Ahmet Sefa DİKTEPE

Ahmet Sefa DİKTEPE

İki tipe iki misal

İki tipe iki misal

Geçtiğimiz haftalarda Türk milletinin içinde bulunduğu buhrandan ve bunun sonucu olarak gençliğimiz üzerinde etkili olan deizm meselesinden bahsetmiştik.

Biz bu meseleyi ele almaya gayret gösterirken buhranımıza konu olan iki tip de bu haftalar içerisinde Türkiye gündemine oturdu ve bizlere konuyu net olarak misallendirme şansı verdi. 

Kimlerden bahsediyorsun derseniz…

Harran Üniversitesi (eski) Rektörü Prof. Dr. Ramazan TAŞALTIN ve CHP Ardahan Milletvekili Öztürk YILMAZ…

Bizim açıklamaya gayret ettiğimiz meselelere iki müşahhas misal oluşturan bu isimler çok yakın zamanlarda ülke gündemimizin en tartışılır kişileri arasına girdiler. 

Prof. Dr. Ramazan Taşaltın katıldığı bir televizyon programında aynen şu cümleleri sarf etti; “İslami olarak şu anda Cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayndır, karşı gelmek de harpten kaçmak manasında haramdır.”  Mukaddes şeriatın kabuğunda kalmış şeriatta indirme bindirme olmayacağından habersiz ham yobaz ve kaba softa tipi…

Allah’ın ahkamını söylemek yerine başkalarına yaranmak için ahkamı kabuk manasına indirgeyen bunu da kamuoyuna böylece yutturmaya çalışan buhranımızın birinci sorumlularının apaçık son misali…

Cümledeki şer’i hükme yapılan katliamdan önce birkaç soru sormak istiyorum. Acaba Sn. Ramazan Taşaltın bu meselenin hemen öncesinde yaşanan Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ’nün elindeki bayrakla ilgili mevzu tartışılırken Cumhurbaşkanlığı döneminde İsmet İNÖNÜ’ye de itaatin farz olduğunu söyleyebilmiş midir? Ya da “türbanlılar Arabistana” diyen başka bir Cumhurbaşkanına itaat etmek de farz mıdır?

Allahu Teala Kur’an-ı Kerim’de; “Ey iman edenler! Allah Teala’ya itaat ediniz ve peygambere de ve sizden olan emir sahiplerine de (ulül emr) itaatte bulununuz.”(Nisa Suresi, Ayet 59) diye emretmiştir. Şer’i hüküm itaat hususunda Allah ve Resulünden sonra ulül emri işaret etmektedir. Peki ulül emr kimdir?

Diğer bir ayet-i kerimede ise Cenabı Allah şöyle buyuruyor; “Ve eğer onu peygambere veya kendilerinden olan emir sahiplerine (ulül emr) arz etseler elbette onlardan bunun hükmünü çıkaracak zatlar bunu bilirlerdi.” (Nisa Suresi, 83. Ayet) Kısacası bir devlet başkanına ulül emr denebilmesi için ya kendisinin hüküm çıkaracak seviyede alim olması ya da hüküm çıkaracak ulemanın verdiği hükümlerle devlet idaresine yön vermesi gerekmektedir.

Yani aslolan ne olursa olsun devlet başkanına itaat değil Allah’ın hükümlerine itaattir.

Ayetlerle sınırları gayet net olarak çizilmiş bu mesele ancak buhranımızın ilk amili İslam’a kabuğundan sarılmış ham yobaz ve kaba softa tip tarafından böyle çarptırılarak izahlandırılabilirdi. 

Buhranımıza sebep olan ikinci tipi en son misallendirebileceğimiz kişi ise CHP Milletvekili Öztürk YILMAZ… 

Öztürk Yılmaz da bir televizyon programında tam olarak şu sözleri sarfetti; “Benim dilim her şeyde okunsun. Ezan Türkçe okunsun kardeşim! Ben anlayayım, Kur’an okunsun anlayayım…” Buhranımıza sebep olan ikinci tip reformist kafa… Eski şeklin ismini ve güya esasını muhafaza edip onu zannınca bazı ihtiyaçlara göre yenileştirme derdine düşmüş, İslam’ı çağa uydurma peşindeki moderniteci tip… 

Bu tipleri, son zamanlarda bu algıdan kurtulmak için çırpınmasına rağmen, halen CHP içinden çıkarıyor.

Bu millet, tek parti iktidarındaki o 18 yıllık devri diğer hiçbir saike dahi dönüp bakmadan sadece ezanın Türkçe okutulmasına karşı hassasiyetine binaen tarih bataklığına gömerken hala bu Türkçe ezan çırpınışının sebebi nedir?

Ezanda neyi anlayamıyorsunuz da bu çağrının Müslümanlara namaz için toplanma emri olduğu kafanızda canlanmıyor?

Şunu da belirtmek isterim ki Kur’an lafız ve mananın mecmuudur.

Yalnız lafzına Kur’an denemeyeceği gibi yalnız manasına da Kur’an denemez!

Yani lafız ve mana bir bütün olarak taşınmalıdır aksi hali Kur’an’ı da ezanı da yansıtmayacaktır.

Bu iki tip milletimizin hala yaşadığı bundan yüzlerce sene öncesinde başlayan buhranın en son müşahhas misalleridir. Benim ülküm Türk milletini bu iki tipin tasallutundan da kurtarmak ve ehli sünnet itikadıyla yani İslam’ın özüyle tekrar buluşturmaktır.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR