Matbaayı ilk kim icat etti? Johannes Gutenberg kimdir?

Matbaayı ilk kim icat etti? Johannes Gutenberg kimdir?

Matbaayı ilk kim icat etti? Matbaada basılan ilk kitap hangisi? Johannes Gutenberg kimdir, nereli, hangi dönem yaşadı, matbaa üzerine hangi çalışmaları yaptı, Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, İngiltere ve Türkiye’de ilk baskı makinesi ne zaman kuruldu?

Matbaanın mucidi Johannes Gutenberg’in hayatını sizler için derledik.

Matbaayı ilk kim icat etti? Matbaada basılan ilk kitap hangisi? Johannes Gutenberg kimdir, nereli, hangi dönem yaşadı, matbaa üzerine hangi çalışmaları yaptı, Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, İngiltere ve Türkiye’de ilk baskı makinesi ne zaman kuruldu?

İşte cevabı:

1398 yılında Almanya’nın Mainz kentinde doğan Johannes Gutenberg, 3 Şubat 1468 yılında yine doğduğu yer olan Mainz’de ölmüştür. Gutenberg’in tanınmasında özellikle Avrupa’da başlattığı hareketli parçalar ile yazı baskısı önemli bir paya sahiptir. Çağdaş Matbaanın Avrupa’ya uyarlanmasında öncü olan Gutenberg, kuyumcu, matbaacı ve yayıncı kimlikleri ile de tanınır.

BASKI SİSTEMİNİN MUCİDİ

Johannes Gensfleisch zur Laden zum Gutenberg, 1447 yılında hareketli parçalar ile yazı matbaasını bulan, asıl mesleği demircilik olan Alman mucittir. A&E Network Gutenberg’i “Milenyum’un insanları” listesinde ilk sıraya koymuştur. Büyük mucit ünlü bilim adamı iletişim tarihinin en önemli gelişmelerinden biri sayılan tipo basım yöntemini 1438 senesinde bulmuştur. Bu, önceleri tahtadan daha sonraları bir kurşun alaşımından yapılan dökme harflerin, baskıdan sonra başka bir yazıda kullanılmak üzere saklandığı bir basım yöntemidir. Varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen bilim adamı ailesi ile birlikte Fransa’ya taşındıktan sonra burada zanaatkarlık yaptı; ayna yapımı, metaller ve değerli taşlar üzerinde çalıştı, basım teknikleri ile de ilgilenmeye başladı. Eskiden eserler direkt el ile yazılır ya da her sayfa için ayrı ayrı el ile oyularak hazırlanan tahta bloklar kullanılarak kitaplar basılırdı. Gutenberg her kalıp için ayrı ayrı kalıplar hazırladı. Bu kalıpların içine sıcak metal sıvı dolduruluyordu ve harflerin metal örnekleri çıkarılıyordu. Bu harfler dilediği gibi dizilebiliyor, basımdan sonra saklayıp tekrardan kullanılabiliyordu. Aynı zamanda ortakları ile yaşanan bir anlaşmazlıktan dolayı açılmış olan bir davada Gutenberg’in tipo basım yapabilen bir baskı makinesi icat ettiği kaydedildi. Fakat, o dönemde ki tipo basım örneği bu güne kadar ulaşmamıştır.

İLK KUTSAL KİTABI BASTI

Yaptığı çalışmalar ile basım deneyleri için para bulmak zorunda olan Gutenberg’in 1450 senesinde, Mainzli bir zengin ile ortaklık kurdu. 1455 yılında basmış oldukları ilk eser bir kutsal kitaptı. Kendi adını taşıyan bu kutsal yapıt 42 Satırlı Kutsal Kitap ya da Mazarin Kutsal Kitabı olarak da bilinir. Üç yüz adet olarak basılan bu Kîtab-ı Mukaddessin, bugün elde ancak 45 nüshası kalmıştır. Gutenberg, bundan sonra, birtakım din ve dilbilgisi kitapları da basmıştır. 1457 senesinde Gutenberg borcunu ödeyemediği için Fust ile olan ortaklıkları sona erdi. Fust bütün araç ve gereçlerine el koydu. Bir memurun sağlamış olduğu para yardımı ile yeni bir baskı makinesi kuran Gutenberg bir sözlük ve başka bazı kitaplar bastı. Başarı ile yürütmüş olduğu bu çalışmaları sırasında büyük zorluklara katlandı ve hiçbir zaman çok fazla para kazanamadı.

