Cumhurbaşkanı Erdoğan: Jakoben zihniyetten, Türk müziği de payını almıştır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Jakoben zihniyetten, Türk müziği de payını almıştır

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de bir dönem müzik inkılabı adı altında Türk halk ve sanat müziğinin alaturka müzik denilerek yasaklandığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, inşaatı tamamlanan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) yeni konser salonunun açılışına katıldı. Erdoğan, konuşmasının başında geçen hafta vefat eden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası emekli başkemancısı Türk Keman Okulu'nun önde gelen temsilcilerinden Oktay Dalaysel'i andı. Programı koronavirüs salgını nedeniyle kısıtlı katılımla gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını kaydeden Erdoğan, "Salgının tüm dünyada vahim boyutlara ulaştığı bu sıkıntılı dönemi, hep birlikte tedbirlere uyarak en kısa zamanda atlatmayı ümit ediyoruz. Bizler de gerek siyasi çalınmalarımızı, gerek görüşme ve kabullerimizi, gerekse bu tür programlarımızı salgın gerçeğine göre düzeliyoruz. Konser salonumuzun açılışını Başkentimizin, ülkemizin, kültür ve sanat hayatı için son derece önemli bir eser olduğu için ertelemek yerine hemen gerçekleştirmeyi tercih ettik. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na layık bir konser alanı ihtiyacı, yıllardır gündemde olan bir konuydu. Hemen yanımızdaki bina maalesef talebi karşılamaya yetmiyordu. Göreve geldiğimizde yeni bina ile ilgili yarım yamalak da olsa bazı fizibilite çalışmaları yapılmıştı. Bu çalışmaları yeniden ele alarak eksikleri giderdik. Yüklenici firmalardan kaynaklı bu sorunları çözerek projeye hız verdik. Uzun bir dönem sürüncemede kalan bu projeyi bizzat takip ederek hamdolsun tamamlamayı başardık. Bugün CSO'yu şanına yanaşır bir binaya kavuşturma yanında, şehrimizin sembollerinden olacak modern bir mimari eseri de ülkemize kazandırmış oluyoruz" diye konuştu.

'SANAT VE MÜZİK VAHASINA DÖNÜŞECEK'

CSO binasının, salgın şartlarının hafiflemesi ile Başkent'in ortasında bir sanat ve müzik vahasına dönüşeceğini aktaran Erdoğan, "Her dilden ve her telden dünyanın sesi burada toplanacak içimizdeki tüm güzellikler notalara burada yansıyacaktır. Pisagor ve Farabi tertibinden ilhamlarla Mozart ile Bach'ın portrelerinden tınılar, Şemsettin ile Meragi'den terennümlerle, Şostakoviç ile Chopin’in bestelerinden ritimler burada buluşacaktır. Şehnaz besteler uvertürlere, kâr-ı natıklar andantelere burada yol gösterecektir. Bir kemanın içli sesinden yayılan ayrılık, bir bağlamanın en zarif perdesinde yankılanan hasret yine burada gönlümüze düşecektir. Bir Itri neva karıyla bir Vetömin konçertosu, bir Yunus ilahisine eşlik eden barış senfonisi olarak buradan dünyaya açılacaktır" dedi.

'MÜZİSYENLERİMİZ, BESTEKARLARIMIZ, SANATÇILARIMIZ ARASINDA AYRIM ASLA YAPAMAYIZ'

Erdoğan, şair Yahya Kemal'in deyimiyle devlet kurma ve askerlik dışında Türk milletinin dünya ortalamasının fevkinde 3 büyük sanatı olduğunu belirterek, "Yahya Kemal bunları mimari, musiki ve şiir olarak sıralıyor. Tarihimize baktığımızda mimari ve şiirle beraber, musikinin de kültürümüzde çok önemli bir yeri vardır. Türk müziği Orta Asya, eski Anadolu, Akdeniz, Ege, İslam, Osmanlı ve son olarak Batı olmak üzere, 5 damardan beslenerek bugüne ulaşmıştır. Türk sanat müziğine hayat veren perde ve makamlar, kökü bin yıllara giden bu uzun serencamın yoldaki işaretleri mahiyetindedir. Sanat müziğinden halk müziğine kadar tüm müzik dallarını kültür dünyamızı zenginleştiren birer nehir olarak görmemiz gerekiyor. Türk müzik tarihinde Itri'nin yeri neyse, Karacaoğlan'ın yeri de orasıdır. Dede Efendi ne kadar hürmete layıksa Aşık Veysel de aynı derecede hürmete layıktır. Hafız Sadettin Kaynak'a nasıl minnettarsak Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş ustaya da aynı şekilde minnettarız. Müzik türlerimiz arasında olduğu gibi müzisyenlerimiz, bestekarlarımız, sanatçılarımız arasında ayrım asla yapamayız" dedi.

