Türkiye'nin böcekleri 82 yıldır bu müzede sergileniyor

Türkiye'nin böcekleri 82 yıldır bu müzede sergileniyor

1937 yılından bu yana bilimsel amaçlarla Türkiye'nin dört bir yanından toplanarak özel yöntemlerle korunan böcekler İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesinde bulunan müzede yer alıyor.

Türkiye'nin dört bir yanından toplanarak özel yöntemlerle korunan böcekler, 1937'den bu yana İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nde bulunan "Böcek Müzesi"nde sergileniyor.

İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi - Orman Entomolojisi ve Koruma Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Hızal, İstanbul ve çeşitli illerde yaptığı arazi çalışmalarında topladığı böceklerle bilimsel pek çok araştırmaya imza atıyor.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden gerekli izinleri alarak böcekleri toplayan Hızal, ekibiyle birlikte elde ettiği böcek örneklerini, laboratuvarda uygun koşullarda inceliyor ve biyolojik müze materyalleri haline getiriyor.

Doç. Dr. Hızal, orman entomolojisi kapsamında, ormanlarda zarara neden olan böceklerin dağılımı, biyolojisi ve tabiata verdikleri zararlar üzerine yaptığı araştırma ve çalışmaları ise dünya genelinde iletişime geçtiği meslektaşları ve bilim insanlarıyla paylaşarak, fikir alış-verişinde bulunuyor.

"Dünya üzerinde yaklaşık 1 milyon tanımlanmış böcek türü var"

Doç. Dr. Erdem Hızal, arazide bilimsel çalışma yaparken izin almanın zorunlu olduğuna dikkati çekerek, "Halktan birilerinin böcekleri toplaması kanunen yasaktır ve biyo-kaçakçılığa girmektedir. Bu kaçakçılık da ağır ceza ve yaptırımları olan bir ciddi suçtur." diye konuştu.

İzin kapsamında böcekleri birçok farklı teknikle topladıklarını anlatan Hızal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Böceklerin teşhislerini yapabilmek için mikroskop altında detaylı bir şekilde inceleme yapıyoruz. Dünya üzerinde yaklaşık 1 milyon tanımlanmış böcek türü var, hatta daha fazla böcek de tanımlanmayı bekliyor. Dolayısıyla böcek teşhis etmek çok kolay bir şey değil. Bir böceği elinize aldığınızda bildiğiniz bir böcek türü olduğunu düşünebilirsiniz ama inceleme sonucunda çok büyük farklılıklar olduğunu gözlemliyoruz."

Hızal, araziden topladığı bir böceğin uzunluğunun 0,8 milimetre olduğunu, bunu mikroskop altında incelemeden teşhis etmenin imkansızlığını dile getirerek, "Böcek çeşitliliği fazla olduğu için entomologlar belirli alanlarda uzmanlaşmışlardır. Teşhis yaparken türleri kendi uzmanlarına göndeririz çünkü teşhis çok önemlidir. Yanlış tespit, yanlış isimlendirme demektir." değerlendirmesinde bulundu.

"İlk aşkım her zaman böcekler olmuştu"

Doç. Dr. Hızal böcekleri, laboratuvarda biyolojik müze materyali haline getirdiklerini belirterek, "Küçük böceklerde yapıştırma, büyük böceklerde iğneleme tekniğini kullanıyoruz. Bütün uzuvların tam ve net olması gerekiyor ve teşhis çalışmasından sonra bu örneklere, koleksiyonlara tarih vererek saklıyoruz." dedi.

Böcek Müzesi'nde 1937 yılına ait örnekler olduğunu dile getiren Hızal, "Koleksiyondaki parçalar, saklama koşullarına göre değişiyor. Öğrenciler, buraya gelerek çalışma konularımız hakkında bilgi alıyor. Böcekler, yaban hayatı ve orman yangınlarıyla ilgili değişik bilgiler elde ediyorlar." ifadelerini kullandı.

Çocukluğunun köylerde geçtiğini, doğa ile iç içe büyüdüğünü anlatan Hızal, "Çocukluğum böyle geçince doğaya sevgi duydum ve bu alanda çalışmalarda bulundum. Kuş, böcek besledim. Üniversite sınavına hazırlanırken rehber öğretmenim, Orman Mühendisi olabileceğimi söylemişti, ben de bu yola koyuldum. Fakülteyi bitirdikten sonra yüksek lisansa başladım ve kadro açılınca asistan oldum. İlk aşkım her zaman böcekler olmuştu. Şimdi özellikle Türkiye'deki orman ve tarım alanları için önemli etkileri olan istilacı türler üzerine çalışıyorum. Bu konularda da çalışmalarımı ilerletmeyi hedefliyorum." diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.