MATBAA AVRUPA’DA HIZLA YAYILDI  

Gutenberg’in buluşu hızla yayıldı. 15. yüzyılın sonlarına gelmeden Avrupa’da, 1000’den fazla baskı makinesi vardı. Bu basım yöntemi ile daha fazla kitabın basılabilmesi kitap fiyatlarının düşmesine neden oldu. Bundan dolayı daha fazla kitap okunmaya başlandı. Hem kitap sayısının hem kitap okuma sayısının artması, hür düşüncenin doğmasına, bilimsel araştırmaların gelişmesine ve bilginin daha geniş kesimlere ulaşmasına yardımcı olmuştu. Tüm bu sebeplerden dolayı Gutenberg’in bulduğu bu baskı yöntemi, özgür düşüncenin yayılmasına ivedilik kazandıran, bilim araştırmalarının gelişmesini sağlayan, reformların yapılmasını hızlandıran önemli olaylardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu yeni sanat ve iş kolu, kısa zamanda, bütün Ren vadisine yayılmakta gecikmedi. Gutenberg’in çıraklarının İtalya’ya gitmesi üzerine, orada da gelişme alanı buldu. Öyle ki 15. yüzyılın ikinci yarısında, İtalya, Hollanda, İsviçre, Fransa ve İspanya gibi, Avrupa ülkelerinde basılan kitapların sayısı, kısa süre içinde, 30.000’e ulaşmış bulunuyordu.

johannes-gutenberg.jpg

BASKI TEKNİĞİ GELİŞTİRİLDİ

Fransa’da ilk basımevi, 1469 yılında, Sorbonne’da, iki Alman İşçisi kurdu. Macaristan’da ilk basımevi 1473, İngiltere’de Londra’da 1476, Hollanda’da 1540 tarihlerinde kuruldu. Türkiye’de ise, Türkçe kitap basan ilk Türk basımevi, 1726 yılında, İstanbul’da kurulmuştur. 18. yüzyılın ortalarına kadar, harflerin büyüklükleri, herhangi bir esasa dayanmıyordu. İsteyen, istediği büyüklükte harfleri kullanıyordu. 1737 yılında, Fournier adında bir Fransız, bir ölçü esası buldu. Didot adında bir Fransız da, 1780 yılında, bu usulü geliştirip düzeltti. Daha sonra bunlar, tipometre adı verilen, yeni bir kurala uydurulmuştur. Gutenberg’in harf dökme makinesini icat ettiği günden beri, basım işleri ile uğraşanlar, aynı zamanda dökümcülük de yapıyorlardı. Harflerin kalıplarını hakkâklara, ya da kuyumculara kazdırıyorlar, bunların dökümlerini de kendileri yapıyorlardı. İlk bağımsız harf dökümcüsü, Frankfurtlu Egenolff olmuştur (1577). Bu özel yazı kazıcıları, ellerindeki aletler ile günde 2000 – 4000 harf dökebilmekteydiler. Döküm işini ilk makineleştiren ise İngilizler olmuştur (1828). Ancak, bu sistemin geliştirilmesini ilk sağlayan, New York’ta oturan Lauritz Brandt adındaki  Danimarkalıdır. Zaman geçtikçe, bu çeşit harf kalıbı döken makineler, günde ortalama 40 – 50 bin harf dökebilecek kadar geliştirilmiştir.

 

Gazeteilksayfa.com
 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum