Şule Erciyas

Şule Erciyas

Hz. Muhammed (S.A.V.) peygamberlik vahyin ilk gelişi

Hz. Muhammed (S.A.V.) peygamberlik vahyin ilk gelişi

Allah u Teâlâ’nın selamı, rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun Hayırlı, bereketli, huzurlu güzel günler dilerim.

Hz. Muhammed (s.a.v.) Peygamberlik Vahyin ilk Gelişi Allah tarafından peygamberlik görevi  kırk yaşında verilmiştir. Peygamber efendimiz kendi halinde bir başkalık sezmeye başladı eskiden beri vakarlı ve daima tefekkürlü idi dünya meşgalelerinden el çekip inzivayı severdi sessiz ve iddiasız bir hayat geçirirdi. Bu dünyanın gürültüsünden uzak azade tenha bir yere çekilip sukut ederdi kendisine sessizlikten uzak Hira dağını seçmişti. Ramazan ayında yanına yiyecek içecek alır ve oraya giderdi Peygamber Efendimizde büyük ruhi değişiklikler oluyordu. ALLAH C.C onu büyük vazifeye hazırlıyordu bu değişiklikler olacaktı. Alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberdir. Rasulullah (s.a.v) mağarada tefekküre dalıyor ve Mekke’nin halini de düşünüyordu. Kavmi faide zarar vermekten aciz putların önünde eğiliyorlardı ve tanrı diye tapıyorlardı. Peygamberimiz bu düşünüş içindeyken bir yerden bir şey bekliyor Allaha tefekkür ediyord. H.Z Peygamber büyük sır ve yüce hakikat rüya aleminde keşfolunmaya başladı. Onun rüyada gördükleri aynen vuku buluyordu.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in Hira’da bulunduğu 610 senesinin Ramazan ayının  yirmi yedinci gecesi, bazı rivayetlere göre Pazartesi günü sabaha karşı Cebrail (a.s.) gelerek ona Allah tarafından peygamber olarak görevlendirildiği haberini verdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) Peygamberlik Vahyin ilk Gelişi Bu ilk vahyi Hz. Peygamber şöyle anlatmaktadır. O gece Cebrail bana geldiğinde “Oku!” (İkra’) dedi. Ben okumasını bilmiyorum dedim. Bunun üzerine Cebrail (a.s.) beni dayanabileceğim son noktaya kadar sıktı. Ardından beni bırakıp tekrar “Oku!” dedi. Cevaben yine “Ben okuma bilmem” deyince tekrar son noktaya kadar sıktı ve “Oku!” dedi. Ben “Ne okuyayım?” diye cevap verince Cebrail (a.s.) beni üçüncü defa nefesim kesilinceye  kadar sıktı ve bıraktı ve sonra şu ayetleri okumaya başladı: “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı bir embriyodan yarattı. Oku! Senin Rabbin en büyük kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediklerini belleten odur.” (el-Alak 96/1-5). Bu olanlardan sonra heyecanlanıp korkuya kapılan Hz. Muhammed (sav), Nur dağından inerek evine gitti.Ve yatağına yatarak Evde eşi Hz. Hatice (r.anha)’den üstünü örtmesini istedi ve uyandıktan sonra başından geçenleri anlattı. Hz. Hatice (r.anha) “Allah hiçbir zaman seni utandırıp üzmeyecektir. Çünkü sen akrabanı gözetir, doğruyu söyler, âcizlerin elinden tutarsın; yoksullara yardım eder, misafirleri ağırlarsın; haksızlığa uğrayanların yanında yer alırsın” diyerek samimi duygularını dile getirip teselli etti ve kendisine inandığını söyledi. Ardından Hz Hatice, Hz. Peygamber’i, kendi amcasının oğlu olan Kitab-ı Mukaddes’i bilen yaşlı bir Hıristiyan olan Varaka b. Nevfel’e götürdü., onu dinledikten sonra kendisine gelen meleğin bütün peygamberlere vahiy getiren melek olduğunu söyledi. Ardından da şunları ekledi: “Sana yalancı diyecekler; kötü davranacaklar. Sana savaş açıp bu şehirden çıkaracaklar. Ben o günlere ulaşırsam Allah için sana yardımcı olacağım.” Varaka sözlerini bitirdikten sonra ona doğru eğildi ve alnından öptü. Hz. Peygamber, hem Hz. Hatice’nin desteği hem de Varakanın bu açıklamalarından epeyce rahatlamıştı.
    Kim Allah’ a ve Resul’ e itaat ederse işte onlar Allah’ ın kendilerine lütuflarda bulunduğu Peygamberler sıddikler şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır. Nisa 69-70
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR