Memleket hasretiyle 'mağara ev'e yerleştiler

Memleket hasretiyle 'mağara ev'e yerleştiler

Uzun yıllar Balıkesir'in Edremit ilçesinde yaşamını sürdüren 73 yaşındaki Şükrü Kara, huzurlu bir ortamın sağlanmasıyla memleketi Batman'ın Çayüstü köyü Salkımlı mezrasına dönüp doğduğu mağarayı düzenleyerek eve dönüştürdü.

Yıllarca Balıkesir'in Edremit ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki Şükrü Kara, memleket hasretiyle döndüğü Batman'ın Çayüstü köyü Salkımlı mezrasında doğduğu mağarayı düzenleyerek, hayalindeki eve dönüştürdü.

1970'li yıllarda önce Batman'a, daha sonra Edremit'e göç eden Şükrü ve Bedia Kara çifti, 10 çocuğu ve sayısını hatırlamadığı torunları ile gurbette 30 yıl yaşamını sürdürdü.

Huzurun sağlandığı memleketine 2001 yılında eşi ile dönüş yapan Kara, Dicle Nehri kıyısındaki yaklaşık 800 rakımlı dağda bulunan doğduğu, ev olarak kullanılan ancak zamanla tahrip olan mağarayı yaptığı çalışma ile 10 metrekaresi mutfak, 35 metrekaresi salondan oluşan 45 metrekarelik yeni bir ev haline getirdi.

Dışardan bakıldığında betonarme bir görünüme sahip mağara evin çevresinde bir bahçeye de oluşturan Kara, burada sebze, meyve, tavuk ve keçi yetiştiriyor.

Memleket hasretiyle 'mağara ev'e yerleştiler

Doğduğu evde doğal bir yaşam süren, yakınlarda yine mağaradan düzenlenen bir evde yaşam süren aile ile komşuluk yapan Kara'nın arzusu, ömrünün sonuna kadar memleketinde yaşamak.

Şükrü Kara, doğduğu köyü hiçbir yere değişmeyeceğini söyledi.

Huzurlu bir ortamın sağlanmasıyla köyüne geri döndüğünü ifade eden Kara, "Bu mağarada doğdum. 1971 yılında buradan ayrıldık. 8 yıl sonra da Balıkesir'in Edremit ilçesine göç ettik. Oraya yerleştik, çoluk çocuk çalışmaya başladık. Çocuklarım, gelinlerim, torunlarım hala oradalar. 30 yıl sonra köye geldim. Devlet, 'Köyünüze dönün.' dedi, doğduğum köye geri döndüm." dedi.

"Hasret işte, doğduğum mağaraya getirtti beni. Allah nasip ederse ömrüm doğduğum bu mağarada bitecek. Burayı hiçbir yere değişmem. Buranın suyu, ekmeği farklı, burada huzur var." diyen Kara, Edremit'te yıllarca akrabalarından, yakınlarından dostlarından uzak kaldığını vurguladı.

"Devletimiz sağ olsun, her şeyimiz var"

Kara, memleketinde mutlu bir yaşam sürdüğünü dile getirerek, köyde, mezrada herkesin birbirini tanıdığını, selamlaştığını, akrabaları, hemşehrileri ile bir arada olduğunu aktardı.

Mağara evlerinde misafirlerini ağırladıklarını anlatan Kara, gün boyu yetiştirdiği meyve, sebze ve hayvanlarla ilgilendiğini belirtti. 

Kara, yıllar sonra hayal ettiği bir yaşama kavuştuğuna işaret ederek, doğduğu yerde ölmek istediğini ifade etti.

Gurbette hep memleket hasreti çektiğini kaydeden Kara, "Hayalimde buraya geri dönüp, bir ev yapmak vardı. Çok şükür geldim ve evimi yaptım. Elektrik, suyumuz, televizyonumuz var. Devletimiz sağ olsun, her şeyimiz var. Mağarada veya damda yatıyoruz. Mağara kışın sıcak, yazın ise serin." diye konuştu.

Tek özlemi evlatları ve torunları

Kara'nın eşi 75 yaşındaki Bedia Kara da 1970 yılında gelin olarak geldiği köydeki mağaraya 10 çocuk annesi olarak döndüğünü söyledi.

Köyde yaşamanın çok güzel olduğunu ancak Edremit'te bıraktığı çocuklarını özlediğini ifade eden Kara, tek isteğinin çocukları ve torunlarıyla köyde yaşamak olduğunu aktardı. 

Kara, "Burada hayat güzel ama yaşlandık artık. İş yapmakta güçlük çekiyorum. Tek isteğim Edremit'teki çocuklarımdan, torunlarımdan bazılarının yanıma gelmesi. Çocuklarımı, torunlarımı çok özledim." ifadelerini kullandı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.