Şu sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri hayatı daha bir garipser oldum. Bizzat kendim yoğun şekilde kullanıcısı olduğum teknolojinin faydasından çok zararından etkilendiğimi itiraf edebiliyorum.
Ancak konumuz sosyal medya olmasa bile anlatacaklarımın bu konu üzerinden başlamasını istedim. Özellikle defalarca altının çizilmesini istediğim bir konu olarak kaleme aldığım bugünkü yazımı sizlerle paylaşıyorum.
Özellikle 15 Temmuz olaylarının yaşanması ve 16 Nisan seçimlerinin aşıldığı süreçten bugüne kadar sosyal medya ve çeşitli agresif karakterler insanların dinine ve yaşam standartları hakkında ileri geri konuşmaya başladılar.
Bu benim dahil yüzlerce, milyonlarca insanın zoruna giderken göz yumulacak bir konu gibi durmadığı belirtmek isterim. Diğer yandan sosyal medyaların incelenmeye alınması ve insanların dinine dil uzatacak kadar şeytan olunmasını kınıyorum.
Bu konuyu Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa iletilse bile yoğunluklardan dolayı belki de net bir yanıt alamadık. Sadece davasından vazgeçmeyen bir millet olarak anılmak istiyorum. İnsanların dinini dillerine alet ederek bir yerlere gelme hevesinde olan insanlara karşı bir olamadıktan sonra hep olsak neye yarar.
Bunu anlatmak ve bunun insanlar tarafından olumlu karşılanmasını istiyorum. Yüz kerede anlatsam, bin kerede anlatsam bunun vicdansızlık olarak ifade edildiğinin altını çizmek istiyorum.
Sizler bir oldukça bizler hep oluruz. Ancak bir arada kalabilir ve dinimizin bize en güzel şekilde emredilen vazifelerini yerine getirebilirsek.