınız var mı?’ Yok. ‘Peki burada ne işiniz var?’, ‘Bize bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz?’, ‘Bakın’ dedim, ‘Çok açık ve net söylüyorum; Tel Abyad ve Rasulayn’da, malum buranın uzunluğu 120 kilometre, derinliği 32 kilometre, belirlenen o barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Biz şehitler veriyoruz, bizim yaralılarımız var ve bütün bunlar karşısında biz eli bağlı neyi bekleyeceğiz? Evet biz oradayız, orayı bu teröristlerden temizleyene kadar oradan çıkmayacağız. Şunu çok açık söylüyorum; bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok ama gözü olanlar lütfen terk etsinler.”

DEAŞ’I YOK ETMEDİNİZ
“Ayrıca şunu da söyledik; ‘Bizim üzüntümüz şudur ki siz maalesef terör örgütü YPG/PYD ile berabersiniz ve ‘Bunlarla DEAŞ’ı yok ettik’ diyorsunuz. Kusura bakmayın DEAŞ’ı yok ettiğiniz falan yok. DEAŞ yine bulunduğu yerlerde. Biz ispatlı konuşuyoruz. El-Bab’da 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı biz daha ilk harekâtta, Fırat Kalkanı’nda etkisiz hale getirdik. Ondan sonra gerek Afrin’de gerek buralarda yaptığımız operasyonlarda binlerce DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Şu anda bizim cezaevlerimizde DEAŞ’lılar var. Hâlâ toplamaya devam ediyoruz. 7 bini aşkın DEAŞ’lıyı biz derdest ettik. Ülkelerine geri gönderiyoruz. Hâlâ girmeye çalışanlara da kapılarımız kapalı. Bakın Bağdadi’nin öldürülmesiyle ilgili övünüyorlar. ‘Biz de Bağdadi’nin en yakınlarını yakaladık. Bunlar şimdi bizim geri gönderme merkezlerimizde bulunuyor. Biz bu noktadayız. Siz bunları hiç masaya yatırmıyorsunuz.’ dedik.”

LİBYA'DA TAVİZ ASLA
Libya ile yapılan anlaşmayı bazı ülkelerin ‘hukuka aykırı’ bulmasına tepki gösteren Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda çok ciddi hafızası bulunduğuna dikkat çekerek şu mesajı verdi: “Atılan adımla ilgili bazıları yalan yanlış şeyler uyduruyor. İşte bu uluslararası hukuka, uluslararası deniz hukukuna uygun değildir gibi saçmalamalar da yapıyorlar. Türkiye kabile devleti değil. Bizim yıllara sari, ta Osmanlı’ya dayanan bir birikimimiz var. Deniz hukuku nedir, uluslararası hukuk nerede neşet eder, bunların hepsini bu millet biliyor. Yani Dışişlerinin bu noktadaki hafızası çok çok güçlü. Dolayısıyla buradan bizim herhangi bir taviz vermemiz mümkün değil. Bu yapılanlar uluslararası deniz hukukuna da kesinlikle uygundur. Dolayısıyla bundan da taviz vermek söz konusu değil. Adımlarımız buna göre atılıyor. Şu anda da Libya’daki meşru hükümet yeter ki ayakları üzerinde dik durduktan, sağlam durduktan sonra bu atılan adım yerini bulacaktır.”

MONŞERLER BİLMEZ

Erdoğan, “Libya mutabakatı yeni tartışmaları da beraberinde getirir” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’e de şu cevabı verdi: Bunlar Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine kim sahiptir, bunu bile bilmezler. Dolayısıyla bu attığımız adımlarla öğrenecekler. Hakkımız, hukukumuz nedir, bunu bilmezler. Bunu da öğrenecekler. Yani o gelip geçen -kusura bakmasınlar- monşerler var ya onlardan bu ülke çok çekti. Ama biz o monşerlere bu işi bırakmayacağız. Adam gibi adam olup bu ülkenin hukukunu savunanlar, başımız, gözümüz üstüne. Ama savunmayanlar kusura bakmasınlar. Biz ne tartışmalardan geldik geçtik. Onlar izliyor tribünde, biz sahada futbol oynuyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.