Çelebi  Mehmet kimdir? Fetret devrini nasıl sonlandırdı?

Çelebi Mehmet kimdir? Fetret devrini nasıl sonlandırdı?

Çelebi Mehmet kimdir, hangi dönem yaşadı, hangi seferleri yaptı, türbesi nerede, fetret devrini nasıl sonlandırdı, neden Osmanlı’nın ikinci kurucusu olarak kabul edildi?

Fetret devrini sonlandırarak  Osmanlı Devleti’ndeki birlik ve bütünlüğü yeniden tesis eden, Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Çelebi Mehmet’in hayatını sizler için derledik…

Çelebi  Mehmet kimdir, hangi dönem yaşadı, hangi seferleri yaptı, türbesi nerede, fetret devrini nasıl sonlandırdı, neden Osmanlı’nın ikinci kurucusu olarak kabul edildi? 

İşte cevabı:

Osmanlı padişahlarının beşincisi olan Çelebi Mehmet 1379 yılında doğdu. Babası Sultan Yıldırım Bayezid Han, annesi Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun'dur. 8 yıl tahtta kalan Çelebi Mehmet Osmanlı Devleti'nin ikinci kurucusu olarak da kabul edilir. 

Çelebi Mehmet, Küçük yaştan itibaren devrin en yüksek alimlerinden özel dersler aldı. Din ve fen ilimlerini öğrendi. 1393'te devlet idaresinde tecrübe sahibi olması için Amasya'ya sancak beyi olarak tayin edildi.

FETRET DEVRİNİ SONLANDIRDI

Ankara Savaşı'ndan sonra parçalanan Osmanlı topraklarını yeniden birleştirmek için çalıştı. Bu kaos dönemine, fetret devri (1402-1413) denildi. Bu dönemde kardeşleri Süleyman, İsa ve Musa Çelebi ile mücadele etti.  En son 1413 tarihinde Çamurlu mevkiinde, Musa Çelebi kuvvetlerini bozguna uğrattı. Edirne'de tahta çıktı. Böylece Osmanlı Devleti'ni karşılaştığı büyük bunalımdan kurtardı. Devletin birliğini sağladı. Elden çıkan toprakları geri almaya çalıştı. 

fet-001.jpg

İZMİR’İ TOPRAKLARINA KATTI

1414'te Anadolu üzerine yürüyerek Aydınoğlu Cüneyd Bey'in elinden Kayacık, Nif ve İzmir'i aldı. Karamanoğulları'na ait Konya'yı muhasara etti. Ancak Karamanoğlu İkinci Mehmet'in af dilemesi ve tabiiyetini arz etmesi üzerine barış yapıldı. Karamanoğlu'nun sözünde durmaması üzerine Konya'yı ikinci defa kuşatarak zaptetti (1415). Daha sonra yapılan antlaşmayla Konya'yı Karamanoğulları'na bıraktı. Beypazarı, Sivrihisar, Akşehir, Yalvaç ve Beyşehir'i Osmanlı'ya kattı. 

SEFERLERE ARA VERMEDİ

Daha önce Musa Çelebi ile birleşerek kendisine karşı savaşan ve vergisini göndermeyen Eflak beyi Mirça üzerine yürüdü. Onu Yer-Göğü'de mağlup etti. Mirça, üç yıllık vergisini ödediği gibi, oğlunu da rehin olarak bıraktı. Rumeli'den dönüşünde Candaroğulları üzerine yürüdü. Seferlere aralıksız devam eden Çelebi Mehmet Tosya, Çankırı ve Kalecik'i ele geçirdi. 1416 ve 1420'de ilk defa Tuna ırmağının kuzeyine geçerek Basarabya'ya girdi. 

ŞEYH BEDRETTİN İSYANINI BASTIRDI

Devrinin en önemli iç hadisesi Şeyh Bedrettin isyanıdır. Şeyh Bedrettin, İslam'a uymayan sapık fikirler sahibiydi. Bu ayaklanmayı zamanında bastırdı. Yakalanan Şeyh Bedrettin, İslam alimlerinin fetvası üzerine idam edildi. 
Aynı yıl Rumeli'de taht mücadelesine giren kardeşi Mustafa Çelebi'yi yenilgiye uğrattı. Mustafa Çelebi kaçarak, Bizans imparatoruna sığındı. Bu olaydan kısa bir süre sonra, Edirne'de avlanırken rahatsızlandı. Çok geçmeden de 26 Mayıs 1421 tarihinde vefat etti. Bursa'ya getirilerek Yeşil Türbe'ye defnedildi. 

SEFERLERE BİZZAT KATILDI YARALANDI

Osmanlı Devleti'nin ikinci kurucusu kabul edilen Çelebi Mehmet, sabırlı, azim ve irade sahibi, sözüne ve vaadine sadık, vakur bir hükümdardı. Sekiz yıllık yönetim süresini İslam dinine hizmetle geçirdi. Küçük ve büyük yirmi dört muharebede bulunarak kırka yakın yara aldı. Çelebi Mehmet döneminde memleketin imarına büyük önem verdi. Bursa'da Yeşil Türbe ile bir cami, medrese ve imaret, Edirne'de bir cami ve bedesten, Amasya'da da oğlu Kasım için bir türbe yaptırdı.

KUTSAL BELDEYE SURRE ALAYI

Çelebi Mehmet, babası Yıldırım Beyazıt döneminde başlatılan “Surre” geleneğini devam ettirdi. Kutsal beldelere “Surre Alayı” ile gönderilen yardım ve hediyeleri artırarak göndermeye devam etti. 

Edebiyat ve şiire düşkünlüğüyle bilinen Çelebi Mehmet’in içte ve dışta daimi olarak din ve devlet düşmanlarıyla mücadele halinde iken yazdığı bir şiiri:

CİHÂN HASM OLSA 

Cihân hasm olsa, Hakk’dan nusret iste!
 Erenlerden duâ vü himmet iste! 

Çalup dîn aşkına udvâne şimşîr,
 Anuban çâr-ı yârı hidmet iste! 

Eğer leb-teşne isen ey bed-endîş;
Bu deşne çeşmesinden şerbet iste! 

Geçenden geç, demür taşdan sakınma,
 Demüri mahv idenden kuvvet iste! 

Çevürme yüz muhalifden Mehemmed,
 Adûyı arsadan sür vüs’at iste!

 

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.