Çekiç Ali kimdir, aslen nereli? İşte en meşhur türküleri:

Çekiç Ali kimdir, aslen nereli? İşte en meşhur türküleri:

Çekiç Ali kimdir, asıl adı nedir, nereli, hangi dönem yaşadı, neden Çekiç Ali ismini aldı? Çekiç Ali'nin en meşhur türküleri hangileri; en çok hangi Türküleri söyledi?

Ünlü Bozlak Ustası, Çekiç Ali’nin hayatını sizler için derledik… 

Çekiç Ali kimdir, asıl adı nedir, aslen nereli, hangi dönem yaşadı, neden Çekiç Ali ismini aldı? Çekiç Ali'nin en meşhur türküleri hangileri; daha çok hangi Türküleri söyledi? 

Asıl adı Ali Ersan olan Çekiç Ali 1932 yılında Kırşehir'in Kaman ilçesinin Meşe köyünde doğdu. Bağlama çalışındaki kıvraklığı münasebetiyle “Çekiç” lakabı verilmiştir. Orta Anadolu Abdal müziğinin en önemli temsilcilerinden biridir. Okuduğu bozlaklar kadar kırık havalarda da usta bir sanatçıdır. Çok sayıda plak ve kaseti vardır. Muharrem Ertaş, Çekiç Ali'nin eşi Fatma Hanımın dayısıdır. Çekiç Ali Muharrem Ertaş’ın çıraklarındandır. Tıpkı Neşet Ertaş ve Hacı Taşan gibi Çekiç Ali’de Küçük yaşlarda yöresindeki düğünlere giderek çalgıcılık yapmıştır. 1969 senesinde İstanbul’da düzenlenen ulusal bir müsabakada Kırşehir Ekibi’ne folklor oyunları dalında birincilik kazandırmıştır. Çıkardığı plak ve kasetlerle Çekiç Ali’nin ünü Orta Anadolu’yu aşıp tüm Türkiye’ye yayılmıştır.

YANIK SESİ FARKLI KILIYOR

Bozlak türünü icra edenler Çekiç Ali'yi farklı ve kendine has kılan özelliğini şöyle anlatıyor: Onun sesi, kelimenin tam anlamıyla lirik, duygulu ve yanık bir sestir. Çok yumuşak bir gırtlağı vardır ve yöre müzisyenlerinin hepsinde karşımıza çıkan ses çarpmaları, orijinal gırtlak nağmeleri, titretme ve triller, kelimenin telaffuz ve vurgularındaki hususilik Çekiç Ali'de en rafine şekliyle karşımız çıkar.

O’nun asıl orijinal yönü, saz çalma teknik ve üslubunda kendini gösterir. Çekiç Ali'nin sazından bazen uda, bazen de cümbüşe benzer sesler duyarız ve teller üzerindeki parmakların ve tezenenin kelebekler gibi uçuştuğunu hissederiz. Çekiç Ali'nin 1960'lı yıllarda, Bayram Aracı ile birlikte son derece seri ve hızlı bağlama çalmayı yaygınlaştıran sanatçılardan biri olduğunu da söyleyelim. Bu tavır ve edanın özellikle oğlu Aydın Çekiç'te devam ettiğini görüyoruz. Aydın Çekiç, sesi ve bağlaması ile Kırşehir yöresi türkü ve havalarının günümüzdeki başarılı icracılarından biri olarak sanatını sürdürmektedir. 

ÇEKİÇ ALİ’DE SAZ VE SES YAKINLIĞI

Çekiç Ali'nin hem sesinde, hem sazında öylesine kendine has bir renkle karşılaşırız ki, bu daha ilk müzik cümlesinde kendini hemen belli eder. Başta Muharrem Usta olmak üzere Hacı Taşan'ın, Neşet Ertaş'ın da okuduğu bazı türküleri ve havaları (Biter Kırşehir'in Gülleri Biter, Acem Kızı vb.) tamamen kendine has bir tavırla yorumlayarak, adeta okuduğu her eserin altına kolay kolay silinemeyecek güçlü bir imza atar. Sazını sesine, sesini de sazına öylesine yakınlaştırır ki, sazla sesin birlikteliği ve iç içeliği oldukça etkileyici bir müzik dili ortaya çıkarır.

cekic-ali-2-002.jpgLAKABINI MAHKEME KARARIYLA RESMİLEŞTİRDİ

Ün yaptığı senelerde İstanbul’da bir plak şirketi Çekiç Ali’ye ait olan bir plağı izinsiz çoğaltarak haksız kazanç elde eder.

Çekiç Ali duruma itiraz eder. Plak şirketi “senin ismin Çekiç Ali değil, sen Ali Ersan’sın” diye kendini savunarak dolandırıcılığına bahane üretir.

Bu savunmaya karşılık Çekiç Ali, ismini mahkeme yoluyla resmileştirip “Çekiç” soy ismini alır ve yeni adı “Çekiç Ali” olur.

Keskinli Hacı Taşan’dan dört yaş büyük, Neşet Ertaş’dan ise dört yaş küçük olan Çekiç Ali, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesinde kalbinden ameliyat olur ve iki sene sonra 13 Eylül 1973 tarihinde geçirdiği beyin felci sonucu genç yaşta vefat eder.

AĞIT TÜRKÜLERİ DE VAR OYUN HAVASI DA

Anonim Türküleri de seslendiren Çekiç Ali'nin okuduğu türkülerin bazıları (Acem Kızı, Aziziye gibi) yöre müzik kültürünün ağırlıklı karakteristik ezgileri olmakla beraber, çoğu da oyun türküleri ve oyun havalarından oluşmakta. Ağıtlar ise, yörede yaşanmış acılı, trajik olaylar üzerine söylenmiş anonim söz ve ezgilerin yanı sıra, en çok da Toklumenli Aşık Said'in (1835-1910) ve Aşık Said'in oğlu Aşık Seyfullah'ın (1896-1968) şiirleri üzerine söylenmiş ağıt / bozlaklardan ibaret. Kızılırmak, Doğar Yaz Ayları, Sarı Yazma Yakışmaz mı Güzele vb. bozlaklar bunlardan bazıları.

 

Gazeteilksayfa.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.