TÜBİTAK: 510 yıl önceki fay kırıldı

TÜBİTAK: 510 yıl önceki fay kırıldı

TÜBİTAK tarafından yapılan araştırmaya göre Kahramanmaraş’ta 1513’te yaşanmış olan büyük depremin 6 Şubat’ta yaşanan 7,8 büyüklüğündeki depremle aynı fay kırığı üzerinden kırıldığı tespit edildi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş, TÜBİTAK’ın çalışmaları kapsamında “Doğu Anadolu Fay Zonu, Pazarcık Fay Segmentinin Deprem Aktivitesinin Gölbaşı Havzası Göllerinde Çoklu Parametre Yöntemlerle Belirlenmesi Projesi” Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde yapılan çalışmalar hakkında değerlendirmeler yaptı. Uçarkuş, İstanbul Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi tarafından geliştirilen projeyle amaçlarının Pazarcık fayı üzerinde yaşanmış eski depremlerin tarihlendirmesi olduğunu söylerken şunlara değindi: "Hem gölde karotlarla sondajlar yaparak hem de karada kazılar yaparak disiplinli bir çalışma süreci yürütüyorduk. Gölbaşı'nda fayı çok hassas haritaladığımız bir alanda ilk kazımızı yaptık. Yaşanan bir önceki depremin yerini bulduk. 4 ay sonra Kahramanmaraş merkezli depremler meydana geldi. Yüzey kırığını haritalamaya gittiğimizde kırığın bizim yaptığımız kazıyı kesip geçtiğini hatta 5 metre yer değiştirdiğini gördük" ifadelerini kullandı.

ucarkus.jpg

"FAYIN NE ARALIKLARLA KIRILDIĞINI ANLAMIŞ OLACAĞIZ“

Uçarkuş, geliştirdikleri proje ile kırılan fayın deprem üretme özelliğini anlamaya çalıştıklarını belirterek, “Proje devam ederken deprem meydana geldiği ve fay kırıldığı için çalışmamız epey ilerledi. Fay kırığında yaptığımız kazılar ve gölde gerçekleştireceğimiz ek çalışmalar ile fay üzerinde meydana gelmiş eski depremlerin birçoğuna ulaşacağız. Biz bu fayın ne aralıklarla kırıldığını anlamış olacağız. Burada çıkacak bilimsel bulgular çok önemli. Çünkü bu kadar büyük ölçekli depremler bu fay üzerinde bir insanın ömründe görebileceği sıklıkla yaşanmıyor. Fay üzerinde hassas haritalama çok önemli. Harita Genel Komutanlığı'nın bize sağladığı yüksek sayısal topoğrafik modeller ve yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerini kullanarak çok daha hassas fayları görüntüleyip haritalayabiliyoruz"

fay.jpg

“1999 DEPREMİNDEN SONRA DA KAYMALAR DEVAM ETMİŞTİ”

Uçarkuş’a göre hassas haritalandırmada doğalgaz boru hatları ve içme suyu hatlarının fay tarafından kesildiğini söylerken şunları vurguladı:" Deprem esnasında da bu hatlarda hasarlar oluştu. Hassas haritalama sonucunda bu riskleri gidermek mümkün. Önlemler ve mühendislik çalışmaları ile riskler azaltılabilir. Deprem ile bu fay kırıldı fakat deprem üretmeden bu fay asismik şekilde kaymaya devam edecek. 1999 depreminden sonra da kaymalar devam etmişti. Altyapı hasar görmeye devam edecek. Deprem oldubitti diye temel alt yapıları eskisi gibi onarmamak gerekiyor. Kaymaya karşı raylı mühendislik sistemleri ile koruma altına almak gerekiyor. Yeni planlamalarda da fay zonundan uzak durmak gerekiyor"

Veri üretimi yapan bu projelerden farklı kurumlar da faydalanmalı diyen Uçarkuş, "Afet, imar ve risk planları bu veriler çerçevesinde ele alınmalı. Örneğin, Adıyaman Gölbaşı, burası aslında sulak bir alan yani bir tarım arazisi. İlçenin yüzde 70'inin hasar gördüğünü biliyoruz. Bu alanları doğal haline geri bırakmak gerekiyor. Doğadaki işlevine geri dönecek. Yerleşimlerimizi de faydan sakınacak şekilde biraz daha temel kayaların üzerine yeniden yapılandıracağız. Halk yaşadığı bölgeden ayrılmak istemeyebilir fakat deprem artık burada olmaz diye düşünmemek gerekiyor. Bu sefer deprem üretmeyen hareketlerle orada alt yapı problemleri ile baş başa kalacaklar. Tepelere yerleşmek o bölgeyi terk etmek anlamına gelmez. O bölge işlevine uygun kullanılıp tekrar yaşatılabilir" bilgilerine yer verdi.

" AVANTAJIMIZ İSTANBUL'UN UZUN TARİHSEL GEÇMİŞİ “

Adıyaman’ın Gölbaşı bölgesindeki mevcut çalışmalardan çıkan verilere göre kazıyla beraber deprem bilgilerine ulaşıldığını belirten Uçarkuş, depremden 4 ay önce başlanan kazı sonucunda 2023 depreminden önce yaşanan depremin bilgilerine ulaşıp kazının kapatıldığı dile getirdi.

Uçarkuş: Depremle birlikte gördük ki yine aynı yer kırılmıştı. Bir önceki depremin nerede kırıldığını bulma noktasında yaptığımız tespit doğrulanmış oldu. Bu dünyada 2 kere daha yaşanmış. İtalya ve Yeni Zelanda'da böyle bir çalışma var" diye konuşurken Kuzey Anadolu fayı üzerinde uzun süredir bu tip çalışmalar olduğunu söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Beklenen Marmara Depremine yönelik çalışmalarda Doğu Anadolu Fayı'nda elde ettiğimiz bu bilgilere ulaşıldı. Nerelerde sismik boşlukların olduğuna dair veya deprem tekrarlama aralıklarının ne kadar olduğuna dair daha fazla hâkimiyetimiz var. Marmara'da en büyük avantajımız İstanbul'un uzun tarihsel geçmişi. Sadece son 500 yıla baktığımızda 1509, 1776, 1894, 1912 depremlerin varlığını biliyoruz. Marmara'nın içindeki faylar münferit olarak tek başlarına kırılıp deprem üretiyor. Tek bir fay kırılmıyor farklı fay sistemleri ayrı ayrı depremler üretiyor. Artık İstanbul'da deprem olacak mı sorusunu sormak anlamsız. Depremlere karşı alınacak önlemlere odaklanmalıyız. Afet sonrası planlamalara değil afet öncesi planlamaya odaklanmalıyız. İmkânımız ve zamanımız varken yapı stokunu sağlamlaştırmamız gerekiyor.”

Gamze Gümüş / www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.