Salih Cenap Baydar

Salih Cenap Baydar

Terbiye etmek terbiye olmak - 2

Terbiye etmek terbiye olmak - 2

Terbiye meselesini tartışmayı sürdürüyoruz.
Sosyalleşen insan topluluklarının resmi yahut gayrı resmi kurallara ihtiyacı vardır. Bir arada yaşamanın sessiz sözleşmeleri teşekkül eder zaman içinde. Bu sözleşmeler çok kıymetlidir. Genel olarak birlikte yaşamanın kuralları, kültür kodları doğal olarak teşekkül ettiğinde bir sosyal mühendislik çabası sonucu koyulan kurallardan daha “kabul edilebilir” olur. 
Peki toplumsal kuralları, kültür kodlarını şekillendiren kimdir, ya da nedir?
Sosyolojinin kurucu isimlerinden Emile Durkheim’e sorarsanız tıpkı doğa kanunları gibi sosyal hayatın kanunları da bileşenlerinden bağımsız, objektif gerçekliklerdir. Nasıl ki belirli yükseklikten bırakıldığında yere düşen bir taşın yerçekimi kanunu üzerinde bir tasarrufu söz konusu değilse, insanların da toplumsal kuralların belirlenmesinde bir rolleri yoktur. O kuralları doğunca öğrenir ve uygulamaya başlarlar. Her şeyi toplum belirler. İntihar gibi son derece kişisel ruhi vaziyetle alakalı bilinen bir hadisenin bile sebebi toplumsaldır Durkheim’e göre.  
Sosyolojinin diğer bir kurucu ismi olan Max Weber bu fikre katılmaz. Ona göre toplumsal kurallar, kendilerinin ve başkalarının hareketlerine çeşitli anlamlar atfeden insanlarının bir ürünü olarak ortaya çıkar. Biraz genelleme yaparak söyleyecek olursak toplumsal kurallar bireyi inşa etmez, bireylerin hadiselere atfettiği sübjektif anlamların toplamı, toplumsal kuralları inşa eder.
Buradan tekrar terbiye meselesine dönelim.
Sosyal bir varlık olarak kuralsız yaşayamayan insanın, toplumsal kuralları sonraki nesillere aktarmasıdır terbiye.
Ama hangi toplumsal birimin kurallarından bahsediyoruz? O kadar çok ve birbirinden farklı sosyalleşme ortamlarından hangisinin kuralları söz konusu?... 
Tarikatın, cemaatin, medresenin, spor takımının, okulun, devlet dairesinin, köyün, kasabanın, şehrin farklı toplumsal kuralları vardır. Üstelik gelişen iletişim teknolojileri coğrafi, fiziksel uzaklıkları ortadan kaldırırken hayatımıza yepyeni sosyalleşme ortamları girmektedir. Mesela artık ekşi sözlük terbiyesinden ya da facebook terbiyesinden de bahsedebiliriz!
Bunların her birinin ayrı ayrı öğrenilmesi gerekiyor…
Geçtiğimiz asırlar boyu, neredeyse tüm hayatını köyünde, kasabasında, mahallesinde yaşayıp bitiren eski nesilleri dehşete düşürecek bir çeşitlilikte bahsediyoruz.
Acaba insanoğlunun donanımı bu çeşitliliği kaldırabilir mi?
Eskiden şehre intibak etmede güçlük çeken taşralılarla dalga geçilirdi. Artık intibak edilmeyi bekleyen sayısız yeni dünya var. Twitter’da nasıl yazılacağı, instagram’da ne tür pozlar paylaşılacağı, snapchat’te yazılan mesajın kaç kelimeyi geçince alay konusu olacağı, whatsapp’taki grupların her birinde nasıl bir dil kullanılacağı konularında eğitime (yahut terbiyeye) ihtiyacı var insanların!..
Ya kendi gettomuzda yaşayıp giderken varlığında haberdar bile olamayacağımız ama internet sayesinde muttali olduğumuz sosyal bir grubun bir etkinliğinde fiziksel olarak boy göstermeye kalkarsak? 
Bir zaman evvel, bir dostumun ısrarıyla bir “vücut geliştirme yarışmasını” izlemeye gittiğimde hayatımın en garip saatlerinden ikisini yaşamıştım. Neyi beğenip neyi beğenmemem gerektiğini bilememiş, nasıl konuşacağımı, nasıl yorum yapacağımı, ne söylersem insanları incitebileceğimi bilmediğim için sürekli susmuş, vücut geliştirmeci alt kültürünün nasıl farklı bir jargonu olduğuna şaşırıp kalmıştım.
Şimdi her gün, youtuber, incici ya da “donanım haber ölücüsü” vs. gibi çok sayıda sanal sosyal grup türüyor ve hepsinin kendine mahsus bambaşka dünyaları var…  
Hülasa, gençlerin işi zor. Yeni sosyal gruplar öylesine çabuk kurulup dağılıyor, yeni sosyal ilişkiler öylesine hızlı teşekkül edip ortadan kalkıyor ki hızlı intibak bir mecburiyet haline geliyor.
Sosyal bilimcilerin işi bir kat daha zor. Bu oluşumları takip etmek, anlamaya çalışmak, iç dinamiklerini çözmek kolay değil…
Sosyologların da radarlarını yeni sosyalleşme türlerine çevirip saman alevi misali bir anda ortaya çıkıp kaybolan yeni toplumsal yapıları kavrama hızlarını arttırmaları gerekiyor.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR