Minik Seher'in büyük mücadelesi kitaba dönüştü

Minik Seher'in büyük mücadelesi kitaba dönüştü

İki yıl önce ‘sarkom’ yani yumuşak doku kanseri hastalığına yakalanan ve bu süreçte Ankara’da 10 kez ameliyat olan minik Seher Karakuş, tedavi sürecinde yaşadıklarını ve hastalığını anlatan bir kitap yazdı.  

Yaklaşık iki yıl önce Sarkom (yumuşak doku kanseri) hastalığına yakalanan ve farklı şehirlerde toplam 10’uncu ameliyatını olan Seher Karakuş, Ankara’da tedavi gördüğü hastanede yaşadıklarını konu alan bir kitap yazdı. “Seher’in Gözünden Sarkom” adlı kitabı kaleme alan 10 yaşındaki Seher, henüz kanser ve tümörün ne olduğunu dahi bilmiyor. “İnsan ne durumda olursa olsun, ümitsizliğe kapılmamalı” diyen Seher, kitap yazma amacının ise yardımlaşmanın önemine dikkat çekmek olduğunu söylüyor.

029baddb-edac-4198-b91b-59b615633a9a.jpg

DİYARBAKIR’IN BİR KÖYÜNDE YAŞIYOR
Ekonomik durumu iyi olmayan Özlem ve Latif Karakuş çiftinin tek kız çocuğu olan Seher (10), Diyarbakır Dicle’de iki küçük erkek kardeşi, amcası ve iki halası ile birlikte sekiz kişi bir arada yaşıyor. Diyarbakır’dan tedavi için Ankara’ya gelen Seher, dört farklı hastanede tedavi görerek, bu süreçte günlük tutarak, resim yaparak ve kitap yazarak büyük mücadele veriyor. 

GÜNLÜKTEN KİTABA
Muhabirimizle telekonferans yöntemiyle konuşan minik Seher, kitap yazma hikâyesini şöyle anlatıyor, “Hastanede yaşadıklarımla ilgili günlük tutuyordum. Daha sonra Çiğdem halam ile tanıştım ve ona okuttum. Kitap fikrini bana Çiğdem halam verdi. Bu hastalığa yeni yakalanan çocuklar ya da büyükler; nelerle karşılaşacak, nasıl mücadele edecek, bu hastalıkla nasıl savaşacak bunları bilsinler diye yazdım. Kitabımı okuyan herkes tebrik etti.” 

ACUN ILICALI İLE TANIŞMAK İSTİYOR
Ankara’da dört farklı hastanede tedavi gören Seher, ileride psikolog olmak istiyor. “Çünkü İnsanları dinlemek istiyorum” diyen Seher, bunun yanı sıra resim yapmaya büyük ilgi duyuyor.  İki hayali olduğunu da dikkat çeken Seher hayallerini şöyle anlatıyor, “Acun Ilıcalı ile tanışmak istiyorum. Görüntülü de olsa konuşmak istiyorum. Hastalığım sürecinde de hep Acun abiyi izledim. Onu çok seviyorum.”

e54fad69-891a-4783-b766-14fdf0a98807.jpg

KÖYDEKİ EVLERİNİ YAPTIRMAK İSTİYOR
 “Diğer hayalim ise köydeki evimizi yeniden yaptırmak. Toprak damlı, bahçeli bir evimiz var. Yağmurda ve karda dam akar, bu yüzden içerisi çoğu zaman rutubetlidir. Pencereleri açarak havalandırmaya çalışırız. Ama kışın bunu yapmak pek mümkün olmuyor.”

HASTA ÇOCUKLARIN ANNESİNDEN BÜYÜK DESTEK 
Ankara’ya Diyarbakır’dan tedavi için gelen Seher ve ailesine en büyük desteği ise hastane ziyaretlerinde tanıştıkları Çiğdem Kuzucu yaptı. Kuzucu, 19 yaşındaki oğlunu lösemi hastalığından kaybettiği günden beri hasta çocuklara yardımcı oluyor. Hasta çocukların Çiğdem annesi olarak biliniyor. 

GÖNÜL BAĞIMIZ VAR
Kuzucu kitap yazmaya minik Seher’i teşvik ettiğini belirterek, “Seher, çok akıllı ve zeki bir çocuk. İçinden geçen her şeyi kitapta kaleme aldı. Uzun süredir bizde kalıyor. Akrabalık bir bağımız yok ama gönül bağımız var. Okuyan herkes kitabı çok beğendi.”  

415207c2-2777-480d-92ea-7633f170468f.jpg

ÇOK İYİ YERLERE GELEBİLİR
“Seher ilk adımlarını attı. Şimdilik bir bacağı diğerinden kısa. Savaşçı ve çok zeki birisi. Diyarbakır’ın bir köyünden geldi, muazzam zekâya sahip. Doğru yönlendirilirse çok iyi yerlere gelebilir. Seher’in ameliyatları devam edecek. Bacağı kesilecek diye çok korkmuştuk. Artık o tehlikeyi atlattık. Aksayarak da olsa yürüyebilecek.” 

AİLEME, İNSANLARA, VATANIMA HİZMET ETMEK EN BÜYÜK DİLEĞİM
Seher kitabında yardımlaşmanın ve paylaşmanın önemini şöyle anlatıyor, “Sağlığıma kavuşarak aileme, insanlara, vatanıma hizmet etmek en büyük dileğim. Bunun için elimden gelen gayreti göstereceğim. İnsan hangi durumda olursa olsun ümitsiz olmamalı.  Sorunlarına teslim olmak yerine çözüm yollarını araştırmalı.”

YARDIMLAŞMA VURGUSU
“Sadece kendini düşünmemeli, diğer insanların sorunlarını kendi sorunu imiş gibi düşünmeli.  Başta hastalar olmak üzere kendisinden daha zor durumda olan ve yardım bekleyen insanların olduğunu bilmeli, onlara ulaşarak yardım elini uzatmalı.  Eline geçirdiği imkânları biriktirmek ya da esirgemek yerine, ihtiyacı olanlarla paylaşmalı.”

Emrah Özcan/İLKSAYFA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.