İslam dünyasını kana bulayan katiller, emperyalistler bu sistemi örnek almamızı istemişlerdir. Osmanlı gitti gideli İslam coğrafyasında ''inkar'' kardeş kavgalarına sebep oluştur. O da yetmiyormuş gibi Avrupalılaşmak adı altında milletin kefeninine haç koymak istemişlerdir. Faturası çok ağır olmuştur. Kuran-ı Kerim hayatımızdan çıkarılıp duvara süs eşyası olması için her yol denenmiştir. Kuran’sız olmaz diyenler idam sehpalarında cezalandırılmıştır. ''Yeter dur'' diyen Menderes iftiralarla, millete gözdağı olarak idam edilmiştir.
Büyük medeniyetin torunları yıllarca sabretmiştir. İlk fırsatta ben buradayım demesini bilmiştir. Çare yolları açılmaya başlamıştır. İhtilaller, 28 Şubatlar vs. canını acıtmış, üzmüş, gözyaşı döktürmüş ama pes ettirmemiştir. Yeni dönemle başlayan dip dalga tabuları yıkmış, var olma mücadelesi hayranlıkla izlenmiştir. 15 Temmuz örnek bir direniş hareketi olmuştur. Bu Diriliş sadece Türk Milletinin değil mazlumların kurtuluşuna vesile olacaktır.
Sömürü çarkının sahipleri emperyalistler yıkılışlarını durduramayacaktır. Çünkü zulüm baki değildir. Anadolu'daki diriliş insanlığa model olacaktır. Kendilerine çare bulamayan emperyalistler mazlumlar üzerinden kan dökmeyi, sömürüyü devam ettirmektedirler. Çözülme her sahada olduğu gibi Alman milli takım oyuncusu Mesut Özil; adaleti, insanlığı tercih etmiştir.
Yaradılanı yaradandan dolayı seven anlayışlar, insanlığı kucaklayanlar yeni dönemin öncüleri olmuştur. Yeni dönemle gelen ümit dalga dalga yayılmaktadır. Çaresizlere ışık belirmiştir. 24 Haziran gecesi mazlumların duaları, destekleri; yükümüzün ve görevlerimizin çok ağır olduğunu göstermektedir. Nerede olursanız olun, isterseniz yeni göreve getirilin, isterseniz görevden alının, aynı heyecan ve gayretle, eksiksiz, zayiatsız, kırmadan, dökmeden bütün gücümüzle omuz vermeliyiz.
24 Haziran Allah'ın milletimize ve mazlumlara verdiği bir fırsattır. Bu başarıda Mazlumların duası, Allah'ın müjdeleri bulunmaktadır. Bu kutlu yürüyüşte her kesim gerekeni yapmalıdır.  200 yıllık kanın dinmesinde tarihi bir dönem yaşadığımızı unutmamalıyız. Yeni çağın kapısından emin adımlarla yürümeliyiz. Karşı çıkanlar, takoz olanlar ileride pişman olacaklardır. Hak ve batıl mücadelesi bütün hızıyla devam etmektedir.
Cehennem kapanmadığına göre Hakka karşı çıkan, zulüm edenlerin gideceği yeri telkinlerimizle önlemeye çalışacağız. Ama hidayet Allah'tandır. Önemli olan hidayet çemberinin büyümesidir. İnananların yönünü Türkiye'ye çevirmesi yolumuzun doğru, davamızın hak, Mevlamızın müjdeleriyle dolu olduğunu göstermektedir.
Mazeret değil çözüm, çare dönemi; dua alma ve gayret dönemi...
Allah(cc) yar ve yardımcımız olsun.