Prof. Dr. Levent Eraslan, ''Politik Fenomenlere Dikkat'' edin

Prof. Dr. Levent Eraslan, ''Politik Fenomenlere Dikkat'' edin

Prof. Dr. Levent Eraslan, 24 Haziran Seçimlerinde Z kuşağı olarak adlandırılan yeni neslin sosyal medya fenomenlerinin etkisinde kalarak oy tercihinin değişebileceğini söyledi.

24 Haziran Seçimlerinde 18 yaşını yeni bitirmiş 1,5 milyondan fazla yeni seçmenin olduğunu ifade eden sosyolog Prof. Dr. Levent Eraslan, "Haziran seçimlerinde 'Z kuşağı' olarak adlandırdığımız -2000'li yılların çocukları- oy kullanacak. Bu kuşağın en önemli özelliği sosyal medyayı çok iyi kullanmaları ve kendilerinden önceki kuşakların kültürel, sosyal ve siyasi davranışlarının dışında kendine özgü yapılarının olmasıdır. Yeni nesil seçmenleri etkisi altına alacak olan sosyal medya fenomenleri ile dijital aktivistlere dikkatle izlemeliyiz." diye konuştu.
'TAMAM' hashtagi ile yapılan 2 milyondan fazla paylaşımın bir kısmı 'smart bot' denilen akıllı dijital sahte hesaplarca yapıldığını belirten Eraslan "Paylaşımların büyük bir çoğunluğu gerçek kişilerin bireysel hesaplarından yaptıkları paylaşımlardı. Ancak, bu paylaşımların önemlice bir bölümünün yurt içinden VPN bağlantısı kullanılarak yapıldığı için menşei yurt dışı olarak kaydedildi." dedi. 
Prof. Dr. Eraslan ile dijital örgütlenme pratiklerini; dijital aktivizmi; BOT ve SMART BOT teknolojilerinin kullanılarak sosyal medyada yürütülen algı yönetimi gibi çeşitli konuları konuştuk.

Z KUŞAĞI GENÇLERİ KİMDİR?

Levent Hocam, biz Z kuşağı kavramını ilk defa Gezi olayları sırasında duyduk. Nedir bu Z kuşağı? Diğer kuşaklardan farkı nedir?
Asılında öncesi Z kuşağının öncesi de var. X;Y;Z kuşakları. Genel olarak şöyle onar yıllık dönemlerle ayıracak olursak, '80'li; '90'lı ve 2000'li yılların kuşaklarını kategorize ediyoruz. Haziran seçimlerinde 'Z kuşağı' olarak adlandırdığımız -2000'li yılların çocukları- oy kullanacak. Yani 2002'de Ak Parti iktidara geldiğinde 2 yaşında olan çocuklar şimdi oy kullanacak. Ak Parti iktidarın yıllarında çocukluklarını yaşamış olan bu kuşağın en önemli özelliği; dijital yerli olmaları
ve sosyal medyayı çok iyi kullanmaları, daha çok bilgisayar başında vakit geçiren ve kendilerinden önceki kuşakların kültürel, sosyal ve siyasi adetlerinin dışında kalarak karar almalarıdır. Hayatlarını buralarda geçiriyorlar. Bu çocuklar, iletişimin geleneksel tanımını değiştirdi. Artık, sosyalleşme yüz yüze değil online ortamlarda yaşıyorlar. Türkiye özelinde; izlemeyi, görmeyi seven çocuklar. Bizim okuduğumuz anlamda okumuyorlar kendilerine ait okuma metinleri ve referans kişileri var. Yeni nesil seçmenleri etkisi altına alacak olan sosyal medya fenomenleri ile dijital aktivistlere de dikkat etmeliyiz.

