Naldan hana Nallıhan

Naldan hana Nallıhan

Bir rivayete göre; Nallıhan'ın adı Köroğlu'nun Kırat'ının nalının düştüğü yere kurulan handan gelir. Bir diğer rivayete göre; ilçe adını bölge yakınlarından geçen Nallı Suyu adını taşıyan dereden alır.

Nallıhan adını nasıl aldığı hususunda ise iki söylenti var. İsminin, bölgedeki han ve yakınlarından geçen Nallı Suyu'ndan veya bölgede bulunan önemli bir hanın kapısındaki naldan aldığı yönündedir. Bir diğer söylenti ise, halk kahramanı Köroğlu buradan geçerken gece handa konaklar, ertesi gün ayrılırken hanın bahçe kısmında atının nalı düşer. Nal yerinden alınarak hanın kapısına asılır ve buradan da Nallıhan ismi çıkar. Bolu'da yaşamış bir Türk halk ozanı olan Köroğlu'na dair ilk bilgilere Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesine rastlanır. Seyahatnameye göre; Köroğlu Ankara'nın kuzeyinde Çamlıdere ve Nallıhan da bulunmuştur. Buradan hareketle Köroğlu adının anılmasını isteyen bölge halkı böyle bir rivayet üretmiş olabilir.

HAYME ANA RİVAYETİ

Osmanlı Devletinin Kurucusu Osman Gazi'nin ninesi, Ertuğrul Gazi'nin annesi, Süleyman Şah'ın Hayme Ana, ilçe merkezinde vefat etmesi ve buraya defnedilmesinden dolayı bölgeye "Hayme Ana" adı verildiği doğrultusunda rivayetler bulunur. Her ne kadar Hayme Ana'nın türbesi bugün Kütahya Domaniç'teki Çarşamba köyündedir. Yalnız, Kayı boyunun bir dönem Selçuklar tarafından Ankara dolaylarında kendilerine bağışlanan topraklarda konakladıkları biliniyor. Bundan ötürü, -Nallıhan örneğinde olduğu gibi-Osmanlı Devleti ile aralarından bir gönül bağı kurmak isteyenlerce Haymana'nın adının Hayme Hatun'dan geldiğine inanılmaktadır. Haymana kelimesi, Divan-ı Lügatit Türk'te mera, otlak ve yeşillik anlamına gelir.

600 YILLIK TARİH

Farsça kökenli olan Bala, yüksek, yukarı anlamına geliyor. Bala'nın 600 yıl önce Kara Ali adında bir Türk tarafından veya Süleyman Gürbüz Han tarafından kurulduğuna dair söylemler bulunuyor. Aynı zamanda ilçe, tarih boyunca "Kasaba-i Bala, Bozulus Sancağı, Tabanlı Kazası" olarak adlandırılmıştır.

GÜDÜL BEY

İlçe, Anadolu Selçuklu hükümdarlarından I. Mesut'un eniştesi ve Ankara Emiri olan Şehabüldevle Güdül Bey tarafından şimdiki yerinde, tahminen 850 yıl önce kurulmuştur. 1 Eylül 1957 yılına kadar Ayaş ilçesine bağlı bir nahiye olduğunu bilinmektedir. İlçe isminin Güdül Bey tarafından geldiği tahmin ediliyor.

"ŞEYHLER" YÖRESİ

Kuruluşu eski zamanlara dayanan Çamlıdere, eski yıllarda "Kuzviran" olarak anıldığı bilgiler arasında yer alıyor. İlçede türbesi bulunan Ömer'ül Faruk'un 4'üncü soyundan Şeyh Ali Semerkandi'nin yöreye gelip yerleşmesiyle bölge Şeyh Ali Köyü (Kuzviran) olarak anılmaya başlar, daha sonra da "Şeyhler" olarak değiştirilir. Bölge, Şeyh Ali Semerkandi Diyarı olarak ta bilinmektedir. 1953'te ilçe statüsünü kazanan Çamlıdere, bölgede bulunan dere ve etrafındaki çamlardan dolayı bugünkü ismini aldı.

ROMA'DAN BERİ VAR

Kalecik Kalesi'nin, Romalılar devrinde Bursa Tekfuru tarafından kızına çeyiz olarak yaptırıldığı bilinmektedir. İlçe ismini bölge ortasında, çevreye hâkim tepe üzerinde bulunan küçük kaleden almıştır.

KOŞHİSAR'DAN ŞEHİTLER DİYARINA

Şereflikoçhisar: İsminin kökeni bölgeye Türkler yerleşmeden önceki ismi Archelais Garsaura idi. Osmanlı kaynaklarında adı, "Koşhisar" olarak geçen ilçe ismi, "Çift Kale" anlamına geldiği sanılmaktadır. Bu sözcük zamanla Koçhisar’a dönüşmüştür. Rivayete göre, Şerefli aşiretinden ve buradaki kaleler bağlantısından ötürü de isminin başına şerefli sözcüğü konmuştur. Ancak, burada yaşayanlar Balkan, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında çok şehit vermesinden ötürü de Şerefli sözcüğü yasa ile bölgeye verilmiştir.

Uğur DUYAN/HABERVAKTİM
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.