Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dikenli teller Avrupa'yı korumaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dikenli teller Avrupa'yı korumaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cenevre’deki 1. Küresel Mülteci Forumu’nda Türkiye’nin mülteci yükünü 9 yıldır tek başına taşıdığını söyledi. Erdoğan, Dikenli tel örgülerin Avrupa’yı mülteci akınından koruyacağı gibi son derece yanlış bir düşünceye prim verildi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde 1. Küresel Mülteci Forumu’nda mültecilere karşı samimiyetsiz davranan Batılı ülkelere seslendi:

İnsanlar sadece daha iyi bir iş daha yüksek bir hayat standartı için değil karınlarını doyurabilmek için göç etmek zorunda kalıyor. Çıkılan bu umut yolculukları maalesef çoğu zaman ölümle sonuçlanıyor. Bugün mülteci sorunu diye genelleştirdiğimiz meselenin arka planında büyük bir dram vardır. Sahile vuran çocuk cesetleri bu sorunun artık daha fazla görmezden gelinemeyeceğini göstermiştir.

HERKESE KUCAK AÇTIK
Türkiye, düzensiz göç ve mülteci akınlarının yükünü dünyada en ağır hisseden ülkelerin başında geliyor. Şu an sadece 3,7 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyona yakın yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyoruz. Suriye’de çatışmalar başladıktan sonra açık kapı politikası uygulayarak, ülkemize sığınan herkese kucak açtık. Birkaç münferit hadise dışında mültecileri ötekileştirecek hiçbir üzücü olay yaşanmadı. Varil bombalarından kaçan insanlara kapımızı kapayamazdık.

SORUMLULUĞU HERKES PAYLAŞMALI
Suriye kaynaklı göç probleminin tek çözüm yolu, mültecilerin bizim sınırlarımız içinde tutulması olarak görülemez. Türkiye’nin uluslararası toplum adına 9 yıldır tek başına taşıdığı bu sorumluluğu diğer ülkeler paylaşmakla mükelleftir. Mültecileri kendi topraklarında tutacak, ülkemizde olanları da tekrar vatanlarına döndürecek formüllerin devreye alınması gerekiyor.

BİZE GÜLÜCÜK ATIYORLAR
Mültecilerin terketmek zorunda bırakıldıkları yurtlarına geri dönüş hakkı tartışma götürmez. Suriye’de kalıcı istikrar ve normalleşmenin tesisinde geri dönüşler en az terörle mücadele kadar önemlidir. Örneğin, ‘Suriye’nin kuzeyinde gelin bir güvenli bölge tesis edelim’ dediğimde hepsi, ‘gayet güzel’ diyorlar. ‘Siz destek verin, bakın plan hazır, projeler hazır, bunu bir an önce yapalım’ dediğimiz de dünyanın devleri, parası en çok olanlar, sadece bize gülücük atıyorlar. Destek vermeye gelince destek ne yazık ki yok.

MÜLTECİ BOTLARINI ŞİŞLEDİLER
Birçok batılı dost Suriye kaynaklı düzensiz göç meselesine, sadece güvenlik ve çıkar penceresinden bakmayı tercih etti. Dikenli tel örgülerinin Avrupa’yı mülteci akınından koruyacağı gibi son derece yanlış bir düşünceye prim verildi. Hatta çözüm yolu olarak Akdeniz’deki mülteci botlarının batırılması dahil ileride utançla hatırlanacak önerilerle karşılaştık ve bu botları şişleyerek batırdılar ve o insanları Akdeniz’in sularına gömdüler.

SİYASİ RANT PEŞİNE DÜŞTÜLER
Irkçı partiler başta olmak üzere kimi siyasetçilerin mülteci düşmanlığı üzerinden oy yarışına girdiğini gördük. Her şeyini geride bırakmış insanların dramları üzerinden siyaset yapmak, toplumdaki ön yargıları kaşıyarak siyasi rant peşine düşmek utanç vericidir. Filistinli mültecilere verilen yardımları keserek onları yokluk ve yoksullukla terbiye etmeye çalışmak da aynı şekilde insanlık dışıdır.

