Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Askerliğin teorisi - 3

Askerliğin teorisi - 3

Amerikalı siyaset bilimci ve düşünür Samuel Huntington’un “Asker ve Devlet, Sivil-Asker İlişkilerinin Kuram ve Siyasası” başlıklı kitabını incelemeyi sürdürüyoruz.
Huntington ilginç şekilde profesyonelliği sosyal sorumlulukla da ilişkilendiriyor. Mesela ona göre bir kimya araştırmacısı, sağladığı hizmet, toplum açısından faydalı da olsa, doğrudan toplumun varoluşu ve işleyişinin özüne ilişkin olmadığı için profesyonel sayılmaz! Profesyonel insanın, toplumsal sorumluluğunu reddederse, bir daha mesleğini uygulayamayacağını söyleyen Huntington, örnek olarak bir doktorun becerilerini toplum karşıtı amaçlar için kullandığı andan itibaren doktor olmaktan çıkacağını ileri sürüyor. Bir de verilen hizmet karşılığında alınacak ücretin -bahsedilen toplumsal sorumluluğundan dolayı- profesyonel için öncelikli amacı olamayacağının altını çiziyor (s.12).
Yazarın profesyonelliği tanımlarken uğradığı duraklardan birisi de “meslek birlikleri”. Ona göre profesyonel denilen kimseler bir organik birliğe ve meslek hakkında bilgi sahibi olmayanlardan ayrı bir grup olma bilincine dair bir his paylaşmalıdırlar. Bunu da mesleki yeterlik standartlarına şeklini verip resmileştiren, uygulayan ve mesleki sorumluluk standardını oluşturup tatbik eden meslek örgütleri vasıtasıyla yapabilirler.
Profesyonelliğin tüm bu ana kriterlerini bünyesinde barındıran subaylığın, doktorluk ve hakimlik kadar olmasa da ideal meslek tiplerinden biri olarak tanımlanabileceğini ileri süren Huntington, uygulamada, subaylığın, profesyonel ideale yaklaştığı ölçüde en güçlü ve tesirli halinde; bu idealden uzaklaştığı ölçüde de en güçsüz ve kusurlu halinde olacağını söylüyor (s.14). 
Kitap öylesine yoğun ki her yeni bölüm sizi adeta bombardıman altında bırakıyor. Yeni ve akıl dolu kavramsallaştırmalar, tanımlar birbirinin peşi sıra akın ediyor. Subayları sivillerden ayıran ortak beceriyi, Harold Lasswell’den iktibas ettiği ifadeyle “şiddetin yönetimi” olarak tespit eden yazar, bir askeri kuvvetin vazifesini, “başarılı silahlı çarpışma” olarak tanımlıyor. Bu vazifeyi yerine getirmekle sorumlu subayların üç temel faaliyetini şöyle tespit ediyor (s.15):
1.    Çarpışacak kuvvetin örgütlenmesi, teçhizatlandırılması ve eğitilmesi
2.    Çarpışacak kuvvetin faaliyetlerinin planlanması
3.    Çarpışmaya giriş ve çıkışta harekatının yönlendirilmesi
Paragraflar içinde geçen cümlelerin bazıları adeta birer aforizma. Çerçeveletilip subay adaylarının sınıflarına asılacak harika sözler:
-    Ana vazifesi şiddet uygulanımı olan bir insan örgütünün yönetimi, harekât tarzı ve denetimi subayın kendine özgü becerisidir (s.15).
-    Bir subayın yönlendirme yeteneğine sahip olduğu şiddet örgütlenmeleri ne kadar geniş ve karmaşık ve de bu subayın kullanılabileceği durum ve şartların sayısı ne kadar fazla olursa, o subayın mesleki yetkinliği o denli yüksektir (s.16).
-    Geniş ölçekte deniz, hava ve kara kuvvetleri gerektiren bir birleşik (combined) harekatın karmaşık faaliyetlerini yönlendirebilen bir subay memuriyetinin zirvesindedir.
-    Günümüzde, sadece, çalışma saatlerini tamamen bu göreve adamış bir kişi makul bir mesleki ehliyet düzeyi geliştirmeyi ümit edebilir (s.17).
-    Askeri beceriye hakimiyet, geniş bir genel kültür arkaplanı gerektirir (s.18).
İnşallah, Samuel Huntington’un “Asker ve Devlet, Sivil-Asker İlişkilerinin Kuram ve Siyasası” başlıklı bu ilginç kitabını incelemeyi son bir yazıyla bitireceğiz.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR