Balgat ismi nereden geliyor?

Balgat ismi nereden geliyor?

Balgat adı “halkın geçimini arıcılıktan sağlamasından” mı geliyor? Yoksa Balgat adı bizzat Atatürk tarafından mı kondu?

İsim İsim Ankara yazı dizimizin sonuna geldik. İlk önce Ankara'nın adını, üç gün boyunca da Ankara'daki ilçe adlarını inceledik. Şimdi sıra geldi Ankara'nın semtlerine... Başkent'in kadim tarihinde pek çok yerleşim birimine pek çok isimler verilmiştir; ancak bu isimlerden pek azı günümüze ulaşmıştır. 

BALŞEHRİ Mİ BAL GAT MI?

Şimdilerde Ankara'nın en lüks semtlerinden biri olan Balgat, 50 yıl öncesine kadar kışın çamurun, yazın kuru toprak ve tozun hakim olduğu bir köydü. Bu semtin binlerce yıl öncesine uzanan öyküsüne karşın Balgat Köyü'nün adının öz Türkçe olması da şaşırtıcıdır. 'Kat/gat' kelimesinin öz Türkçede şehir anlamına geldiği ve Balgat'ın yöredeki arıcılardan "balşehir" olduğu kaynaklarda yer alıyor. Ancak Balgat ismiyle ilgili halk arasındaki yaygın inanış ise şöyle: "Mustafa Kemal Atatürk'ün yolu bir zamanlar şehrin dışında kalan Balgat köyüne düşer. Köyde soluklandığı evde çay içmek isteyen Atatürk'e gelen çayda şeker yoktur. Atatürk, 'Şeker yok mu?' diye sorunca oradakiler de Ankara şivesiyle 'Şeker yok amma bal var, bal gat Atam, bal gat' der. Atatürk de bunun üzerine bölgenin ismini 'Balgat' koyar."

SAYMA KADIN'DAN SAİMEKADIN

Mamak'a bağlı Saimekadın Mahallesi'nin isminin 1402'de Çubuk Ovası'nda yapılan Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusuna yardım eden bir kadından geldiği rivayet edilir. Kaynaklarda, Osmanlı askerine yardım eden Saime Kadın'ın isminin oturduğu bölgeyle anılmaya başladığı ifade ediliyor. Ancak bir başka kaynakta ise Hacı Bayram Veli'nin soyundan gelen ve bölgede bahçeleri bulunan 'Saime Hatun'un semte adını verdiği belirtiliyor. Halk arasında anlatılan bir başka öykü ise şöyle: "Saime kadınla alışverişte bulunan biri aldığının karşılığını getirip vermiş. Saime kadın eline tutuşturulan bir tomar parayı saymaya başlayınca parayı veren eksiksiz olarak ödemede bulunduğunu anlatmak üzere, 'sayma kadın, sayma kadın' diye uyarmış. Böylece kadının adı 'sayma'dan türeyerek Saime olmuş ve bölgenin ismi de böyle anılmaya başlanmış."

SEMTLERİN DE BİR ADI

Akköprü: Semt adını Çubuk Çayı, İncesu Deresi ve Hatip Çayı'nın birleştiği noktada 1222'de Selçuklu Komutanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan, köprüden alır.
Ayrancı: Eskiden yoğun olarak görülen Rumlara Ayrancı denilmesinden dolayı bu bölgenin isminin Ayrancı olduğu söylenir.

Bağlum: Evliyalar semti olarak nitelendirilen Bağlum, 1530'da Anadolu vilayetinin Ankara kazasına bağlı bir köy olup Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı 438 numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri (937-1530) isimli eserin 354. sayfasında katip hatası olarak "Yavlum" diye kaydedilmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda "Bavlum" olarak değiştirmiştir.

Bentderesi: Ankara’nın su ihtiyacının karşılanması amacıyla Hatip Çayı üzerine bent kurulması, bu bölgenin Bentderesi olarak anılmasına neden olmuştur.

Cebeci: Kelimenin sözlük anlamı, Osmanlı'nın yeniçeri ordusunda silah yapan ve bakımıyla görevlendirilen, savaşta silah ve cephaneyi orduya ulaştıran yaya kapıkulu ocaklarından bir sınıf askerdir. Osmanlı dönemindeki Cebeci kışlalarının bugünkü Cebeci semtinde kurulmasından dolayı bölgenin ismi de buradan geliyor.

Dışkapı: Ankara'nın giriş ve çıkış kapısı olarak nitelendirildiği için bu ismi almıştır.

Dikimevi: Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri, terzi bulunan bölgeye Dikimevi denilmiştir.

Dikmen: Sözlüklerde koni biçimindeki tepe, dikilerek oluşturulan ağaçlık, dik arazide orman olarak belirtilir. Ankara'nın yüksek tepelerinden biri olan Dikmen'in artık koni biçimli olup olmadığı anlaşılmamaktadır ancak semtin tepe sırtlarında karaçam ormanı bulunmasından dolayı bölgeye bu isim verilmiştir.