GENÇLERİ ANLAYAN ADAY SEÇİMİ KAZANACAK

Seçimlerde Z kuşağının tercihi nasıl şekillenir?
Z kuşağı, hayatının en önemli parçası sosyal medyadır. Zaten ülkenin üçte iki sosyal medya kullanıcısı olduğunu biliyoruz. Ama Z kuşağı için sosyal medyada yürütülen propaganda, sosyal medyaya dönük iletişim faaliyetleri çok önemli bir anlam taşıyor. Bu anlamayan ve göremeyen siyasetçiler seçimde başarılı olmayacaklardır. Bu bağlamda, gençlerin dilinden anlayan aday, bu seçimlerin de kazananı olacaktır. Örneğin; Oğuzhan Uğur var. 'Politik Youtuber'. Benim yaptığım 'Gençlik, Siyasal İletişim Sosyal Medya' araştırmasında Anadolu'nun muhafazakâr çocuğu onu dinliyor. Verdiği mesajlar karşılık buluyor. Bu çocuk mesajlarını kısa ve spot veriyor. Ayrıca araştırma grubunda anne ve babasının siyasi eğilimlerinin dışında herhangi bir refleks gösterebilirim diyen önemli bir kesim mevcut. Bu da ilginç bir sonuç. Z kuşağı çok zeki, çok pratik, çabuk sonuç alabilen bir kuşak. Bunu dört yerde gördük. İlki Gezi'de; ikincisi 17-25 Aralık'ta; üçüncüsü Afrin –ki burada üstünlük bize yani milliyetçi/muhafazakâr tarafa geçti; dördüncüsü 'tamam/devam' olayında ise istedikleri sonucu alamadılar.

SOKAK YERİNE SOSYAL MEDYAYI TERCİH EDİYOR

Dijital örgütlenme pratiklerinden ve dijital aktivizmden bahsediyorsunuz. Bu olguları biraz daha açabilir misiniz?
Dijital örgütleneme ve dijital aktivizm dediklerimiz aslında toplumsal alanda gördüğümüz sosyal hareketliliklerin dijital halidir. Sosyal hareketler eski ve yeni diye ikiye ayrılıyor. Eski sosyal hareketler: işçiler, partiler, sendikalar; yeni sosyal hareketler de aktivizm ön planda. 2000'lerden itibaren de dijital aktivizm. Dijital örgütlenme ise; sosyal medya ve internet üzerinden örgütlenen yapılar. Türkiye'de günlük literatürde “dijital aktivist” kavramı kullanmıyor. Hâlbuki sosyal medyada başlayan bütün hareketleri yönetenlerin hepsine dijital aktivist deniyor. Dijital aktivistler, yeni medya teknolojilerini çok iyi kullanıyor, fotoğraf seçme, video kurgusu, metin yazma ve bu üçünü birleştirme işini çok iyi yapıyor. Ama en önemlisi, algı yönetimi yapıyor. Artık, insanlar bir olay patlak verdiğinde hemen meydanları doldurmuyor. Tepkisini sosyal alanda gösteriyor.

BOT ve SMART BOT arasındaki farklar nelerdir?

BOT dediklerimiz sanal gerçek bireye ait olmayan hesaplar. BOT aslında online bir oyun terimi. Burada önemli olan şu artık BOT teknolojisi yok. SMART BOT'lar var. Akıllı BOT'lar var. Türkiye 9 Mayıs'ta bunu yaşadı. BOT ve SMART BOT arasındaki temel fark şu; BOT belli kavramları bir araya getirir. SMART BOT ise belli kavramları bir araya getirerek anlamlı bir cümle kurar. Seninle konuşur. Soru sorabilir; soruya yanıt verebilir. Deşifre edilmesi gün geçtikçe güçleşiyor. O yüzden BOT'ların yaptığı paylaşımlar tespit edilerek silinebilir. SMART BOT'ların paylaşımları tespit edilmez. 'Tamam' sürecinde tam da bunu yaşadık.