Putin’le Libya’yı görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Libya ve Suriye başta olmak üzere bölgesel konular ve ikili ilişkiler ele alındı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da başkent Moskova’da gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya ile Türkiye’nin Suriye meselesi çözümü konusunda yoğun temasları sürdürdüğünü anımsattı. Putin ile Erdoğan’ın Libya krizini de görüşmeye devam edeceğine işaret eden Peskov, Putin’in ocak ayında TürkAkım doğal gaz boru hattı projesinin açılışına katılacağını hatırlatarak, “Bu, bütün güncel konuları görüşmek için iyi bir fırsat olacak. Herhangi bir diğer ziyaret ya da temas şimdilik planlanmış değil ama çalışma programı hızla değişebilir” ifadelerini kullandı.

Küresel düzeyde adımlarla çözülür
Suriyelilerin kendi kendilerine yeter konuma gelmeleri için eğitimden sağlığa, istihdamdan kadın ve çocuklar gibi hassas kesimlerin korunmasına kadar gereken her türlü çabayı gösterdiklerine dikkati çeken Erdoğan, sığınmacılar için bütçeden harcanan rakamın Birleşmiş Milletler kriterlerine göre şu an itibarıyla 40 milyar doları aştığını bildirdi. Aynı dönemde dışarıdan Türkiye’ye gelen yardımların ise son derece kısıtlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Mülteci meselesinin bizim gibi bu insanlara layıkıyla ev sahipliği yapan bir kaç ülkenin çabalarıyla önlenemeyeceği açıktır. Vicdanları yaralayan bu sorunun sürdürülebilir şekilde çözülmesi ancak küresel düzeyde atılacak adımlara bağlıdır. Küresel sahiplenme konusunda halen arzu edilen seviyenin çok uzağında olduğumuzu görüyorum” dedi.

Petrol onlara daha çok lazım
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla 4 bin kilometrekarelik alanı DEAŞ ve YPG/ PKK teröründen temizlediklerini, Soçi Mutabakatıyla İdlib’de yaklaşık 4 milyonu etkileyecek büyük bir insani trajedinin önüne geçtiklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Barış Pınarı Harekatı ile Suriye sınırında 120 kilometre genişliğinde 30 kilometre derinliğinde bir alanı tüm terör unsurlarından arındırdık. Böylece 8 bin 200 kilometrekarelik bir bölge terör örgütlerinden kurtarıldı. Ben de diyorum ki; o petrol kuyularında bulunan petrolü gelin beraber çıkaralım, ondan sonra o terör bölgesine şu projeleri uygulayarak, şu anda mülteci halinde olan bu insanları o yaptığımız evlere, okullara, hastanelere barınmaları için oraya yerleştirelim. Ama buna yanaşmıyorlar. Çünkü petrol onlara daha çok lazım. YPG/PKK terör örgütünün sivilleri hedef alan saldırılarına rağmen bu bölgeler hali hazırda Suriye’nin en yaşanabilir, en huzurlu alanlarıdır. Suriyeli mültecilerin gönüllü ve güvenli olarak kendi evlerine dönüşlerinden kimlerin, hangi güçlerin rahatsız olduğunu biliyoruz.”

İmran Han’la 1 saat 40 dakika

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1. Küresel Mülteci Forumu’na katılmak üzere bulunduğu Cenevre’deki resmi temasları kapsamında, Pakistan Başbakanı İmran Han’ı kabul etti. BM Cenevre Ofisi’nde basına kapalı gerçekleşen kabul, 1 saat 40 dakika sürdü. İmran Han, görüşme sonrası katıldığı Küresel Mülteci Forumu’ndaki konuşmasına, “Türkiye Cumhurbaşkanı ve Türk halkına, Türkiye’nin dünyada en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmasından dolayı şükranlarımı sunuyorum.” ifadeleriyle başladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.