Ahmet Aydınsoy

Ahmet Aydınsoy

Tek Ayaklı Çocuğun Ayakkabısı

Tek Ayaklı Çocuğun Ayakkabısı

Hayatın içinden Gerçek bir hikâye...
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu seyretmekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet bir hayli artmıştı. Gerçi ayakkabılar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkân için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, koltuk değneği kullanan çocuk zorlanarak vitrine doğru biraz daha yaklaştı.

Adam da ona göz ucuyla bakıyordu. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkândan dışarı fırlayıp:
–Küçüüük! diye seslendi. “Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!” Çocuk, ona dönerek:

–“Gerçekten çok güzeller!” diye tebessüm etti, “Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.”

–“Bence önemli değil” diye atıldı adam. “Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin bacağı, kiminin de aklı veya vicdanı.” Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu.
Adam ise konuşmayı sürdürdü:
–“Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsaydı.” Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:

–“Anlayamadım! Neden öyle olsun ki?”

–“Çok basit! Eğer vicdan yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orada tüm eksikler tamamlanacak. Hatta engelli insanlar, diğerlerine oranla, daha fazla mükâfat görecekler…” Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti.
O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
–“Baktığın ayakkabı, sana yakışır!” dedi. “Denemek ister misin?” Çocuk, başını yanlara sallayıp:

–“Üzerinde 30 lira yazıyor” dedi, “Almam mümkün değil ki!”

–“İndirim sezonunu senin için biraz öne alırım!” dedi adam, “Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder.” Çocuk biraz düşünüp:

–“Ayakkabının diğer teki işe yaramaz ki! Onu kim alacak?

–“Amma yaptın ha!” diye güldü adam. “Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.” Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:

–“Üstelik de öğrencisin değil mi?” diye sordu.

–“İkiye gidiyorum!” diye atıldı çocuk, “Üçe geçtim sayılır.”

–“Tamam işte!” dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerideki raflar, onun beğendiği modelin aynıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek

–“Benim satış işlemim bitti!” dedi, “Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.”

–“Şaka mı yapıyorsunuz?” diye kekeledi çocuk, “Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?”

–“Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş…” dedi adam. “Antika eşyalardan haberin yok her hâlde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30-40 lira eder.” Küçük çocuk, art arda yasadığı şokları üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya.
Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:

–“Bana göre 20 lira yeterli.” dedi. “İndirim mevsimini başlattınız ya!” Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu. "Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı."
Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:

–“Babam haklıymış!” dedi. “Sakat olduğum için üzülmene hiç gerek yok demişti.”
“Her rüzgâr savuracak bir toz bulur, her hayat yaşanacak bir can bulur, her umut gerçekleşecek bir düş bulur. Bulunmayacak tek şey senin benzerindir.”
"İçinden gelerek iyilik yapmak isteyene Allah, mutlaka bir yol gösterir "*
______ 
*alıntı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR