Ersin Tatar: Türkiye bize güç veriyor

Ersin Tatar: Türkiye bize güç veriyor

KKTC Başbakanı Ersin Tatar, 'Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını korumak için Türkiye'nin yaptığı fedakarlıklar bize güç vermektedir' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye'ye yaptığı ilk resmi ziyaret için başkentte bulunan Ersin Tatar ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

ERDOĞAN DAVET ETMİŞTİ

Tatar, Erdoğan'ın davetine icabetle, görevi devralmasının ardından ilk resmi programı kapsamında Türkiye'de ağırlanmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Türkiye-KKTC iş birliğinin KKTC'nin daha da güçlenmesine, Kıbrıs Türk halkının daha da refah ve esenlik içerisinde yaşaması için gerekli ortamın oluşturulmasına katkı sağladığını belirten Tatar, KKTC'de önemli sektörlerin meydana geldiğini dile getirdi.

"HÜKÜMETE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Tatar, turizm, yükseköğrenim ve su projelerini örnek göstererek, şöyle devam etti:

"Asrın projesi' dediğimiz su projesiyle Anadolu suyu, şu anda KKTC'nin topraklarıyla buluşmuştur. Dolayısıyla bu da Kıbrıs'ın marka değerine değer katmıştır. O bakımdan Türk hükümetine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

KKTC'de bu tarımsal suyun arazilere dağıtılması için önemli bir proje yürütülmektedir. İçme ve kullanma suyu olarak bu su, her çeşmeden akmakta ve bundan sonra Güzelyurt ve diğer bölgelere suyun dağıtılmasıyla tarımsal faaliyetlerin de artacağına inanıyoruz."

"DOĞU AKDENİZ'DEKİ ÇALIŞMALAR BİZLERE GÜÇ VERMEKTEDİR"

Türkiye'nin, KKTC halkının çıkarlarına verdiği desteğin önemini bir kez daha vurgulayan Tatar, "Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını korumak için Türkiye'nin yapmakta olduğu bu fedakarlıklar ve Doğu Akdeniz'deki çalışmalar bizlere güç vermektedir." dedi.

Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına göre, esasında Kıbrıs Cumhuriyeti ve Adası'nın iki eşit halkının Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olduğunu anımsatarak, şunları söyledi:

"Öyle bir anlayış devam etmektedir ki hepsi güya Rumlara aittir, böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Ne mutlu bize ki Türkiye Cumhuriyeti'nin fevkalade önemli adımlarıyla bu bölgede hak ve çıkarlarımızın korunması için ve hidrokarbon, petrol ve gaz aramalarında Türkiye'nin atmakta olduğu adımlar hem Türkiye'nin hem de Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını sonuna kadar savunmak için bu fedakarlıklar ileri sürülmektedir."

1960 ANLAŞMASINDAKİ "MÜDAHALE HAKKI"

Kıbrıs meselesinin çözümü için uluslararası müzakere pozisyonunda dikkatli olunması gerektiğine dikkati çeken Tatar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hükümetimizin anlayışına göre, artık bu saatten sonra federal temelli bir anlaşmanın pek umut arz etmediği, eğer bir müzakere süreci tekrar başlayacak ise bunun gerekli zemininin oluşması gerektiği, Crans Montana'da bırakıldığı noktadan tekrar, aynı noktadan başlamasının pek de anlamlı olamayacağını, dolayısıyla sonuç odaklı veya sonunda ne olacağı belli olmayan bir tehlikeli sürece, mecraya girmenin hiç de gerek olmadığını düşünmekteyiz ancak dediğim gibi, Kıbrıslı Türkler her zaman barış ve anlaşmadan yanadır ama tabii ki bizim üzerinde fevkalade hassasiyetle durduğumuz bir konu vardır. O da Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğüdür."

Tatar, 1960 anlaşmasındaki "Türkiye'nin müdahale hakkı" noktasını hatırlatarak, şunları kaydetti: 

"1960 anlaşmalarının en önemli noktası, Türkiye'nin garantör ülke olarak tek taraflı müdahale hakkıydı. Her konuşmamda vesile oluyor, o zamanın Başbakanı Adnan Menderes'e ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'ya, tabii ki Doktor Fazıl Küçük'e, Rauf Denktaş'a ve ekiplerine teşekkür ediyorum. Çünkü o zaman o anlaşmanın ekinde, Türkiye'nin garantör ülke olarak tek taraflı müdahale hakkı olmasaydı, bildiğiniz gibi 1974'te Türkiye kolay kolay müdahale edemeyecekti."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.