Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

Sefere çıkan son padişah

Sefere çıkan son padişah

Bu yazımızda 29 Aralık 1703 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşan Sultan II.Mustafa’yı kısaca anmaya/anlatmaya çalışacağız.

Sultan II.Mustafa Han zeki, adaletli ve zamanın ilimlerini iyi bilen bir kişidir. Yalandan nefret eden, doğruları ödüllendiren, ilme ve ilim adamlarına azami hürmet gösteren bir padişahtır. Özellikle alimlerle muhabbetten hoşlanan ve onları daima koruyup, kollayan bir yapıya sahiptir. Hocaları Vani Mehmed Efendi ve Seyyid Feyzullah Efendi’dir.
İkbali ve Meftuni mahlaslarıyla ilahi ve şiirler yazarak, edebiyatla uğraşmıştır. Döneminin tarihini yazması için

Silahdar Fındıklılı Mehmed Ağa’yı görevlendirerek, Nusretname isimli bir eser ortaya koydurtmuştur.

Döneminde bir çok kutsal alanlarımız (Mescid-i Haram, Mescidi-i Kuba..) imar edilmiştir.

Sanata önem veren bir padişahtır. Bu hususta bir menkıbede şunlar anlatılmaktadır;

Osmanlı'nın meşhur hattatlarından Hafız Osman, Sultan İkinci Mustafa'nın hat hocasıdır. Hafız Osman hat meşk ederken, Sultan İkinci Mustafa büyük bir hürmet içinde hocasının hokkasını tutar. Yapılan hattın güzelliği karşısında gönlü ihtizaza gelen Sultan İkinci Mustafa:

"Artık bir Hafız Osman daha yetişmez" demesine mukabil büyük hattat Hafız Osman: 

"Efendimiz gibi hocasının hokkasını tutan padişahlar bulundukça daha çok Hafız Osmanlar yetişir" cevabını vermiştir.
II.Mustafa ok atmakta ve kılıç kullanmakta pek mahirdir. 

Sefere çıkan son padişah olarak tarihe geçecek olan II.Mustafa, 1664 yılında Edirne’de doğmuş, çocukluğu da burada geçmiştir. 

Babası IV. Mehmed’in çıktığı Birinci Lehistan Seferinde onun yanında bulunarak Babadağı’na kadar gider.

Babası tahttan indirildiğinde babasının, Mustafa’yı tahta çıkarın talimatları reddedilerek II.Süleyman tahta geçirilir.

1687’den itibaren Topkapı Sarayı’nda göz hapsine alınır. II.Süleyman’ın ölümüyle Sultan II. Ahmed, başa geçirilir. Bu padişahın da ölümüyle Mustafa sultanlığını ilan eder. 

Tahta geçer geçmez uzun süredir toplanmayan Divan-ı Hümayun’un haftada dört gün çalışmasını emreder. Ardından devletin zevk ve sefa içindeki padişahlar yüzünden bu halde olduğunu belirterek zevkü sefayı kendine haram bilip sefer hazırlıklarına başlar. 

Venediklilerin elinden Sakız Ada’sını geri alır akabinde fetih Edirne’de büyük bir coşkuyla kutlanır.

Yine saltanatının beşinci ayında bizzat ordunun başında 1695 yılında II.Mustafa, Alman orduları ile Lugoş Ovası’nda karşılaştı. Savaştan evvel Türk hakanı sabâ makamında mehter takımını çaldırmaya başlamıştı. Bütün Lugoş Ovası mehter nağmeleri ile inliyordu. Alman komutanı Vetarini, mehter nağmelerinden dehşete düşüyor ve etrafındakilere şöyle diyordu:

‘’Duyuyor musunuz? Bu kadar yıl savaşa girdim, böyle insana dehşet veren nağme duymadım.’’

Burada da zafer kazanıldı ve bu zafer ona Gazi lakabını getirdi.

1696’da Azak kalesi elimizden çıkarken aynı senede Ulaş Zaferi kazanıldı. Fakat bundan sonra Türk Ordusu Sente’de yenilmiş ve bazı kaleler elimizden alınmıştı…Bu yenilginin sonucu olarak Karlofça Antlaşması imzalandı.

Bu ağır antlaşma padişahın ve ülkenin moralini bozacak ve padişah tahttan indirilecektir.

Yakalanmış olduğu istiska ve mesane hastalıklarına son gelişmelerin verdiği üzüntüler de eklenince tahttan indirilmesinden 5 ay kadar sonra 1703 yılında İstanbul sarayında fani dünyadan baki âleme göçtü. Sultan Mustafa, Yenicami yakınlarındaki Valide Turhan Sultan Türbesi’nde, babasının ayakucuna defnedildi.

Rahmet ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR