Selçuk  YILDIRIM

Selçuk YILDIRIM

Ankara sokakları yine onlara emanet

Ankara sokakları yine onlara emanet

Kış aylarının gelmesiyle birlikte sokakta yaşayan hayvanlar içgüdüleri gereği birlikte yaşamayı ve hareket etmeyi seçmekteler. Özellikle köpekler sürü halinde hareket ettiği için mahalle ve sokak aralarında vatandaşlar için bir hayli endişeye sebep oluyor. Bu hayvanların özellikle kışın çektikleri yaşam mücadelesi hem de bu mücadele esnasında kendi yaşam mücadelesini sürdürme çabasında olan bizlerle olan münasebetlerine değinmeden olmaz. 
Şu an doğada yaşayan soydaşlarına nazaran çoğu sokak hayvanı insanlar tarafından sokaklarda yaşamaya terk edilmiş ya da atılmış hayvanlardır.

Ülkemizin pek çok yerindeki iyi kalpli insanlar bu sokaklarda yaşamak zorunda olan hayvanlara ellerinden geldiği kadar yardım etmeye çalışmaktadır. Kimi zaman hayvanlara sokak köşelerine bıraktıkları yemlerle, kimi zaman barınaklara kendi imkanlarıyla elde ettikleri yiyecekleri bırakarak, kimi zaman da barınaklardan hayvan sahiplenerek ellerinden geleni yapmaktalar.

Fakat bahsettiğim uygulamalar çok sınırlı miktarda olduğundan hayvanların sokaklarda çektiği sıkıntıları çözmede çok küçük kalmaktadır. Bazı belediyeler de sokak hayvanlarına özellikle kışın barınma ve yemek temini konusunda hayli güzel çalışmalar yapmaktadır.

Burada karşımıza daha önceleri sıklıkla dile getirdiğim bir kavram çıkıyor ‘Medeniyet’. Aslında medeniyet bir kavramdan olmaktan çok öte bir yaşam biçimidir. Bu zamana kadar medeni olma sözünü yanlış anlayan halkımız Batı’nın her yaptığını taklit yoluna gitmiş, taklidi beceremeyince de hayatını karmaşaya çevirmiştir. İşte yine bunlardan bir tanesi olan hayvan sahibi olma konusunda da Türk vatandaşları medeni olmayı taklit etmek olarak sanıp sınırsız ve sorumsuzca hayvan sahiplenip sonra onların ihtiyaçlarını gidermede gösterdiği üstün başarısızlar sebebiyle birçok hayvan sokaklarda yaşam mücadelesi içinde kalmaktadır.

Burada karşımıza en çok çıkanı kedi ve köpek sahipliğidir. Yine bu ikisi arasında yapılan mukayesede köpek sayısı çok daha fazladır. Örneğin köpek sahibi olan bireylerin hayvanları süs eşyası olarak görmesi sonucu hayvan ya ilerleyen zamanda hastalanır ya da yaptığı yanlış bir hareket neticesinde sahibi tarafından sokaklara atılır. 
Vicdansızların çoğu sırf sıkıldıkları için hayvanları sokaklara terk ettikleri de aşikâr bir durum. İşte yine burada medeniyet kavranın hiçbir zerresi vücuduna temas etmemiş insan türü.

Sokağa itilen hayvanların büyük bir kısmı bazen iklim şartlarından, bazen diğer hayvanlar tarafından, bazen trafikte meydana gelen kazalarla, bazen de insan demeye erindiğimiz kişiler tarafından yaşamlarını yitirmektedir. Yukarıda bahsettiğim üzere güzel kalpli insanlarımız bu hayvanlara kol kanat germeye çalışmakta ve bunu kimi zaman sokaklarda, kimi zaman da belediyeler vasıtasıyla barınaklarda yapmaktalar ve biz bu davranışları sonuna kadar taktir etmekteyiz. 
Konunun Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’yı ilgilendiren kısmı ise medeni diye atfettiğimiz toplumların sokaklarında başıboş hayvanlar görmeniz mümkün değil bazı istisnai durumları es geçerek söylüyorum. Hem de medeni toplumların başkentlerinde bu manzaraya rastlamak imkansız.  Ankara’nın birçok sakini şu sıralar sokaklarda dolaşan gece gündüz karşımıza çıkan sayıları 15 - 20 arasında değişen köpek sürüleri kimi zaman okula gitmeye çalışan çocuklara, kimi zaman işinden evine dönmeye çalışan kişilere bizce sebepsiz olsa dahi hayvanların muhtemelen yeterince yiyecek bulamamasından kaynaklı agresif tavırlarla saldırılarına maruz kalıyor. Yine bu hayvanlar yiyecek bulma ümidiyle çöp konteynerlerinin etrafını mesken edinmiş durumda.

Sonuç olarak buradan yetkililere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Biz sokaklarda başıboş, aç, saldırgan, insanlar tarafından şiddete maruz kalan hayvan sürüleri görmek istemiyoruz. Bu hayvanların ilk etapta etrafı çevrili bir alanda, karınları doyan ve en önemlisi üreme kabiliyetlerinin olmadığı bir yerde muhafaza edilmeleri. Tüm hayvanlara yapılacak olan şiddetin önüne geçmek için hazırlanan yasa tasarısının bir an önce meclisten geçmesi. Son olarak, daha ilkokullardan başlayarak sosyal sorumluluk bilincinin aşılanarak hayvanlara kötü muamele edilmesinin önüne geçilmesini bekliyoruz.  
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR