İnsan keder ve üzüntüden nasıl kurtulur? Hüzne ne iyi gelir? Karamsarlıktan kurtulmanın yolları nedir?

İnsan keder ve üzüntüden nasıl kurtulur? Hüzne ne iyi gelir? Karamsarlıktan kurtulmanın yolları nedir?

İnsanın his ve duyguları değişkendir. Peki insan keder ve üzüntüden nasıl kurtulur? Hüzne ne iyi gelir? Karamsarlıktan kurtulmanın yolları nedir? Hüzünden, kederden, üzüntüden kurtulmanın yollarını sizler için derledik:

İnsanı diğer yaratılmışlardan ayıran en ayırt edici özelliği düşünceleri ve hisleridir. İnsanoğlu kah üzülür, kah sevinir, kah heyecanlanır, kah gam ve kedere bürünür, kah yaşam sevincini yitirir, kah hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya meyleder, eğlenceye zevke sefaya dalar, kah bir an evvel hayatının sona ermesini arzular. Yani insanın his ve duyguları değişkendir.

Yaşına, ortamına, çevresine göre de farklılıklar arz edebilir.  

Sürekli mutluluk duyduğu bir takım aktivitelerden bir süre sonra bıkabilir. Tekdüzeliklerden kurtulmak için yeni arayışlara  girebilir.

Öyle zaman olur ki; gam ve keder yüklenir insan. Biri türlü kurtaramaz kendisini bu karamsar ruh halinden.

Peki insan keder ve üzüntüden nasıl kurtulur? Hüzne ne iyi gelir? Karamsarlıktan kurtulmanın yolları nedir?

hu-1-son.jpg

İşte cevabı:

Hüzünden, kederden, üzüntüden kurtulmanın yollarını sizler için derledik...

Bir defa itidalli insan yani mutedil, dengeli bir insan hayatta pek fazla gelgitler yaşamaz. Onun hayatı itidal denge üzerinedir.

YEGANE ÇARE DENGE ÜZERİNE SÜRDÜRÜLEN HAYAT

Hayatın faniliğine, geçiciliğine bu dünyanın imtihan dünyası olduğuna inanır. Gelgitlerin, hüznün, üzüntünün, kederin önüne geçecek yegane çare itidal, denge üzere yaşamaktır.

İtidal üzere yaşamanın en önemli şartı ise nefsani duygulardan kurtulup; ondan yüz çevirebilmekle, yaratıcıya ve kadere tam teslim olmakla mümkündür.

Gerektiğinde dünyalık ne varsa hepsiyle bütün bağları koparabilme azmi ve cesaretiyle mümkündür bu tam teslimiyet.

hu-3-son.jpg

Mesela Allah’ın bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettikleri her şeyden kaçınan insan üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirmiş demektir.

Gerisi Cenab-ı Allah’ın takdirindedir. Bu yüzden ne varlığa çok sevinmeli ne de yokluk karşısında hüzne düşmelidir insan…

Şartların yönettiği insan zayıf insandır. Güçlü insan ise şartları şekillendiren ve yön verendir.  

DURUMU ALLAH’A ARZ ETMEK

Tabi insan aynı zamanda nisyan ile malul olduğundan zayıf bir varlıktır. İstisnaları ayrı tutarsak genelde bir bela, bir musibet karşısında anında etkilenir ve karamsarlığa kapılır. Hüzünlenir, üzülür…

Bu duruma maruz kalan insanlara da sabır tavsiye edilmekle birlikte günde en azından yüz defe “Estağfurullah el azim” demesi önerilir.

Ayrıca bir şifa kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’e yönelmek, içinde bulunulan hal ve durumu Yüce Allah’a arz etmek yani duaya başvurmak en önemli reçete olarak kabul edilir.

Yüce yaratıcıya iltica etme konusunda günde 500 defa “Hasbinallahu ve nimel vekil” yani “Allah ne güzel vekildir” demek teslimiyeti ifade açısından bilinç altını etkileyecek muazzam bir iksirdir.

Tevekkeltüalallah” bilinci zaten insanı denge ve itidale sürükleyecek itidalli insan konumuna yükseltecektir.

Allah’a tam teslim olan bir insana fazla sirayet edemeyen şeytani vesveseler, hüzünler, kederler kendiliğinden yok olup gidecektir.  

hu-2-son.jpg

 

Gazeteilksayfa.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.