Fehim Arvasi kimdir, tarikatın hangi kolundan?

Fehim Arvasi kimdir, tarikatın hangi kolundan?

Fehim Arvasi kimdir, hangi dönem yaşadı, Abdülhakim Arvasi ile yolları nasıl kesişti, tarikatın hangi kolundan, hangi vasiyetlerde bulundu?

Abdülhakim Arvasi’nin mürşidi ünlü mutasavvıf Fehim Arvasi’nin hayatını sizler için derledik.

Fehim Arvasi kimdir, hangi dönem yaşadı, Abdülhakim Arvasi ile yolları nasıl kesişti, tarikatın hangi kolundan, hangi vasiyetlerde bulundu? 

İşte cevabı:

Fehim Arvasi, 1825 yılında Van'ın Bahçesaray ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyünde doğdu. Arvasi diye anılmasının nedeni, babası Seyyid Abdülhamid Arvasi'den kaynaklanmaktadır. Annesi, aynı ailenin Doğubayezıd kolundan Seyyid Hacı İbrahim Efendi'nin kızı Seyyide Emine Hanım'dır. 1895 yılında kendi köyünde vefat etmiştir. Fehim Arvasi, küçük yaşta babasını kaybetti ve annesinin himayesinde büyüdü. Arvas ve Müküs'te bulunan medreselerde dini ilimlerdeki tahsilini ilerletti. Cizre'ye giderek, Mevlana Halid Bağdadî Hazretleri'nin halifelerinden Şeyh Halid-i Gezeri Hazretleri'nin ders halkasına katıldı. Kısa sürede mertebeler aşarak sülukünu tamamlayıp hilafet aldı.

TAHA-İ HAKKÂRİ HAZRETLERİ'NE İNTİSAP

Fehim Arvasi, Cizre dönüşünde Van'a uğradı. O sırada büyük veli Seyyid Tahay-ı Hakkâri Hazretleri de Nehri'den Van'a gelmiş bulunuyordu. Seyyid Sıbgatullah Efendi, Taha-i Hakkâri Hazretleri'ne intisapta bulundu. Kısa sürede mertebeler aşarak hilafet aldı. Van valisi kendisinin Van'da kalması için ısrarda bulunda ise de O: "Şu anda Efendimin ziyareti için Nehri'ye gidiyorum. Efendim Seyyid Taha Hazretleri izin verirlerse kalırım" dedi. Durumu mürşidine arz edince Taha-i Hakkâri Hazretleri: "Yok Molla Sıbgatullah! Van halkı dun himmettir (Yani eksik ve kısa himmetlidir). Van'ın manen fethi senin ve benim elimde değildir. Keşfen Van'ın irşadının sizin soyunuzdan Seyyid Fehim'e verildiğini görüyorum. Bu da geçici olarak sürer. O zatın da halen hayatta olup olmadığını bilmiyorum" diye karşılık verdi. Seyyid Sıbgatullah Hazretleri: "O zat amcamın oğludur. Cizre'de tahsilde bulunmaktadır. İlmiyle şimdiden şöhrete ulaşmıştır" dedi. Seyyid Taha Hazretleri: "Bir başka gelişinde o zatı muhakkak bana getir" dedi. Seyyid Sıbgatullah Hazretleri Nehri'ye ikinci gelişinde çok genç yaşta bulunan Seyyid Fehim Hazretleri'ni de yanında getirdi. Ziyaret sonu dönüşü için Sıbgatullah Hazretleri'ne izin verdiği halde Fehim Arvasi'nin yanında kalmasını bildirdi. 

