Murat SERİM

Murat SERİM

Yurdum insanı (2)

Yurdum insanı (2)

Yurdum insanı Ali Usta büyükşehirlerimizin birinde sanayide bir araba ustasıdır. Kendi işyerini kurmuş çıraklarıyla birlikte işinin başındadır. Ustasından gördüğü gibi bereketin erken kalkmakta olduğunu söyleyerek çıraklarına ‘’İşiniz sizin aşınızdır. Aşınızı yemek için Bismillah diyerek işinizin başında olacaksınız.’’ der. İşini söz verdiği saatte bitirmeye çalışır tecrübesiyle güler yüzü, tatlı diliyle müşterilerini memnun etmeye çalışır. Bu sebeple insanlar şehrin en uzak yerlerinden de olsa Ali Ustaya gelirler. Ali Usta’nın kendi evi, arabası vardır. Rabbimden daha ne isteyeyim, der. Çıraklarına her zaman hemen zengin olma hevesine kapılmamalarını anlatırdı. Hakkınız olanı isteyin, diyerek şunları söylerdi: ‘’ Evladım! Bir koyup beş, on almak yok. Bir koyup iki belki üç almak var. Sen ortaya bir koy Rabbim onu belki bin yapar.’’ 

       Yurdum insanı Osman Bey küçüklükten beri hayalini kurduğu avukatlık mesleğini icra etmektedir. Babasının emekli parasının desteğiyle küçük bir büro açmıştır. Rabbim utandırmasın yalandan uzak eylesin diye her zaman dua ederdi. Lafını esirgemeyen bakışlarındaki derinliği görenler hemen anlardı. Ferasetiyle kalbine aklına girmeyen davaları almazdı. Her ne kadar arkadaşlarının lüks arabaları, evleri olsa da o hayatından memnun mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Kaç davayı haksız olduğunu düşündüğü için almamıştı. Arkadaşları tarafından enayilikle suçlansa da kafası rahattı. Sınıf arkadaşının çok zengin olmasına rağmen bürosuna gelip mutlu olmadıklarını duyduğunda aza kanaat etmeyenin çoğu hiç bulamayacağını ifade ederdi.

       Yurdum insanı İbrahim ve İsmail kardeşler baba mesleği olan meyve sebze satıcılığı yaparlar. Halkın deyimiyle pazarcıdırlar. Bazen halden bazen de yerinden aldıkları meyve ve sebzeleri haftanın farklı günlerinde kurulan pazarlarda satıp para kazanmaktadırlar. İyiyi öne kötüyü arkaya koymazlardı. Kasalarla aldıkları meyveyi tezgaha kalite kalite dizerek satmaktadırlar. Fiyat farkını koysalar da müşterisi olan olmayan bunu görerek ve bilerek aldığı için malları diğer esnafa göre daha hızlı bitmekte hem de daha fazla kazanmaktadırlar. İbrahim ve İsmail kardeşler diğer kamyoncular gibi kamyonlarının arkasına bir yazı da onlar asmışlardır.  ‘’ Bizi aldatan bizden değildir.’’ Hadis-i Şerif

       Yurdum insanı Tahir Bey kendisine küçük bir arsadan başka bir şey kalmamıştır. Babası onu okutmak istese de o okuyamamış babasının rahmetli olmasından sonra da arsayı satıp değerlendirmek istemiştir. İyi bir fiyata satıp gözüne kestirdiği başka bir arsa alır. Birkaç arsa ve ev satıp da parasını çoğaltınca bir emlakçılık bürosu açar. Üzerine koyduğu cüzi karla iş yaptığı için tanınır bir nevi taşınmaz gayrımenkul danışmanı olmuştur. Her defasında elde ettiği kârlarla hem dürüst ticaret yapıyor hem de insanların güvenini ve sevgisini kazanıyordur. Ne tehdit almıştır ne de şantaja uğramıştır. Bir keresinde dürüstlüğünden dolayı satış sonrası verilen parayı ‘’Hakkım olanı isterim. Fazlasında gözüm yok.’’ diyerek geri çevirmesinden dolayı o yılın esnafı seçilmiştir.

       Yurdum insanı Anadolu’da gül yetiştirmektedir. Ekmeğini birkaç dönümlük tarlaya diktiği gülleri yetiştirip satarak kazanmaktadır. Kırmızı, pembe, sarı, mor rengarenk güller. Çoluk çocuk herkes gülleri dikmeyi, sulamayı, budamayı, çoğaltmasını ayrıntısıyla öğrenmiştir. Bahar geldi mi depoda beklettikleri gül köklerini ve tohumlarını toprakla özenle buluşturup büyümesini yeşermesini beklerler. Ara ara çapa yaparak ara ara da gübre vererek daha gür olmasını sağlarlar. Güneşin yakmaması veya aşırı yağmur ve doludan etkilenmemesi için üstünü bazen örtüyorlardır. Gül bahçesine her girdiklerinde üzerlerine gül kokusu siniyor evleri, odaları, eşyaları hep gül kokuyordur. Sanki yedikleri ekmek de gül kokuyordur. İçtikleri su gül gibidir. Gülün yumuşaklığı güzelliği huylarına sinmiştir sanki. Gülün bereketiyle kendilerinin gayretiyle her yere güller dağıtıyorlardı. Yurdum insanının yanakları da gül timsalidir. Gül yanaklı. Yurdum insanı şair Kul Nesimi’nin dediği gibi:

‘’Gül alırlar gül satarlar 
Gülden terazi tutarlar 
Gülü gül ile tartarlar 
Çarşı pazar güldür gül’’   
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR