Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Kedicikler Kültü – 5

Kedicikler Kültü – 5

Kültler ya da yeni dini cereyanları incelemeyi sürdürüyoruz.
Toplumsal tepki olarak yeni dini akımlar

James Richardson, din sosyolojisi alanında kendi zamanında sunulan tanımlardan daha genellenebilir, daha kapsayıcı bir kavramsallaştırma yapmak amacıyla tepkisellik üzerinden iki boyutlu bir matris geliştirmiştir. Bu matris, “bireyci – toplumcu” ve “mistik – akılcı” eksenlerinden oluşmaktadır. Richardson’a göre kültler içinde bulundukları topluma bir tepki olarak ortaya çıkarlar. Eğer içinde bulundukları toplum -mesela Amerika gibi- “bireyci-akılcı” bir toplumsa ortaya çıkabilecek kültler buna tepki olarak “bireyci-mistik”, “toplumcu-rasyonel” ya da “toplumcu-mistik” kategorilerden birinden çıkar (Richardson, 1993).
    Mistik    Akılcı
Bireyci    1    2
Toplumcu    3    4

Bu kavramsallaştırma gerçekten de sadece Hıristiyan topluluklar dikkate alınarak yapılan kavramsallaştırmalardan daha kapsayıcı, daha evrensel görünmektedir. Toplumumuz, hâkim kültürel değerler açısından bakıldığında matrisin “Toplumcu-Akılcı” ve “Toplumcu-Mistik” olarak isimlendirilen üç ve dördüncü bölgeleri arasında bir yerde sayılabilir. Bu yüzden bizde ortaya çıkmış ve çıkacak yeni/alternatif dini hareketlerin “bireyci-mistik” ve “bireyci-akılcı” kategorilerde olması ihtimali daha yüksektir.

Coğrafi olarak daha küçük bölgelere gidildikçe yahut incelenen çevre daraltıldıkça “yeni dini akımlara” yönelen grupların matristeki yer daha belirginleşir. 
Kişisel manevi/mistik gelişimi, ilerlemeyi her şeyin önüne koyan, bireye insan-ı kâmil olma yolunda kişisel reçeteler sunan, bireyi Molla Kasım’ların elinde ruhunu yitirmiş, akılcı açıklamalar ve zorlamalardan ibaret kalmış formel bir dinden hakiki inanca taşıma iddiasındaki tasavvufi akımlar “bireyci-mistik” kategorinin örneği olabilirler. 
Adnan Oktar cemaatinin ortalama müntesip profiline bakıldığında, kendi batılı, seküler, akılcı ve bireyci çevrelerine tepki içerisinde manevi bir arayışa giren gençlere “toplumcu-mistik” bir reçete sunulduğu görülmektedir. 
Gülen cemaatinin kendi organik/geleneksel toplumsallığından kopartılmış gençlere yeni ve alternatif bir toplumsallık sunduğu ortadır ancak bu cemaatin bahse konu matriste yerini (toplumcu-mistik) belirleyen asıl unsur, bir yandan müntesiplerini son derece rasyonel, akılcı, seküler bir eğitim sürecine maruz bırakırken bir yandan da onlara rüyalarla, öte alemlerden gelen mesajlarla süslenmiş son derece irrasyonel, mistik bir zemin sunmasıdır.

Son yıllarda etkinliğini arttıran, İslam’ı Kur’an merkezli okuma ve anlamaya dayalı, dinin tamamen rasyonel ve bilimsel açıklamalar çerçevesinde algılanıp yaşanabileceğine inanan, toplumcu-mistik geleneğin önemli dayanaklarından biri olan hadislere fazla iltifat etmeyen, başını daha çok başta ilahiyat olmak üzere çeşitli disiplinlerden akademisyenlerin çektiği yeni dini akımların “bireyci-akılcı” kategoride yer aldıkları söylenebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR