Altun: “Filistin halkının direnişi insanlık için onurlu bir mücadele”

Altun: “Filistin halkının direnişi insanlık için onurlu bir mücadele”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Filistin halkının direnişini insanlık adına onurlu ve umut verici bir mücadele olarak nitelendirdi.

Fahrettin Altun, Türkiye Basın Federasyonu (TÜBAF) öncülüğünde, İsrail'in Filistin'de uyguladığı insanlık dışı politikaları protesto etmek için Sultanahmet Meydanı'ndan saat 12.00'de başlayan, 24 saat sürecek "Filistin İçin Sessiz Kalma" isimli ortak canlı yayın programına katıldı.

CNN Türk Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk'ün moderatörlüğünü yaptığı oturumda konuşan Altun, 7 Ekim 2023'ten bu yana dünyanın gözleri önünde bir soykırım yaşandığını, çok büyük bir insanlık suçu işlendiğini söyledi. Altun, İsrail'in "kötülük makinesi" olduğunu, bu ülkenin bir yandan insanlık suçu işlerden diğer yandan da cürümlerini görünmez kılmak için elinden geleni yaptığını, İsrail'in lobileri aracılığıyla bütün dünyada Filistinlileri tarihten silmek için gayret sarf ettiğini belirterek, "Bu zulüm, 7 Ekim 2023'te hızlandı. Gerçekten tarihte görülmemiş boyutlarda katliamlarla, saldırılarla karşı karşıya kaldık." diye konuştu.

İsrail'in Uluslararası Ceza Mahkemesinin tanımladığı haliyle hem "soykırım" hem de "kentkırım" yaptığına dikkati çeken Altun, "Bütün boyutlarıyla insanlığı, doğayı, çevreyi, şehirleri tarumar ediyor. Bu, 7 Ekim 2023'ten itibaren hızlanmış olsa da esasında bunun çok ciddi bir tarihsel arka planı var. Israrla bunu vurgulamaya çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletler kürsüsünden çok tarihi bir soru sordu. 'İsrail'in sınırları neresidir?' ve haritayı gösterdi." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, İsrail'in "Balfour Deklarasyonu"yla başlayan, sonrasında devam eden yayılmacı politikasını aktararak, bütün bu süreçte uluslararası hukukun işlemediğini vurguladı.

Uluslararası ve Siyaset Bilimi literatüründe Filistin'deki durumun "Filistin sorunu" şeklinde geçtiğini dile getiren Altun, buna "İsrail sorunu" denilmesi gerektiğine işaret etti.

"ARTIK BU ZULMÜN BİTMESİ LAZIM"

Altun, Filistin'de yaşanan insanlık suçlarının arkasında İsrail'e göz yuman uluslararası Batılı sistemin aymazlığının olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bugün geldiğimiz noktada sözün bittiği yerdeyiz. Artık bu zulmün bitmesi lazım. Bizim bütün gayretimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü çalışmaların merkezinde yer alan temel saik, her şeyden önce bu zulmün bir an önce bitmesi. Somut olarak taleplerimiz, gayretlerimiz var. Bu talepler ile gayretlerin başında her şeyden önce bir an önce kalıcı ateşkesi sağlamak var. Diğer taraftan insani yardımların bir an önce, aksamaksızın, hızlı ve koordineli şekilde doğrudan bu mazlum Gazzelilere, Filistin halkına ulaştırılması var. Bunun bir an önce sağlanması lazım."

Bölgede bir an önce kalıcı barışın sağlanması ve savaşın ortadan kalkması gerektiğine dikkati çeken Altun, diğer taraftan da bütün bunlarla beraber çok büyük yıkımlar yaşandığını anlattı. Altun, Gazze'de yaşanan yıkımların tahribatını ortadan kaldırmak için hızlı bir imar ve ihya çalışmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Bütün bölge ülkelerinin, uluslararası koalisyonun çok güçlü bir şekilde burada bir an önce ateşkesi sağlayıp bu bölgeyi ayağa kaldırması lazım. Bütün bunlarla beraber bizim talebimiz, çok somut ve net bir şekilde güçlü bir Filistin devletinin ayakta olması ve güçlü bir Filistin devletinin varlık göstermesidir." dedi.

İsrail hükümetinin bu zulmüne aracılık eden bütün aktörlerinin yargılanmasını, uluslararası mahkemelerde cezalandırılmasını istediklerini kaydeden Altun, bunun olacağına inandıklarını söyledi. Altun, er ya da geç hakikatin kazanacağını, bu zalimlerin yenileceğini ifade ederek, "Biz bu inançla, yaklaşımla, duyguyla yürüyoruz. İnsanlık adına en büyük teşekkürümüz Filistinli kardeşlerimize olmalı. Çünkü Filistinli kardeşlerimizin direnişi, gücü, birliği, samimiyeti sayesinde bütün dünyada hakikat namına savaş verenler umut sahibi, biz umut sahibiyiz, umutluyuz. Çünkü Filistin halkının direnişi insanlık adına çok onurlu bir direniş. Sadece kendileri için direnmiyorlar, insanlık için direniyorlar ve biz de bu direnişe elimizden gelen bütün gayretle destek olmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

"İSRAİL SADECE FİLİSTİNLİLERİ, MAZLUM BİR HALKI KATLETMİYOR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "one minute" çıkışının insanlık adına tarihe geçen, çok asil, bir o kadar da kıymetli ve stratejik bir girişim olduğunun altını çizen Altun, şöyle devam etti: "Uluslararası alanda Batılı ya da Batı dışı pek çok siyasetçi İsrail'e laf etmenin, İsrail'e karşı durmanın çok ağır maliyetleri olacağını varsayıp, bu doğrultuda İsrail'le hiçbir surette, yaptığı zulümler ne olursa olsun bir ses etmemekten yana strateji içerisinde olurken Cumhurbaşkanımız masaya yumruğunu vurmuştur. Onurlu bir şekilde, dik bir duruşla İsrail'in bu zulmünün uluslararası platformda yüzüne çarpabileceğini göstermiştir."

Altun, hakikat mücadelesi içinde olduklarına, İsrail'in sadece mazlum bir halkı değil aynı zamanda hakikati de katletmeye çalıştığına işaret etti. İsrail'in bu cürümleri ve zulmü işlerken öbür yandan da sistematik bir şekilde uluslararası alanda dolaşıma soktuğu yalanlarla kendisini meşrulaştırmaya çalıştığını belirten Altun, bunların güncel olaylarla ilgili olarak söyledikleri ve tarihsel olarak ürettikleri mitler üzerinden dolaşıma soktukları yalanlar olmak üzere ikiye ayrıldığını anlattı.

Fahrettin Altun, İsrail'in 7 Ekim saldırılarından sonra yoğun şekilde yalan kampanyasının başladığını, bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezinde ayrı bir birim oluşturduklarını, burada tamamen İsrail'in yalanlarına yönelik 7/24 çalışma yürütmeye başladıklarını, kitaplar yayınlayıp portal kurduklarını söyledi.

"GAZETECİLERİN VARLIĞI İSRAİL'İ ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE RAHATSIZ ETTİ"

Filistin'de olan bitenlere dair bölgede çalışan gazetecilerin anlattıklarının hakikat nöbetleri için önemli olduğundan bahseden Altun, "Onlar vasıtasıyla bir taraftan uluslararası medyaya, kamuoyuna gerçekleri anlatmaya çalışıyoruz. Gazetecilerin varlığı İsrail'i çok ciddi şekilde rahatsız etti ve etmeye devam ediyor. İsrail, 220'nin üzerinde gazeteciyi bu nedenle şehit etti. Çünkü her bir gazeteci orada İsrail'in yalanlarını çürütüp, zulmünü bütün dünyaya gösteriyor. Bu süreçte baktığımızda oradaki Anadolu Ajansı, TRT ve Türkiye medyasından gazeteci arkadaşlarımızın ortaya koydukları fedakarca çabalar bizim hakikat mücadelemize çok büyük destek verdi ve hakikat mücadelemizi pekiştirdi." dedi. Filistin'e ilişkin yayınladıkları akademik kitapları, dergileri, düzenledikleri sempozyum, panel ve sergileri aktaran Altun, bütün tarihin hak ile batılın mücadelesinin tarihi olduğunu dile getirdi.