'TÜRK HALK VE SANAT MÜZİĞİNİN YASAKLANDIĞI TUHAF DÖNEMLER YAŞANMIŞTIR'

Türkiye'de diğer pek çok hususta olduğu gibi müzik konusunda da bir dönem çok ciddi hatalar yapıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöken jakoben zihniyetten maalesef Türk müziği de payını almıştır. Milletin değerlerini, milletin zevk ve kültürünü gerilik emaresi olarak gören bu anlayış, sanat hayatımızın çölleşmesine neden olmuştur. Bu ülkede, müzik inkılabı adı altında Türk halk ve sanat müziğinin alaturka müzik denilerek yasaklandığı tuhaf dönemler yaşanmıştır. Devrin gazetelerini açıp baktığınızda 'alaturka musiki ilga edildi' gibi birçok manşet, haberle karşılaşmanız mümkündür. Halkı baskı, zorbalıkla dönüştürebileceklerini zannedenler, halkın müzik zevkini de yasaklarla değiştirebileceklerine inanmışlardır. Ne zaman ülkemiz, bu kültür faşistlerinin tasallutundan kurtulmuş, işte o zaman Türk kültür ve sanat hayatı yeniden canlanmaya başlamıştır" diye konuştu.

'ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ YERİNE İSTANBUL'UMUZA YAKIŞIR BİR OPERA BİNASI İNŞA EDİYORUZ'

Türkiye'nin son 18 yılda kültür sanat dünyasının zenginleşerek, daha özgün bir karaktere büründüğünü kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye bizim dönemimizde sadece siyaset, savunma, ekonomide değil kültür, sanat, müzik, edebiyatta da prangalarından kurtulmuştur. Biz insanlarımızın arasında ayrımcılık yapmadığımız gibi müzik türlerimiz ve müzisyenlerimiz arasında da hiçbir ayrıma gitmedik. Şair, yazar, sanatçıları arasında ayrım yapan, insanları dinledikleri müzik, giydikleri kıyafetlere göre ayıran eski Türkiye manzarasına son verdik. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına değer katacak bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri sahiplenmenin çabası içindeyiz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde ülkemizin en modern opera binası olan Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi'ni hayata geçirdik. İstanbul'da artık her tarafı lime lime dökülen Atatürk Kültür Merkezi'ni yıkıp yerine İstanbul'umuza yakışır bir opera binası inşa ediyoruz. İnşaatını başta Bakanım olmak üzere yakından takip ettiğimiz bu eseri de inşallah en kısa zamanda İstanbul'un ve ülkemizin hizmetine sunacağız. Göreve geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi sayısı 42 iken, biz buna 74 adet daha ilave ederek 116'ya çıkarttık, devlet tiyatrolarındaki sahne sayısını 23'ten 54 ilave ile 77'ye yükselttik. Desteklenen özel tiyatro sayısını 59'dan 328'e, verilen destek miktarını 850 bin liradan 12 milyon liraya çıkarttık. Son 18 yılda 91 adet yurt içi, 78 adet yurt dışı kültür varlığı sergisi gerçekleştirdik. Bilhassa salgın döneminde sinemadan müziğe, tiyatrodan yayıncılarımıza hemen her sektöre ciddi destekler verdik. Birileri istismar peşinde koşarken biz KDV indirimi, destek paketi, kira stopajının yarıya düşürülmesi gibi somut adımlarla sanatçılarımıza sahip çıktık. Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen Yeditepe Konserleri, koronavirüs nedeniyle zor günler geçiren sektöre can suyu olmuştur. İnşallah bundan sonra da sanatı ve sanatçılarımızı desteklemeye devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından, açılış konserine geçilirken Erdoğan'a günün anısında şef batonu hediye edildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.