Muallim Nâme

Muallim Nâme

Bu da bizim andımız

Bu da bizim andımız

Andolsun zamana, tarihin çöp sepetinde yerini alan hiçbir garabete geçit vermeyeceğiz.
Andolsun, tüm yasaklarla ve yasakçı zihniyetlerle, dayatmacılarla mücadelemiz kıyamete kadar devam edecek.
Özgürlükler ülkesi Yeni Türkiye'de, insanlık tarihinin hiçbir zaman diliminde ve dünyanın hiçbir yerinde,  rastlanmayan bir uygulamayı yani, her sabah öğrencilerini yaz kış bir araya toplayarak yemin ettirme garabetini tarihin çöp sepetine atmıştık. Fakat güçlü ve özgürlükler ülkesi Yeni Türkiye’yi henüz hazmedememiş, Eski Türkiye özlemini hortlatmaya çalışan bir güruh hala pusuda bekliyor. Her fırsatta saldırmaya devam ediyor.
Şimdi, dünyada eşi benzeri bulunmayan bu uygulamayı savunanlara sormak lazım;
Vatanına, milletine, değerlerine bağlı bir nesil yetiştirmek için, her sabah öğrencileri toplayarak yemin ettirmekle çocuklarımıza ne kazandıracağınızı zannediyorsunuz? 
İnsanlık tarihi boyunca hiç düşünülmemiş, bu harika fikri(!) insanlığın hizmetine sunduğunuzda acaba kaç ülke sizi örnek aldı? 
Çocuklarımızın vatan, millet, bayrak sevgisiyle yetişmesi tabi ki eğitimin en önemli hedeflerinden biridir. Bunun için onları her sabah bir araya toplayarak yemin ettirmek, “And içtirmek” nasıl bir şey? Yenilir mi? İçilir mi? Eğitimde böyle bir yöntem hangi akla hizmet eder, kime ne kazandırır? Hiç düşünmez misiniz?
Bir eğitim öğretim yöntemi olarak And içtirmek, ya da yemin ettirmek, üstelik bunu her sabah yaptırmak gerçekten harika eşsiz bir buluş. Bunu bulup ortaya atan, eğitim dahisi(!), tıp doktoru, Türkçe ezanın mimarı Reşit Galip, bugün yeniden bu garabeti ülke gündemine taşıyan, görev alanıyla hiç ilgisi olmayan Danıştay. 
Eğitimle uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan bir doktoru Millî Eğitim Bakanı yapmışsınız. O da bu garabeti, on yıllarca başımıza bela etmiş. Zincirlerimizi kırdığımız, özgürlüklerin önünü açmak için büyük bedeller ödeyerek kurmaya çalışmadığımız Yeni Türkiye'de, tam kurtulduk derken şimdi karşımıza bir de Danıştay çıkmış. Neler oluyor Allah aşkına, herkes kendi işine baksın. Düşün artık şu eğitimin yakasından. Eğitimi eğitimcilere bırakın.  Her sabah yemin ettirerek vatan millet sevgisi kazandıramazsınız. Ancak nefret tohumları ekersiniz. 
15 Temmuzda bir kez daha vatanına, milletine, bayrağına, ezanına bağlılık konusunda rüştünü ispat etmiş milletin evlatlarına bu zulmü reva görmeyin. 
Andolsun tüm zamanlara ki, söz konusu vatan olduğunda, gerisi teferruattır diyecek ve bu uğurda gözünü kırpmadan şehadete koşacak bir nesil yetiştirmek bizim işimizdir. Lütfen gölge etmeyin. Başka ihsan istemiyoruz.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR