Ahmet Aydınsoy

Ahmet Aydınsoy

Sadece bir okul ! Deyip geçmeyin

Sadece bir okul ! Deyip geçmeyin

Her gün yüzlerce insanın, bir o kadar ailenin hayatına dokunan, onları etkileyen, geleceğini şekillendirip inşa eden bir yapıdan bahsediyoruz.

“Her nerede ve nasıl olursa olsun, her bir okul benzersiz ilişkilere, biyografilere ve duyarlılığa sahip, yaşayan bir insan topluluğudur. Her bir okulun kendine özel ruhu, ritüelleri, alışkanlıkları, özellikleri, mitleri, hikayeleri, şakaları, davranış kuralları vardır. Bu okullarda birçok farklı alt kültürden gelen insanlar ve gruplar yaşamaktadır. Okullar günlük yaşamın karmaşasından ayrı tutulamazlar. Okullar her açıdan etrafındaki dünyanın içinde yer alır. Ve o toplumu yansıtan birer aynadır. 

Hayat dolu bir okul, umut ve enerji kaynağı haline gelerek tüm insanlığı besleyebilir. “Ben mükemmel tek bir okulun, etrafındaki diğer okulları da harekete geçirmesiyle tüm bölgenin başarılı olduğunu gördüm.”(Dr. Ken Robinson)
Diğer yandan yetersiz okullar ise, büyüme ve gelişme fırsatlarını azaltarak kendi bünyesinde olan tüm öğrencilerin ve ailelerinin iyimserliğini yok edebilir.”[1]

Başarılarıyla binlerce öğrencisine, ülkesine ve insanlığa faydalı olmuş okullar vardır.

Bugün o okullardan biri olan San Diego, Kaliforniya yakınlarında, 2000 yılında Larry Rosentock tarafından kurulan High Tech High Okullarını kısaca ele alacağız. Aslında tüm başarı hikayelerini ele alıp, eğitim sistemimiz için yeniden kolları sıvamak, galiba en akıllı iş olacaktır diye düşünüyorum.
Bu okul, akademik ve teknik eğitimi birleştirmek üzere tasarlanmış, sözleşmeli bir lise olarak kuruldu. Şimdi ise yılda beş binden fazla öğrenciye eğitim veren beş lise, dört ortaokul ve üç ilkokuldan oluşan bir kurum halini aldı.

High Tech High okullarında geçen bir gün, çoğu okullardakinden farklıdır. High Tech High,  müfredatını proje tabanlı öğretim çerçevesine göre oluşturur. Sanat öğretmeni Jeff Robin müfredatlarından şöyle bahsetmektedir. “Proje tabanlı öğrenme ile öğrencilerin ne öğrenmesini istiyorsanız onu belirlersiniz. Bunlar standartlar olabilir, ya da siz bir proje geliştirebilirsiniz. Projenin içeriği, ‘tersine mühendislik’[2] bakış açısıyla ele alınır. High Tech High’ın kurucusu Rosentock misyonlarını şöyle ifade ediyor. “Teknolojinin metodolojisini kullanıyoruz. Bunlar, grupça yapılan projeler, takım eğitimi, deneysel çalışmalar, uygulamalı çalışmalar, okuryazarlık, matematiksel beceriler, beşeri bilimler gibi öğrencilerin bilmesi gereken her şeyi içermektedir. Bizler de akademik içerikle teknolojinin pedagojisini bir araya getirmeye çalışıyoruz. Öğrenciler tüm müfredatı etkin bir şekilde kavrarlar. Çünkü bir disiplinle diğerini ilişkilendirirler. Örneğin sanat ile biyolojiyi, beşeri bilimler ile matematiği birleştirebilirler. Öğrenciler metin yayınlıyor, belgeseller hazırlıyor ve çeşitli projeler üretiyorlar. San Diego Körfezi hakkında bir kitap yazıp, ekosistemle birlikte fotoğraf ve grafik tasarım hakkında birçok şey öğrenebilirler. Dahası yerel halka ve daha da ötesine hizmet eden projeler oluşturarak çalışmalarını gerçek yaşama aktarıyorlar. Son zamanlarda DNA kodlaması ile ilgilenen bölüm, etin yasak bölgede yapılan avlanmadan elde edilip edilmediğini araştırmak için, Afrika pazarlarında kullanılan bir alet üretti.