Elvankent: Semt adını, Ahi Elvan Hazretleri'nin türbesinden almıştır.
Peçenek: Oğuzlar'ın 24 boyundan Gökhan kolu olan "Beçene"den gelmiştir. Peçenek sözcüğünün kökü olan Beçene kelimesinin sözlük anlamı çalışkan, gayretlidir.

Etlik: Ankara'nın yüksek yerlerinden Etlik, yapılaşmanın olmadığı dönemlerde çok fazla rüzgar alan semt olmasıyla bilinirdi. Hava akımına maruz kalan bu bölgede kesilen hayvanların etleri burada muhafaza edilmiş ve bölgeye coğrafi koşullarından ötürü Etlik ismi verilmiştir.

Esenboğa: aslında bir şahıs ismidir. Ankara Savaşı'nda başarı gösteren Timur'un generallerinden İsen Buga'nın (mutlu, kutlu, güzel, iyi ve sağlıklı öküz) ismi zaman içerisinde Esenboğa olarak günümüze gelmiştir.
Hacettepe: Önceleri Keltepe olarak anılan Hacettepe, ağaçlandırma çalışmalarının ardından 17. yüzyıl başlarında Hacıtepesi Mahallesi olmuş ve ağızlarda "Hacettepe"ye dönüşmüştür.
İtfaiye Meydanı: Ulus'taki İtfaiye Meydanı'na, şehir dışından gelenlerin çok olmasından dolayı önce ''Hergelen Meydanı'' denilmiş, bu ad zamanla Hergele Meydanı'na dönüşmüş, Ankara İtfaiyesi'nin kurulmasıyla İtfaiye Meydanı olarak kalmıştır.

Kasalar: meyve ve sebze kasalarının geniş bir arazide depolanmasından dolayı bu adı almıştır.
Kırkkonaklar: Başlangıçta 40 hane bulunan semt, Kırkkonaklar adıyla anılmıştır.
Moğan: Gökçegöl olarak da anılan Mogan Gölü’nün adı söylentiye göre, tarikat önderi anlamına gelen "Mugan"dan gelmiş ve zamanla Mogan'a dönüşmüştür.

Öveçler: Sözlük anlamı "2-3 yaşındaki erkek koyun"dur. Ancak "öveçler" kelimesi, kitaplarda yer alan bilgiye göre, "keklikten ufak, keklik gibi öten, avcıları peşinden koşturan sevimli kuş" anlamına gelir ve bu kuşların bölgede çoğunlukla bulunmasından dolayı buraya Öveçler denilmiştir.

Papaz Bağı: Gaziosmanpaşa Kuleli Sokak'ta bulunan ve şimdi Kuloğlu tarafından satın alınan üzüm bağı, eskiden Ermeni bir papaza ait olmasından dolayı bu isimle anılmıştır.

Seyranbağları: Dilimize Farsça'dan geçmiş "seyran" sözcüğü "gezinme ve bakıp görme, geçirme" demektir. Üzüm bağlarının da bulunduğu Ankara'nın yüksek kesimi Seyran Bağları, zamanında gezinti yeri ve çevreyi görme imkânı veren bir alan olmasından dolayı "Seyran" ismini almıştır.

Solfasol: Hacı Bayram Veli'nin doğup büyüdüğü yer olarak bilinen Solfasol semtinin gerçek adının zülfazıl (faziletli, erdem sahibi kişi) olduğu çeşitli kaynaklarda yer alıyor.

Şose: Fransızca kökenli bir kelime olan Şose’nin anlamı ise "taş kırıkları veya kum kullanılarak yapılan yol" demektir. Eski zamanlarda taşlı ve kıvrımlı yollarının olması nedeniyle bu ismi almıştır.

Telsizler: Semtteki Türk Telekom Kültür Merkezi olarak kullanılan yapılar, 1928'de telsiz istasyonu olarak yapılmış ve 1951'e kadar Ankara Telsiz İrsal İstasyonu olarak hizmet vermiştir. Çok sayıda telsiz direği olmasından dolayı semte Telsizler adını vermiştir.

Tınaztepe: Sözlük anlamı, dövülerek savrulmaya hazırlanan ekin yığınıdır. Buna bağlı olarak, mahallede ekin yığınlarının bulunmasından dolayı bölge bu adla anılmıştır.

Topraklık: Ankara Hukuk Fakültesi ile Siyasal Bilgiler Fakültesinin arka tarafları olan Topraklık'ın da ilginç bir hikayesi var. İşi olmayan kimseler, bölgeden aldıkları killi toprağı eşeklerle mahallelerde dolaştırarak "bebe toprağı" satarlardı. Tahta beşiklere serilen toprağın bebeği daha iyi uyuttuğu ve geliştirdiği söylenir.

Uğur DUYAN/HABERVAKTİM
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.