Altun, bu mücadelenin devam edeceğine de işaret ederek, "Önemli olan bu mücadelede nerede durduğumuz... Hakkın yanında mı duracağız, batılın yanında mı duracağız? Güçlü diye zalimin yanında mı duracağız yoksa güçsüz olsa da mazlumun yanında mı duracağız? Esas soru bu. Ne olursa olsun her birimiz kendi imtihanımızı veriyoruz. Ben, bu kadar şiddete başvuran bu aktörlerin gerçek manasıyla güçlü olduğunu düşünmüyorum. Bunlar gerçekten çok güçlü bir varlık korkusu yaşadıkları için bu kadar vahşice bir katliam yapıyorlar, bu denli asimetrik güç kullanıyorlar. Bu kadar asimetrik güç kullanmak kendisini gerçekten güçlü hisseden bir aktörün yapabileceği bir şey değil." diye konuştu.

İsrail'in 7 Ekim'den itibaren tarihinde hiç olmadığı kadar Batı dünyasında gerçek yüzü görülen bir aktöre dönüştüğünü dikkati çeken Altun, bu ülkenin gerçek yüzünü artık Batı kamuoyunun da görmeye başladığını vurguladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Batı kamuoyları nezdinde artık İsrail'in ahlaki meşruiyetini tamamen yitirdiğinin altını çizerek, "Bu, İsrail'i çok uzun vadede zorlayacak bir şey. Bizzat Yahudi toplumunun da İsrail'e yönelik eleştirilerini çok ciddi şekilde arttırdığını görüyoruz. İsrail'e söyledikleri cümle şu: 'Siz bu yaptığınız katliamlarla bütün dünyada Yahudileri zora sokuyorsunuz. Bütün dünyada bir Yahudi karşıtlığının ortaya çıkmasına vesile oluyorsunuz. Dolayısıyla bunu yapmayın.' diyerek tepki koyuyorlar. İsrail'de aşırı sağcı, mesihçi bir iktidar var. Bu iktidar kendi varlığını meşrulaştırmak için çok agresif bir siyaset yürütüyor ve zulüm politikası ortaya koyuyor." değerlendirmesinde bulundu.

"BÜTÜN DİPLOMATİK FAALİYETLERİMİZİ BU DOĞRULTUDA YÜRÜTÜYORUZ"

Buna karşı çıkmanın boyunların ve insanlığın bir borcu olduğunu dile getiren Altun, bütün diplomatik faaliyetleri bu doğrultuda yürüttüklerini söyledi. Altun, İsrail'le ticareti keserken temel yaklaşımların bu doğrultuda olduğunu aktararak, "Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Her ne olursa olsun burada bir ticari hesap yapmak bize düşmez.' deyip tarihin doğru yerinde durmak namına, hak-batıl mücadelesinde hakkın yanında durmak namına bu adımı attı." ifadelerine yer verdi.

Suriye'deki tablonun ve tecrübenin hem kendilerine hem de bütün insanlığa çok ciddi bir veri verdiğini belirten Altun, "Suriye nasıl özgürleştiyse Allah'ın izniyle Filistin'de öyle özgürleşecek. Nasıl ki Halep, Şam özgürleştiyse Kudüs de özgürleşecek, Gazze de Batı Şeria da özgürleşecek. Bütün mazlum Filistin halkı inşallah özgürlüğüne kavuşacak. Nasıl ki Suriyeli kardeşlerimiz bu mücadeleyi verdiler ve karşılığını aldılarsa onlar da karşılığını alacak inşallah." diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.