Birçok okulun aksine Öğrenciler farklı derslere girmek için her 40 dakikada bir koridorlara dökülmüyor. High Tech High’da ders süreleri belli bir zamana göre planlanmıyor. Burada amaç farklı projeler ile daha sürdürülebilir ve kapsamlı deneyimler elde etmeye olanak sağlamaktır. Burada zil çalmaz. Eğer Tuvalete gitmek istiyorsanız gidersiniz. Genel hoparlör sistemi de yok. Bu okulda birçok şey bu şekilde işliyor. Bir konuyu anlatıp geçmek yerine daha derine inilir. Örneğin burada biyoloji kelimelerini ezberlemek yerine, saha çalışması yapılır. Öğrenciler hem kamu hem de özel sektörde staj yapmaktadır. Bu okullarda, esnek ama aynı zamanda katı bir yol izlenir. Öğrenciler ekip halinde çalışan öğretmenler ile çalışır. Sürekli bir konudan diğerine geçmezsiniz. Çok çalışır ve çok üretirsiniz. Çalışmalarınızı düzenli olarak sergilersiniz. Ayakta durursunuz ve sık sık sunum yaparsınız. Eğlenmek bir zorunluluktur. Müfredatı birçok liseden farklı olarak böylesine çarpıcı bir şekilde organize etmek, High Tech High metoduna hemen uyum sağlayamayan aileler de dahil olmak üzere, birçok kişinin ortak çalışmasını gerektiriyor. High Tech High ilk açıldığında bizim bakış açımızı eleştiren aileler vardı. Bununla birlikte çocuklarını bu okuldan almayacaklarını da söylüyorlardı. Çünkü onlar burada olmaktan mutluydular. Sonrasında bu öğrencilerimizi çok iyi üniversitelere gönderdik. Neredeyse tüm High Tech High öğrencileri üniversiteye gider ve bunların yaklaşık %70’i dört yıllık bölümlere yerleşir. Üniversiteden mezun olan öğrenci sayımız olağanüstü derecede iyidir. Herkes üniversiteye gitmek zorunda değil diyen insanların olduğunu biliyorum ve bunu anlıyorum da. NBA oyuncuları, rock yıldızları, mükemmel programcılar üniversiteye gitmez. Bizim hipotezimiz şudur. Üniversiteye gitmeme ihtimali olan çocukların bile, üniversiteye gidebilecek ve bunun için hazırlanan çocuklarla aynı programda yer alması, onlara daha iyi hizmet verildiğini gösterir. 

Üniversiteye giden öğrencilerin yarısından çoğu, aileleri içinde liseden sonra eğitimine devam eden ilk nesildir. Bunun nedeni High Tech High’ın Toplumsal tabakanın ötesine geçmeye çok önem vermesidir. 

High Tech High bizdeki “nitelikli okullar” (!) gibi öğrencilerini sınavla almaz. Öğrenciler kura sistemi ile okula alınır. Ve ilkokuldan ortaokula, ortaokuldan liseye geçiş dönemlerinde posta kodlarına göre seçerek okul kayıtlarını yenilerler. Yani bizdeki adrese dayalı sistem gibi.

Okulun kurucusu Larry Rosenstock bu konuyla ilgili düşüncelerini şöyle ifade ediyor: “Her ne kadar pedagoji hepimizi ilgilendirse de, onu kıl payıyla yenen şey, sosyal sınıf bütünleşmesidir. Sosyal sermaye açısından ülke çökmektedir. Sistematik ve yanlış tahmin söz konusudur. Etnik kökene, sosyoekonomik statüye ve cinsiyete bakarak kimin yapabileceğini, kimin yapamayacağını yanlış tahmin ediyoruz. Bu yanlış tahminin sebebi Standartlaştırılmış sınavlardır. Bizim yapmaya çalıştığımız şey, yanlış anlama tuzağına düşmemek ve yapamayacağını düşündüğümüz öğrencilerle ivedilikle ilgilenmektir. 

Böyle öğrencilerle çalıştığınızda, onların ne kadar zeki olduklarını fark ediyorsunuz. Sadece hepsine farklı yollardan ulaşmanız gerekiyor. Öğrencilerin hepsine ulaşmak, eğitimdeki dönüşümü sağlamak için tam da ihtiyaç duyulan şeydir. Gördüğümüz üzere bunu gerçekleştirmek için, öğrenmenin ve öğretmenin niteliğine odaklanmak gerekir. Aynı zamanda bunu mümkün kılacak müfredata da sahip olmak gerekir.[3]

Yeteneğimiz ve hayallerimizin buluştuğu yerde özümüz vardır.
____
[1] Dr. Ken Robinson, Yaratıcı Öğrenciler, s.86,
[2] (RE - Reverse Engineering) elde mevcut olan parçadan hareketle ve imalat prosesindeki işlem sırasında geriye doğru gidilmek suretiyle, operasyonların tümünün çözümlenmesine yönelik çalışmaların bütünü olarak ele alınması demektir. 
[3] Age, s. 151,

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR