İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

FETÖ İLE MÜCADELEDE DE TÜRK LOBİSİ, TÜRK DİASPORASI

FETÖ İLE MÜCADELEDE DE TÜRK LOBİSİ, TÜRK DİASPORASI

Türkiye bütün kurumları ile içte ve dış ta Fetö ile mücadele etmeye çalışıyor. Ancak bunun yeterli olduğu söylenemez. Tespit edilen hedeflere ulaşılamamıştır. Dışarıda, hala terörist başı ilgili en ufak bir işlem yapılamamıştır. ABD nin iade etmeme veya herhangi bir işlem yapmama direnci karşısında elimiz kolumuz bağlı kalmıştır.  Başta İsveç , Belçika, Almanya ve dünyanın birçok ülkesi fetöcülerin at oynattığı alanlar haline gelmiştir. Yine bir çok ülkede hala var olan Fetö okulları,  ABD nin kontrolünde bütün faaliyetlerine devam etmektedir.  Bunun yanı sıra  birçok Avrupa ülkesi de fetöcülere sığınma hakkı vermekte onları koruyup kollamaktadırlar.

            Bu anlamda, Türk Diasporasının yeteri kadar aktif hale gelmediğini görüyoruz.     Tekrar ediyoruz, dışarıda Fetö ile mücadele de bu konu asla göz ardı edilmemeli. Yani TÜRK DİASPORASI…

Dünyanın bir çok ülkesinde, yerleşik durumda ırkdaşımız, soydaşımız, dindaşımız bulunmaktadır. Bunları ciddi bir şekilde örgütlemek, düzenli bir şekilde mücadeleye sevk etmek, dışarıda vereceğimiz mücadele için ne kadar önemli olduğu her kes tarafından bilinmektedir. Karşımızdaki örgüt içeride olduğu gibi, dışarıda da ciddi bir şekilde psikolojik bir savaş ve varolma mücadelesi  vermektedir.

Türk Diasporasının yapacağı her türlü  lobi faaliyetleri , etkinlikler, çalıştaylar, yazılı ve görsel basında yer almaları vs.,  Fetöcülerin gücünü ve etkinlik alanlarını zayıflatacağı bir gerçektir. Ama ne yazık ki Türk Diasporası dünyanın önemli basın kuruluşlarında bu konu ile ilgili pek fazla çalışmalarının olduğu söylenemez. Devletin tek başına dışarıda mücadele etmesinin ne kadar zor olduğu malumdur. Dolayısı ile dışarıda ki yerleşik Türk insanına çok büyük görevler düşmektedir.

O halde, Türk Lobilerini, Türk Diasporasını etkin hale getirmenin yolları aranmalıdır. İnanıyorum ki, etkili bir teşkilatlanma sonucu her Türk bu mücadeleye seve seve  katılacaktır. İşgal girişimi sonrasında Almaya'da yağmur altında binlerce vatandaşımız toplanmış Fetöye lanetler savurmuşlardır. Bunların devamı gelmeliydi. Bunu da organize edecek TÜRK DİASPORASIDIR. 

Bunun yanı sıra Fetöcüleri, koruyan , kollayan, kucak açan ülkelere karşı o ülkelerde bulunan Türklerin tepki göstermesi konusunda örgütlenmeli mücadeleye sevk edilmeli. O ülkelerde ki vatandaşlarımızın da bağlı bulundukları sivil toplum örgütleri ile birlikte,  ortak mücadele edilmesinin doğru olacağı kanaatimdeyim.

            Yurt içinde ise,  fetöcüler hala serap görmeye devam ediyorlar. Öyle ki hapishanelerden dışarıya gönderilen mesajlar, Kasım ayında çıkıyoruz, geliyoruz, bizi buraya koyanları biz buruya koyacağız, sabırlı olun, sakin olun, çözülmeyin,  vs. vs. vs.

            Ağababaları tarafından İçte ve dışta rahatça hareket etme imkanı bulabiliyorlar.

            Yani kelimenin tam anlamı ile varlıklarının devamı için  psikolojik bir harp veriyorlar. Buna izin verilmemeli, her türlü karşı mücadele için her şey yapılmalı.

            Peki biz ne yapıyoruz?  Ne kadar yol aldık?  Çok fazla bir yol aldığımızı düşünmüyorum. Sadece tutuklamalar ve ihraçlar yapılıyor, dikkatsiz rastgele yapılan işlemler sonucu üstüne üstlük bir de mağduriyetler oluşuyor. Bu da hiç gereği yok iken öfke kitlelerinin oluşmasına neden oluyor. Ve henüz yapılan işlemlerin hiç birisinin hukuki alt yapısı hazır değil. Halka yapılan mücadele anlatılmalı.

Bu konuda herkese istisnasız görev düşmektedir. Onun için  herkes ne düşündüğünü ifade etmeli. Kafa yormalı. Beyin fırtınası yapmalıyız. 15 Temmuzda nasıl ki top yekun bir mücadele verilmişse,  aynı mücadele, psikolojik harp alanında da  durmaksızın devam etmeli. Tam da bu konuda durumdan vazife çıkartmalıyız.

            Karşımızdaki insanlar bir çok konuda eğitilmiş, psikolojik harp konusunda tam bir uzmanlar kadrosu. Nerede, neyin , nasıl yapılacağını, davranış şekillerinin ne olacağını, nasıl etkili olabileceklerini, toplumun psikolojik yapısını, verilecek ifadelerden tutunda, insani ilişkilere varıncaya kadar  her konuda eğitimliler. O yüzden de çözülme çok yavaş olmakta, geçen zamanda Türkiye aleyhine işlemektedir.

 

 

            22222222222222222222222222222222222222222

 

 

Bir önceki yazımızda da ifade ettik. Hani nerede bu ülkenin alimleri, ulemaları, aydınları, akil adamları neredeler? Demiştik.  Bir iki TV kanalıyla, bir iki gazete ile olacak iş değil bu? Her gün yeni bir şey buluyorlar olayı soğutmak, hedef saptırmak için. Şimdi de  terörist başının evliliği, terörist başından sonra örgütün başına kimin getirileceği konuşuluyor. Ve basınımız da buna çanak tutuyor. Peki bu nedir sizce?            Psikolojik harbin bir başka oyunu olmasın ? Ve ya; " bakın biz yeni liderimizi tespit edecek kadar hala dim dik ayaktayız"  mesajı ...  

            Yine diğer taraftan örgüt üyeleri akıllara zarar,  hayal ötesi, gördükleri halüsinasyonları anlatmaya devam ediyorlar. Ve bunlara inanan bir kitle hala var. Bu da insanımızın İslam’la ilgili cehaletin ötesinde bir bilgiye sahip olduğunu gösteriyor. Bu inanılmaz şekilde yüreğimizi sızlatıyor. Geleceğimiz, istikbalimiz hususunda son derece ciddi endişeler yaşıyoruz. İnsanımızı bilinçlendirme konusunda neler yapıyoruz?

            Fetö ile mücadele de karşılaşılanları okudukça, duydukça, kanımız donuyor. Bu nasıl mücadele diye.. Örneğin, Fetö ile mücadele de yetkili emniyet mensubu, fetöcü olmaktan tutuklanıyor,  memurları ihraç eden komisyon üyelerinin bir kısmının fetöcü olduğu, tepki çekmesi,  öfkeli,   kin dolu bir topluluğun oluşması için  bilinçli olarak mağduriyetleri oluşturdukları sıkça dile getiriliyor...Yani oyun içinde Fetö oyunu...

              Bunları çoğaltmak mümkün. Çok kısa zaman içerisinde, bütün bu olanları düzeltmek,  adaleti sağlamak, mağduriyetleri en kısa sürede gidermek, oyun içinde olan oyunu bozmak önceliğimiz olmalı.

Top yekûn bir mücadele dedik. O halde, Devletin ne yaptığına veya ne yapacağına bakmadan bizler neler yapabilirizi kendimize sormamız lazım?

Eş, dost, ev sohbetlerinden tutunda, sosyal paylaşım sitelerindeki yazışmalara varıncaya kadar , bir beyin fırtınası yapmalı, herkes üzerine düşeni ve mücadele yollarını  aramalı. Bunun içinde öncelikle bilgilerimiz güncellenmeli. İslam’ın asli kaynakları tekrar gözden geçirilmeli. Yalan-yanlış bilgilerimiz düzeltilmeli. Fetöcü teröristlerin veya sempatizanlarının ortaya koydukları herşey öncelikle düşünce bazında çürütülmeli sonra her türlü  ikna yolları denenmeli. Yeraltına çekilmelerine izin verilmemeli.

Elimizde bulunan bilgi, belge, fotoğraf vs. her türlü dokümanları ilgililere sunmalı. Yazılı ve görsel basında bunlar yayınlanmalı. Fetönün ne yapmaya çalıştığı sık sık belgeler ve canlı tanıklarla anlatılmalı. Girişilen işgal hareketindeki yapılan hainlikler anlatılarak sürekli sıcak tutulmalı.

Toplumda yaratılmış olan, "TRAVMA" nın giderilmesi için her türlü girişimde bulunulmalı.

PEKİ BUNLAR OLMASA NE OLUR? NE OLABİLİR?

İŞGAL GİRİŞİMİNDEN SONRA ŞU AN TOPLUM NE YAŞIYOR?

CEMAAT GÖRÜMÜNDEKİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TOPLUMDA YARATTIĞI PSİKOLOJİK TRAVMA NE DURUMDA DIR?

BİR SONRASİ YAZIMIZDA İNŞAALLAH ALLAH ÖMÜR VERİRSE HEP BİRLİKTE BEYİN FIRTINASI YAPARAK BU SORULARA CEVAP VERMEYE ÇALIŞACAĞIZ.

İSMET TAŞ

İç Anadolu Birliği Genel Başkanı

           

           

          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR