Hüseyin Çolak

Hüseyin Çolak

Yenile Kalbini; Tazelensin Rabıtan

Yenile Kalbini; Tazelensin Rabıtan

Sonsuzluğa sefermiş meğer yaşamak dediğimiz bu serüven, bu sergüzeşt. Maceranın mecrasında tutunacak dalı kalmayan kâğıt gemiler gibi sürükleniyoruz enâniyet, nefsaniyet ve cismâniyetin taşkın ırmağında. Savrulup gidiyoruz yürek burkan buhranlı bulvarlarda, rüzgârda savrulan kurumuş başaklar gibi.  

Kurcalanmış bir dünya, arapsaçına dönen bir gökyüzü bırakıyoruz çocuklarımıza. Akıntıya kapılan ağaç dalları ile rekabet halinde narin bedenlerimiz. Kurmalı saat gibi kurmayı unuttuğumuz düşlerimizi de alıp götürdü bu ters akıntı. Ne de olsa; hamuru acıdan, harcı gamdan karılan insan, biraz nisyandı biraz da isyan. 

Bir harf kadar yakındır birbirine acı ile avcı. Kalabalıklarda kimseye değmeden yürümektir yalnızlık. Cemalin hikmetini de gördük celalin nikmetini de lâkin ölümsüzlük şehvetinden vazgeçemedik. Evlerde cam balkon mimarisi gibi kendini çerçeveletip duvara asma içgüdüsü bağımlılığına mütemadiyen müptela ruhumuz. 

Kırıldık, incindik çocuklar gibi. Bazen öyle ince kırıldık ki incindiğimizi kelimelerin gürültüsünden duyumsayamadık. Hangi dağa yönelsek dağ yerinde yoktu, hangi mağaraya sığınsak ne bir çift güvercin ağırladı bizi ne de bir ankebut uğurladı. Yaralı kuşlar gibi güvenli bir dala tutunamadık.

Yaslandığımız her duvardan yas aldık, yaş aldık, yaşlandık; yaşadık sandık. Sular soğuk, rüzgâr serin, toprak ıslak, gök mavi, deniz berrak, insan yalnız, insan uzak. Çiçeksiz büyüyen çocuklar, çocuksuz büyüyen evler edindik. Kuyudan, kıyıdan, duvardan, kem gözden sakındık da incelen sulardan, bulanan ırmaktan, çoğalan karanlıktan usanmadık. 

Kapılarının tokmağına bir demet papatya iliştirilen şehirler de bir bir düştü. Alıkondu muhkem kaleler, yağız atlar tökezledi, muhasara altında mahsur kaldı hisarlar. Zihin işgal, su yorgun, iklim dalgın, saksıdaki çiçek solgun, can suyu yürümez oldu köklerine baharın.

Kurudu yüzümüzün ırmakları, yuvalandı anlamı ucuz kılan şarkılar dilimizde. İnceldiği yerden koptu insan. İnce bir yağmur yetti heves mevsimimize. Şaşırdı su yatağını, sızıyor kendi içine sessizce. Kendi gövdesinden put yontan mahir ustalar Azer patenti almanın peşinde. 

İbrahim’i Halil yapan dosdoğru dost oluşuydu. Üç haslete bağımsız bir vasıf eklemekle dost olmuştu ancak insan. İbrahim’i kendine dost edinen, dost edindiğini bu haslet ve vasıflarla hatırlatmıştı bize. “Halim” demiş, “Evvah” demiş “Münib” demiş (11/75) dostuna o en büyük Dost ve bu üç isimle yâd etmişti dostunu. Sonra bağımsız bir “Veffa” (53/37) vasfını eklemişti dostunun çiçekten yakasına. 

Yumuşak huylu, halim selim, geçim sahibi olmakla “halim” olmuştu dostu. İçli, inleyen, nalân, bağrı yanık, ahu vah eden, yufka yürekli, yangın gönüllü olmakla “evvah” olmuştu yâreni. Dost’a yönelen, mülteci, yönünü sadece sevdiğine döndüren olmakla da “münib” olmuştu biricik dostu. Vefa’nın mübalağa sığası olan “veffa” ile de çok vefalı, vefakâr, sözünün eri oluvermişti O’nun biricik İbrahim’i. 

Ateşin sahibi bunun ardından yönelir ateşe; “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selamet/esenlik ol!” (21/69) der… Altüst eder fizik kurallarını dostu için o büyük Dost.  Hazineyi, sekineyi; üç artı bir evlerde değil üç artı biri mamur gönüllerde arayın mesajının en yalın halidir bu seher çisentisi.

Can uçup ten İbrahim olmadan, medet umma karıncadan. Nihai nidasını haykıralı asırlar oldu, artık bir münadi daha gelmeyecek şehrin öbür ucundan. Nice çarpıntıdan yaralı çıktı kalbin, sabırla beklerken kaderin sadağında.  Koptu tufan, harmandaki hasadın yutuldu her talanda. Yenile kalbini tazelensin rabıtan.  

Gün ağarır, ay dolanır, hükmü biter güneşin, künyesi silinmiş yeryüzünde. Yeşertmez olur artık bulut uysal yağmurlarını. Sevdası ezberinde durdukça arınır rengi göğün, döner o kıpkızıl rengine. Şair Erdem Bayazıt’ın dediği gibi; her şey “yönelir sebebe/ Sebep ey!”…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
SON YAZILAR