'Toplu taşımada omuz omuza yolculuklara dönülürse başladığımız yere geliriz'

'Toplu taşımada omuz omuza yolculuklara dönülürse başladığımız yere geliriz'

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, "Toplu taşıma araçlarında normalleşmenin etkisiyle oluşabilecek yoğunluğun önüne, tedbirler alarak geçmeliyiz. Omuz omuza yolculuklar yaptırmamak için kapasiteyi artırmanın yollarını aramamız lazım." dedi.

Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından 'yerinde karar' dönemine geçildiğini bildiren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamasının ardından vaka sayılarının düşük olduğu illerde kısıtlamaların esnetileceği belirtildi. Covid-19 ile mücadele kapsamında uygulanan tedbirlerin esnetilmesi, akıllara 'Toplu ulaşımda tekrar yoğunluk olur mu?' sorusunu getirdi. Pandemi dönemi kısıtlamaları çerçevesinde otobüs ve minibüs gibi birçok toplu taşıma aracında yüzde 100 doluluk oranına ulaşılması yasaklandı.

Vakaların düşüşe geçtiği illerde normalleşmenin başlamasının ardından toplu ulaşımda yeni risk oluşturmamak için gerekli tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıdığını belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, 22'nci ve 26'ncı dönem AK Parti Erzurum Milletvekilli Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, şöyle konuştu:

"1 Mart'tan sonra virüs vaka artış hızının düştüğü illerde kademeli olarak kısıtlamalar kalkacak. Açık bir gerçek var ki virüs hala devam ediyor. Bu aşamada en çok dikkat etmemiz gereken nokta toplu ulaşım. Toplu ulaşımdaki yolculukta insanlar sosyal mesafeyi sağlayamıyorlar. Sadece Erzurum'da değil İstanbul'u da ele alırsak yoğunluk çok fazla. Örneğin İstanbul'da pandemi öncesi günde yaklaşık 9 milyon kişi toplu ulaşımı kullanıyordu. Covid- 19 sürecinde bu sayı yarı yarıya azaldı. Şu anda sayı yaklaşık 4 milyona indi ama zirve saatler dediğimiz sabah evden işe giderken ve akşam eve dönüş saatlerinde yaklaşık 350 bin kişi aynı anda yolculuk ediyor. Bu en az yarım saat omuz omuza yolculuk etmek demek. Bu durumun virüs riskini artırması çok yüksek. Bu durum tüm şehirler için geçerli. Kısıtlamalar kalktıkça toplu ulaşımdaki yolculuk talebi de artacak. Maalesef bu olumsuz durumlar daha da artacak. Pandemi döneminde özel araçlara kaçış yaşandı. Bu durum da trafiğin sıkışıklığına sebep oluyor. Aynı durum Erzurum dahil tüm büyük şehirlerde geçerli. Bu da iki riski meydana getiriyor. Kısıtlamalar kalktığı zaman tüm Türkiye'de toplu ulaşıma talep artacak ve Covid-19 vakalarının seyri açısından olumsuz bir durum haline gelecek. Trafik yoğunluğunun artması ise sadece sıkışıklık olarak değil havaya verdiği emisyon ve insan sağlığı açısından yapılan araştırmalarda birçok hastalığın üzerinde trafiğin önemli derecede olumsuz etkisi var. Bu olumsuz etkiyi ortadan kaldırmanın çözümü ise toplu ulaşımın güvenilirliğini artırmak."

'KALABALIKTAN KURTULMAK İÇİN KAPASİTEYİ ARTIRMAK ŞART'

Normalleşmeye dönülen illerde tekrar vakaların artmaması için alınacak tedbirlerin hayati önem taşıyacağının altını çizen Prof. Dr. Ilıcalı, "Kademeli normalleşmeye geçerken tekrar başa dönmemek ve vaka sayılarının artmasının önüne geçmek için toplu ulaşım kapasitesini artırılması gerekiyor. Toplu ulaşım yollarıyla müsait olan yerleri ilave şeritlerle hızlandırmamız lazım ki toplu ulaşım hem daha fazla yolcu çeksin hem hızlanmadan dolayı ilave bir kapasite oluştursun. Trafikteki artış için de trafiği hızlandırmak anlamında acil sinyalize kavşaklar ve geometrik düzenlemelerle otobüs duraklarını öne alarak birtakım tedbirler almamız lazım. Tedbirler alınmışsa mesela yok ama alınmamışsa artan toplu ulaşım ve trafik yüküyle olumsuzluklar karşımıza çıkacak. Yeniden bir kısıtlamaya gitmemek için buradan tüm büyükşehir belediyelerine sesleniyorum; toplu ulaşımın kapasitesini artıracak şekilde tedbirler alalım" dedi.

'GİDİŞAT OLUMLU AMA EK TEDBİRLER ŞART'

Pandemi döneminde riskli olduğu için toplu ulaşım araçlarını kullanmak istemeyenlerin özel araca yöneldiğini ve bu durumun trafik sıkışıklığına neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Ilıcalı, trafik yoğunluğunu azalmak için halkın tekrar toplu ulaşıma yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bunu yaparken de virüs riskini yükseltmemek için toplu taşıma araçlarının kapasitesinin artırılması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Ilıcalı, şöyle konuştu:

"Artan trafik yükünde de sosyal mesafe sağlanamadığı için özel araca kaçanları tekrar geri çekmek için tedbirler alalım. Koronavirüse karşı her türlü tedbirin alındığını, sosyal mesafenin, hijyenin ve maske şartlarının uygulandığını gösterelim. Toplu ulaşımında virüs bulaşının yüzde 70 olduğunu uzmanlar söylüyor. Omuz omuza yolculuklar yaptırmamak için kapasiteyi artırmanın yollarını aramamız lazım. İlave veya atıl otobüslerin dahil edilmesi gerekiyor. Ulaşımın hızlandırılması, bisiklet kullanımına teşvik edilebilir. Özel araca kaçanlar trafik açısından sıkıntı oluyor. Örneğin İstanbul'da bugünlerde yaşanan katlanılamaz trafiğin çilesinin makul seviyeye getirilmesi zorunludur. Belli ki gidişat olumlu olsa da virüs bizi zorlayacak. Geriye dönmemek için belediyeler ve vatandaşlar olarak gereken tedbirleri almalıyız."

VATANDAŞ, TAM KAPASİTE ÇALIŞMAYAN TOPLU TAŞIMADAN MEMNUN

Pandemi dönemi öncesi yoğun olan toplu taşıma araçlarından bıktıklarını söyleyenler ise Covid- 19 nedeniyle otobüslerde kalabalıktan kurtulduklarını ve normalleşmeyle tekrar yoğunluk olmasından endişe duyduklarını belirtti. Erzurumlu Güler Karaman, her sabah işe otobüsle gittiğini belirterek, "Pandemi döneminde otobüsler tam kapasite çalışmıyor. Gayet rahat. Esnetilme olursa bu durum suistimal edilebilir. Kalabalık olma ihtimali yüksek. Bu şekilde toplu taşıma araçlarının hizmet vermesi çok iyiydi. Önceden balık istifi gibi çok kalabalıktı. Bazen şoförlerin bagaja bile yolcu alabileceklerini düşünüyordum" diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.