Korona aşısında gönüllü olmak caiz mi? Nurettin Yıldız Hoca cevapladı

Korona aşısında gönüllü olmak caiz mi? Nurettin Yıldız Hoca cevapladı

Sağlık Bakanlığı, korona virüse karşı yerli aşı çalışmalarında görev alacak babayiğitler ararken, vatandaşlardan gelen “Korona aşısı denemelerinde gönüllü olmak caiz mi” sorusuna Nurettin Yıldız Hoca cevap verdi.

Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de kurulacak tesislerde aşı geliştirme, araştırma ve üretimin her aşamasında görev yapabilecek biyolog, laboratuvar teknisyeni, eczacı, kimyager, veteriner hekim, tıbbi farmakolog ve hekimler aradıklarını duyurdu. 

Sağlık Bakanlığı, korona virüse karşı yerli aşı çalışmalarında görev alacak babayiğitler ararken, ardından geliştirilecek aşı için gönüllü olmak isteyenlere ihtiyaç duyulacak.  

Çin’in geliştirdiği korona aşısının denemeleri Türkiye’de de başlamış durumda. Bu noktada vatandaşlardan “Korona aşısında gönüllü olmak caiz mi” diye soranlar oluyor. 

KENDİ RIZASIYLA ADAY OLMUŞSA… 

Nurettin Yıldız Hoca, korona aşısında gönüllü olmanın caiz olup olmadığı sorusuna cevap verdi: “Denek olarak kullanılacak kişiye baskı yapılmamış, kendi rızası ile aday olmuş bir durumdaki denemeler caizdir, bir fazilet kaynağıdır.”

Nureddin Yıldız, dinleyicilerinden gelen "Hocam, Covid-19 aşısını insanlar üzerinde test süreci başladı ve gönüllüler aranıyor. Bu süreçte gönüllü olmanın ve bu aşıyı kendi üzerimizde denettirmenin dini boyutu nedir?" şeklindeki soruya şu cevabı verdi:

asiasi.jpg

NURETTİN YILDIZ'IN CEVABI

“İnsan sağlığı ile ilgili ilaç ve uygulama araştırmalarında insanların üzerinde deney yapılması her ne kadar ‘insana hizmet’ ekseninde dönüyor olsa da ‘sakıncası yok’ şeklinde tanımlanamaz. ‘Sakıncası yok’ çizgisi ile ‘mümkün değildir’ çizgisi arasında şeriatımızın temel prensipleri doğrultusunda şöyle bir tespit yapılabilir:
 
a- İnsanlık bugüne kadar geliştirdiği ilaçlarda ne yazık ki mahkûmlar, savaş esirleri, paraya muhtaç fakirler üzerinde bedeli ağır deneyler yapmıştır. Sesi çıkmaz insanlar üzerinden diğer insanların sağlığı düşünülmüştür. Gariplerin servet sahiplerine yem edilmesi şeklinde gelişmiş olan bu süreç kabul edilebilir değildir. Yapılan işin ne olduğunu bile bilemeyecek durumdaki insanların kobay olarak kullanılması ilaç şirketlerinin kara lekesi olarak kalacaktır. İnsanı insana kurbanlık koç olarak feda etmenin dinimizce kabul edilirliği olamaz.
 
b- Sonunda denek olarak kullanılan insanın öleceği kat’i olarak bilinen bir deneme ‘diğer insanlara yarar felsefesi’ üzerine kurulu olsa da caiz olmaz, öyle bir deney kat’i haramdır. Hiçbir insan başka bir insanın kurbanı değildir bu dünya hayatında. Söz konusu kobay insanın bunu kabul etmesi bile haram olmayı değiştirmez. İnsanın kendi bedenini veya bir organını feda etme hakkı yoktur.
 
c- Üzerinde deneme yapılan kişinin aklını yitireceği kat’i olarak bilinen bir deney ve çalışma da hiçbir insanda yapılamaz. Zira insanın aklı insan gibidir. Aklın yitirilmesi Allah’ın teklifine muhatap olma kabiliyetinin yitirilmesidir. Hiçbir insanın aklı bazı ileri akıllılara harcanabilecek bir nimet değildir.
 
d- İnsanı ayakta tutan organlardan birini kaybedeceği kat’i olarak bilinen bir deney için de caiz olma yönü yoktur.
 
e- Reşit olmayanlar üzerinde yapılacak deneylerde ‘insanlığın başka hiçbir çaresi kalmamış’ olma gibi çok yüksek bir hassasiyet üzerinden belki caizlik bulunabilirse de reşit olmayanların yani yapılacak deneye kanuni kimliği ile evet deme kabiliyeti olmayanların kullanılmaları caiz olmaz.
 
f- Öncesinde insanlar dışındaki canlılarda denenen, uzun vadede de olsa öldürücülüğü kat’i olmayan,
 
– Resmi kayıtlarla, etik kurul denetiminde ve şeffaf bir şekilde bilimsel bir kurulla yürütülen,
 
– İlk tespitlere göre öldürücü yönü bulunmadığı zannedilen,
 
– Yapılacak çalışmaya katılacak insanın onuru ve kişiliği zedelenecek bir yöntemin kullanılmadığı
 
– Denek olarak kullanılacak kişiye baskı yapılmamış, kendi rızası ile aday olmuş bir durumdaki denemeler caizdir, bir fazilet kaynağıdır. Böyle bir çalışma ile ortaya çıkarılacak sağlık ürünü bütün çalışanlar için hayırla anılma vesilesidir. Müslüman olanlar için de sadaka-ı cariyedir. Böyle umar ve bunu temenni ederiz.”

nurnur.jpg

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.