Selçuk  YILDIRIM

Selçuk YILDIRIM

Bir garip dünya

Bir garip dünya

Efendim malumunuz önceki gün itibariyle koca bir yılı bitirmiş yeni bir yıla başlamış bulunuyoruz.

Geçtiğimiz yılla alakalı aklımıza pek çok konu gelecektir elbet.

Ben de naçizane son geride bıraktığımız yılın son günlerinde ortaya çıkan bir polemikten dilimin döndüğünce bir iki kelam etmek istedim.

Son iki haftadır sinema yapımcıları ile sinema salonları işletmecileri arasında hayli şiddetli bir çatışma cereyan ediyor.

Çatışmanın ana unsuru sinema yapımcılarının, sinemada gösterilen filmlerden aldıkları bilet paylarından hayli şikayetçi olmaları ve salon işletmecisi firmanın ya da firmaların da payları artırmamak elinden geleni ardına koymaması yatıyor.

Şu bilgileri sizlerle paylaşarak konuya biraz daha açılık getirmek istiyorum.

2018'in son haftası baz alındığında bu yıl 68 milyon 775 bin 787 kişi Türkiye'deki sinema salonlarında film izledi.

Yerli ve yabancı filmlerden bu yıl yaklaşık 875 milyon lira hasılat elde edilirken, listenin ilk sırasında 6 milyon 229 bin 522 izleyici ve 82 milyon 107 bin 772 lira hasılatla "Müslüm" filmi yer aldı.

Müslüm filmini yerli komedi filmleri takip ederken, "Avengers: Sonsuzluk Savaşı", en çok izlenen 10 film arasında tek yabancı yapım oldu. 

Türkiye genelinde aktif çalışan 2 bin 692 sinema salonundan, Cinemaximum markasıyla 905'ine sahip olan Mars Cinema Grup, sektörün lideri konumunda.

Aynı zamanda film dağıtımı yapan grup, dağıtılan filmler ve hasılatları değerlendirildiğinde 2015'ten bu yana pazar payını yüzde 29'un üzerinde tutuyor.

Dağıtımın ilk sırasındaki pay yaklaşık yüzde 44. Güney Koreli sinema işletmecisi CJ CGV tarafından 2016'da satın alınan grubun, 2014'te yüzde 6,31 olan pazar payını, bu yıl 70 filmle 30 milyon 201 bin 205 kişiye ulaşarak yüzde 43,91'e yükseltti. 

Bu bilgileri baz aldığımızda anlayacağınız kavga ortaya çıkan pastadan elde edilecek payın bölüşülemiyor olması.

Ayrıca tartışma bahsine konu olan sinema salonlarının film bileti haricinde elde ettiği gelirler bilet fiyatlarına dahil değil ve bilet fiyatlarını bir hayli geçtiğini de unutmamak gerekli.

Bu tartışmada film yapımcılarının kendilerince haklı gerekçeleri de olabilir, iddiaları ve savları bir hayli güçlü.

Salon işletmeci firmanın yeni yapımcılar bularak yoluna devam ederim diyerek bu iddialara karşı atağı ise ilginç.

Bir sinema sever olarak bu çatışmaya yaklaşımım ise fillerin tepiştiği yerde ezilen çimenler gibi hissetmek.

Artık nereye baksam hayretler içerisindeyim.

Örneğin bu olayın neresinden bakarsan gariplik, daha kendi çektiği filmleri kendi salonlarında gösteremeyen bir sinema sektörüne sahibiz.    

Tekraren şunu ifade etmek isterim ki bahsi geçecek konudan daha önemli pek çok irdelenecek konu olduğunun farkında olmakla birlikte, bizlerin yani halkın şöyle ya da böyle açık açık sömürülüyor olması.

Sinemaya gittiğimizde açık bir fayda elde ettiğimiz bir gerçek lakin hem ortaya konan filmlerin kalitesinden hem de bilet fiyatlarının bu denli yüksek olması apaçık sömürgeciliktir.

Başarılı yapımları bu kullandığım ifadelerden tenzih ediyorum ancak bir sürü saçmalıktan ibaret filmler bile 1 milyon seyirciye ulaşabiliyor.

Az çok sinema sektörünün çektiği sıkıntıları, film çekmenin zorluklarını bilen birisi olarak söylüyorum eğer 1 milyon seyirciye ulaşan bir film yapmışsanız bu filmin ne yapımcısı ne de oyuncusu zarar eder.

Lütfen ajitasyon yapmayı bırakın.

Bu ülkede asgari ücretle aile geçindirmeye çalışan insanlar var.

Bu tartışmanın şu ya da bu şekilde sonuçlanacağını biliyoruz.

Taraflar bir şekilde anlaşacaklar ve bu anlaşmanın sonucunda iki taraf tam manasıyla tatmin olamayacak ancak bu rağmen kazançları artacak. Şüphesiz bu anlaşmanın tek kaybedeni sinema izleyicisi olacak.

İşlerinde en ufak bir sıkıntı yaşayan her sektörde olduğu gibi alakalı olsun olmasın fatura yine vatandaşa kesilecek ve şimdi 20 ila 40 lira arasında değişen bilet fiyatları daha da yükselecek. 

Malum yeni yıla girdik, bir iki de temenni de bulunmak isterim. İnşallah bu yıl İslam alemi için huzur ve barış getirir, kendi içindeki kavgaları ve tartışmaları geride bırakarak birlikte olma şuuruna mahzar olurlar.

Gerçek Müslüman’ın olması gerektiği gibi ilimde ve teknolojide ileri seviyelere çıkar.

En önemlisi de yine tüm İslam alemi içerisinde gerçek adalet kavramının tam manasıyla, zamanında tecelli etmesidir.

Adaletin tam uygulandığı bir toplumda bütün diğer yönetim organları da düzelecektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR