Aşık Daimi kimdir, asıl adı nedir, nereli?

Aşık Daimi kimdir, asıl adı nedir, nereli?

Aşık Daimi kimdir, asıl adı nedir, nereli, hangi dönem yaşadı, hangi eserleri verdi? İşte cevabı:

Ünlü Ozan Aşık Daimi’nin hayatını sizler için derledik…

Aşık Daimi kimdir, asıl adı nedir, nereli, hangi dönem yaşadı, hangi eserleri verdi? 

İşte cevabı:

Asıl adı İsmail Aydın olan Aşık Daimi 1932 yılında İstanbul'da doğdu. Aslen Erzincan'ın Tercan ilçesindendir. Ali Babaoğullarından Baba Daimi, Birinci Dünya savaşı sıralarında İstanbul'a göç etmiştir. Aşık Dami'nin iki dedesi de saz şairiydi; o nedenle saz çalmayı ve söylemeyi kolayca öğrendi. Bir süre sonra da kendi deyişlerini okudu.

TRT’DE KAŞELİ SANATÇIYDI

İstanbul'dan ayrılarak bir süre baba diyarında kalan Aşık Daimi, 1950 yılında evlendi ve iki kızı ile iki oğlu dünyaya geldi. 1962 yılında bir daha dönmemek üzere İstanbul'a yerleşti. TRT Genel Müdürlüğü'nce açılan sınavı kazandı. O tarihten sonra kaşeli sanatçı olarak görevini sürdürdü. Zaman zaman yurtiçi ve yurtdışında konserler verdi. 17 Nisan 1983 tarihinde vefat etti. En çok bilinen eserleri şunlardır: Ne Ağlarsın, Seherde Bir Bağa Girdim, Bir Seher Vaktinde

NE AĞLARSIN BENİM ZÜLFÜ SİYAHIM

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım 
Bu da gelir bu da geçer ağlama 
Göklere erişti figânım âhım 
Bu da gelir bu da geçer ağlama 

Bir gülün çevresi dikendir, hardır 
Bülbül gül elinden âh ile zardır 
Ne de olsa kışın sonu bahardır 
Bu da gelir, bu da geçer, ağlama 

Daimî'yim her can ermez bu sırra
 Gerçek âşık olan yeter o nûra
 Yusuf sabır ile vardı Mısır'a 
 Bu da gelir bu da geçer ağlama

BİR SEHER VAKTİNDE

Bir seher vaktinde indim bağlara 
 Öter şeyda bülbül, dil yarelenir 
 Bakmaz mısın sinemde dağlara 
 Derdim dökmeye dil yarelenir

Boş geçirmeyelim gel bu çağları
Dolaşalım sahraları dağları
Bir gün gazel döker ömrün bağları
Eser sam yelleri dal yarelenir 

Daimi'yim yanar aşkın çırağı
Dostun muhabbeti cennet otağı
Ancak şu dünyada derdim ortağı
Sazım figan eder tel yarelenir

GEZİP ŞU ALEMİ SEYRAN EDERKEN

Gezip şu alemi seyran ederken
Arayıp hemdemim buldu gönüller
 Makam-ı vuslatta cevlan ederken
 Muhabbet nuruyla doldu gönüller

Döndü pervanemiz nare dolaştı
Öttü can bülbülü zare dolaştı
Goncam biter iken hare dolaştı
Engelli dikeni yoldu gönüller

İçtik dost elinden Abu Kevseri
 Mevlam çektirmesin gamı kederi
 Yarenden ahbaptan aldık haberi
 Hal hale aşina oldu gönüller

 Hiç geçer mi ele böylesi bir gün
 Zannettik ederiz toy ile düğün
 Asla unutulmaz bu sohbet bu ün
 Anlatılmaz bilmem noldu gönüller

 Dertli Dâimi'yim ne hale daldım
 Aşkın deryasında bunaldım kaldım
 Bir garip sevdayı serime aldım
 Dostun aşkı ile doldu gönüller
 

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.