‘SEYYİTLERİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜNÜZ’

Kısa sürede yüksek makamlara erişen Fehim Arvasi, hakkında Seyyid Taha el-Hakkâri Hazretleri: "Başkalarının altı ayda aldığı mesafeyi, Seyyid Fehim yirmi dört saatte aldı'' buyurdu. Çok zeki olan Seyyid Fehim Hazretleri'nin ilim tahsiline devam etmesini istedi ve onu, Muş ilinin Bulanık ilçesinin Abirî köyündeki Molla Rasul Sıbkî'ye gönderdi. Yolcu ederken de şunları söyledi: "Sen zeki ve tetkik edici bir ilim talibisin. Suallerine hocalar tatmin edici cevap veremezler ve rahatsız olurlar. Derslerin takibi sırasında bir zorlukla karşılaşırsan, onları rahatsız etme. Elini göğsüne koy ve beni hatırla. İnşallah derhal müşküllerini hallederim." Bir müddet daha ilim tahsilinden sonra yine hocası ve mürşidi Seyyid Taha el-Hakkâri Hazretleri'ne döndü. Son derece edepli olan Fehim Arvasi, elinden geldiğince mürşidine hizmette bulundu. Mürşidi tarafından yapılan her imtihanı başarı ile sona erdirdi. Bir defasında mürşidi ona: "Yeter Molla Fehim! Benim kanaatime göre bugün ilimde bir ummansınız. Seyyid Şerif Cürcanî Hazretleri'nden sonra ilimde seyyitlerin yüzünü siz güldürdünüz. Bu ilmi bu kadar yere sermeyiniz" dedi. Fehim Arvasi de: "Bu ilimden bütün istifadem, hazretinizin bir nazarıyla olana yetişememiştir. Bendeniz menfaatimi arıyorum" diye cevap verdi. Bunun üzerine Seyyid Taha Hazretleri onu kucakladı.

tarikatin-hangi-kolundan.jpg

ABDÜLHAKİM ARVASİ’YE İCAZET VERDİ

Fehim Arvasi, Seyyid Abdülhakim Arvasi Efendiye zahir ve bâtın ilimlerinde icazet ve hilafet verdi. Tasavvufta Nakşibendiyye, Kadiriyye, Sühreverdiyye, Çeştiyye ve Kübreviyye yollarından yetkili kıldı. Ömrünün son günlerine doğru rahatsızlığı fazlalaştı. Bir Cuma günü hasta haliyle camiye gitti. O gün halifesi ve oğlu Seyyid Muhammed Emin Efendi belagati yüksek ve hazin bir hutbe okudu. Cemaatin tamamı bu hutbenin tesirinde kaldı ve göz yaşlarına boğuldu.

VASİYETİNİ BİLDİRDİ

Fehim Arvasi Cuma namazını oturarak kıldı. Sonra da Seyyid Abdülhakim Efendi, Seyyid Muhammed Emin Efendi, Halife Derviş Efendi, Halife Ali Efendileri, dört halifesini yanına çağırdı ve şu vasiyette bulundu: "Muhammed Emin yerime bırakılmıştır. Benden sonra benim yerime hizmet edecektir. İnce kalplidir ve bize karşı sevgisi çok kuvvetlidir. Benden sonra fazla yaşayacağını sanmıyorum. Ondan sonra Seyyid Abdülhakim mutlak olarak yerime ikame buyrulmuştur. Kendisi Arvas'ta olsun, Başkale'de olsun, İstanbul'da olsun. Ona itaat ediniz. Onun rızası benim rızamdır. Ona muhalefet, bana muhalefettir" dedi. Ayrıca,  "Kitaplarımı Arvas Kütüphanesi'ne vakfettim. Benim bildiğim kadarı ile kimseye borcum yoktur. Şayet varsa, Muhammed Emin tereddütsüz versin... Benden sonra çok fitne çıkacak, kadınlardan hayâ perdesi kalkıp, çarşı pazarda dolaşacaklar. İslam, Abdülhamid Han'la kaimdir" ifadesini kullandıktan sonra Seyyid Abdülhakim Efendi'ye dönerek: "Cenabı Hakk sizi koruyacaktır" dedi.  

 

Gazeteilksayfa.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.