'TAMAM'IN BİR KISMI BOT

'TAMAM' hashtagi sosyal medyada bir anda yükseldi. Bu noktada sosyal medya saldırganları iş başında mıydı?
'Tamam' mı? 'Devam' mı? Olayın da pro-aktif bir yapı var. 'Tamam' ifadesini Cumhurbaşkanı kullanmasaydı, başka bir kelimesini ön plana çıkartacaklardı. Bu operasyon için hazır bir ekip vardı. Ancak; şunu unutmak lazım gerek tekil kişiler de var. Medya VPN ile yapılan paylaşımları bence pek doğru bir şekilde anlatamadı. Aslında çok basit; sen paylaşımlarını Türkiye'den yapıyorsun ama Hollanda'da Filipinler'den paylaşım yapmış gözüküyorsun. Çünkü; VPN farklı ülkelerin çeşitli kentleri üzerinden atlayarak âdeta sıçrayarak yerini belli etmiyor. Bunlara mobil IP'i deniyor. O yüzden bulunamıyorlar. Benim tahminimce Tamam hashtagi ile yapılan 2 milyondan fazla paylaşımın bir kısmı 'SMART BOT' denilen akıllı dijital sahte hesaplarca yapıldı. Paylaşımların büyük bir oranı gerçek kişilerin bireysel hesaplarından yaptıkları paylaşımlardı. Ancak, bu paylaşımların önemlice bir bölümünün yurt içinden VPN bağlantısı kullanılarak yapıldığı için menşei yurt dışı olarak kaydedildi.

FETÖ SEÇİMLERE DÖNÜK ÇALIŞMALAR İÇİNDE

SMART BOT teknolojisini en çok kim kullanıyor? FETÖ gibi terör örgütlerince kullanılır mı?
SMART BOT teknolojisi, Rusya tarafından üretilen ABD tarafın geliştiren bir teknolojidir. FETÖ gibi terör örgütlerince de kullanılır. FETÖ'nün bu tip sosyal medya operasyonlarında beş kanaat önderi var. Arnavutluk operasyonundan hemen sonra onlar mazlumdur gibisinden paylaşımlar yaptılar. Şimdi seçimlere dönük çalışmalara başladı. FETÖ denilen bu alçaklar sürüsünün, kimse bu konuyu çalışmazken; 2012-2013'te sosyal medya istihbaratını çalıştı. Bunların Amerika'da siber terör ve siber saldırı teknikleri üzerine doktoraları var. 
Sosyal medyada yürütülen algı yönetimine yönelik önlemler alınması gerektiğini ifade ediyorsunuz. Bu önemleri almakta biraz geciktik mi?
Türkiye'de kurumlar bu konuda çok geriden geliyor. Bizim acilen bir sosyal medya izleme merkezi kurmamız gerekiyor. ABD'de 8 tane var kuruluş varken biz de 1 tane bile yok. Acilen Külliye'ye bağlı 'Sosyal Medya İzleme Kurulu'nun oluşturulması gerekiyor. Bürokratik aktivasyonu sağlamak için, hızlı bir şekilde sonuç alınması, bürokrasinin yoğunluğunda bu sürecin uzamaması için direkt Cumhurbaşkanlığı'na bağlın olması lazım bu kurulun.

Z KUŞAĞI MUHAFAZAKÂRLAR

Peki, son olarak muhafazakâr Z kuşağı çocukları kadar muhafazakârların Z kuşağına bakışı da önemli. Bu konuda araştırmalarınız da olmuş. Ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle muhafazakârlık dini bir kavram değil; sosyolojik bir olgudur. Sanayi devrimi ile ortaya çıkan bir kavramdır. Muhafazakârlık; dinsel bir alanı tanımlamaz; daha çok kültürel bir alanı verir. Örneğin; '70'li yıllarda bazı Adalet Partililerin çocukları solcu ya da ülkücü olurdu. Muhafazakârlar kendi çocuklarının hangi yöne evrildiğini görmesi lazım. Bu konuda yaptığımız bir araştırmada 'Kaç kişinin annesi babasının siyasi diktesine maruz kalıyor diye baktığımız' da pek çok genç babasının bu konuda uyguladığı dikteyi doğru bulmuyor. Kendi tercihlerine
karışmalarını istemiyor. Bu çocuk ben bir bireyim, annemi babamı kırmam ama onların bu görüşlerini de kabul ettiğim anlamına gelmez. Geleneksel ana-babaların çevirimici politika yapan çocukları Z kuşağı. Özetle şunu söyleyebiliriz: Türkiye'de muhafazakârlar, Z kuşağının tercihlerini ve dünyaya bakışlarını bilmiyorlar. Ancak; anlamaları onları lazım. Yoksa bu kuşak istemedikleri noktalara evrilmeleri pek ala mümkündür.

Uğur DUYAN/HABERVAKTİM
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.