Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

İslam'da İlmin Önemi

İslam'da İlmin Önemi

İnsanlığı ve bütün alemleri büyük bir hikmet ve gaye ile yaratan sonsuz ilim sahibi Allah'u Teala’ya sonsuz hamd-ü senalar olsun. Kâinata en büyük rahmet, en büyük şefaatçi ve en büyük Peygamber olarak gönderilen baş muallim Muhammed Mustafa’ya (s.a.v), onun âline, ashâbına ve bütün O’na tabi olanlara salat ve selam olsun. Mescidi Nebevi’nin yan tarafında, sundurma çatılı sofada daima hazır bulunan, en sıcak hava şartlarında toprağın yağmuru arzuladığı gibi her an ilmi arzulayan en şerefli talebelere: Ashab-ı Suffe’ye selam olsun.

Peygamber Efendimiz (s.a.v)  ‘‘İlim öğrenmek her Müslüman erkek ve kadın üzerine farzdır’’ buyurmuşlardır. Kainatın efendisinin bu mübarek hadis-i şerifiyle Müslümanlara farz olduğunu açıkladığı ilim, muhakkak ki Müslümanların dünya ve ahiret saadetini kazanmalarına yarayacak olan ilimdir. İşte bu yüzdendir ki bu ilimleri öğrenirken, Allah için ve ahiret günü için amel etmeye, bilmeyenlere öğretmeye, sapıklığa düşenleri irşada, gaflet içinde olanları uyandırmaya niyet etmeli ve bu yüksek gayeler için çaba harcamalıdır. Çünkü ilmin Allah'u Teala’nın rızasından başka bir şey için öğrenilmesi batıldır. Ayrıca amel etmek niyetiyle öğrenilmeyen ilim zayi olmuştur. Hadis-i şerifte:  ‘‘Fayda vermeyen ilim kendisinden bir şey harcanmayan hazine gibidir. ’’ buyrulmuştur. Peygamber Efendimiz daima fayda vermeyen ilimden Allah’a sığınmış ve bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: İlim iki kısımdır. Birisi kalpteki ilimdir ki bu menfaat veren ilimdir. Diğeri de dildeki ilimdir ki bu, Allah'u Teala’nın ademoğluna karşı (onu hesaba çekmek için) delilidir. Yine başka bir hadis-i şerifte: "İnsanların azabı en şiddetli olanı, Allahü Teala’nın kendisine ilmiyle fayda vermediği alimdir.’’ buyrulmuştur. İlmiyle amel etmeyen kimsenin nasihati, yağmurun kayalıklardan akıp gittiği gibi insanların kalplerinden akıp gider, onlara tesir etmez.

En mühim ilimler önce öğrenilmelidir. ‘‘Zarurat-ı Diniyye’’ denilen mühim mevzuları öğrenip inanmadıkça insan, tam ve kamil bir Müslüman olamaz. Bu ilimler öğrenilmeden teferruata girilmemelidir.

İlim öğrenmenin sonu, sınırı yoktur. Ölünceye kadar ilim öğrenmekten yüz çevirmemelidir. Bir hadis-i şerifte: ‘‘Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışınız.’’ buyrulmuştur. Allah'u Teala kendisini  ve hükümlerini en iyi bilen Peygamberine (s.a.v) dahi: ‘‘ De ki: Rabbim! İlmimi arttır.’’ buyurduktan sonra kişi, hiçbir zaman ilim öğrenmeye ihtiyacının olmadığını düşünmemelidir. İlim öğrenmeye küçük yaşta başlamalıdır. Hadis-i şerifte: ‘‘Küçük yaşta ilim öğrenen taşa nakşeden gibidir. Büyük yaşta ilim öğrenen ise su üzerine yazı yazan gibidir.’’ buyurularak gencin amelinin ihtiyarınkine nispetle ne kadar üstün ve faziletli olduğunu belirtmiştir. 

İlim öğrenmekte engel tanınmaz Allah'u Teala'nın rızası için yapıldığından yılmadan, gayretle çalışılır ve Fahri Kainat efendimizin belirttiği gibi ‘‘ Çin’de dahi olsa gidip alınır.’’ Yine Rasulullah Efendimiz (s.a.v) : ‘‘ İlim müminin yitik (kaybolmuş) malıdır, onu nerede bulsa alır.’’ Buyurarak Müslümanların ilim konusunda ne kadar gayretli olması gerektiğine dikkat çekmiştir. Yüce dinimiz İslamın ilk emri: ‘‘Oku!’’ ile başlattığı ilim mücadelesi, ‘‘De ki hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu? Bilen elbette kıymetlidir.’’ Ayet-i Kerimesiyle taçlandırdığı ilim sahiplerine: ‘‘İlim yolunu tutana, Allah'u Teala cennet yolunu açar.’’ Hadis-i şerifiyle cennetin yolunu gösterirken diğer taraftan boş işler ile meşgul olup zamanını boşa harcayan, Allah’ın rızasından uzak yaşayıp, faydasız ilimlerle meşgul olup, hatta faydalı ilim öğrendiği fakat onunla amel etmediği takdirde maalesef bu hal üzere olanları bekleyen çetin bir hesabın olduğu unutulmamalıdır. Allah'u Teala ilk emri ‘‘ Oku’’ ayet-i kerimesini gerçek manada idrak edip, O’nun rızasına uygun, faydalı ilimlerle amel etmeyi nasip eylesin. Amin.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR