Bakan Şimşek: “Enflasyonda iyileşme süreci sürüyor”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyondaki gerilemenin sürdüğünü vurgulayarak ekonomik programın güçlü şekilde uygulandığını ifade etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyondaki düşüşün on aydır devam ettiğini ve bu olumlu seyrin süreceğini dile getirdi. Uluslararası Ekonomi Zirvesi’ne video mesaj yoluyla katılan Şimşek, ekonomik hedeflerin kararlılıkla sürdürüldüğünü ve güçlü bir reform programına sahip olduklarını belirtti. Bakan Şimşek ayrıca, son yıllarda giderek artan korumacı politikaların küresel ekonomide belirsizliği artırdığını ve bu durumun dünya genelindeki büyüme hızını olumsuz etkilediğini söyledi. Geçtiğimiz yıl uygulanan ticaret kısıtlamalarının, küresel kriz öncesine kıyasla 11 kat arttığına dikkat çeken Şimşek, Türkiye'nin bu tür dış gelişmelere rağmen güçlü bir ekonomik duruş sergilemeye devam ettiğini ifade etti.
Ticaret savaşlarının bu şekilde devam etmesi halinde küresel büyümenin yüzde 3'ün altına gerileme olasılığının yüksekliğine dikkati çeken Şimşek, korumacılığın artmasının temel sebebinin ABD ile Çin arasındaki jeostratejik rekabet olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE BU ORTAMDA BENZER ÜLKELERE KIYASLA DAHA DAYANIKLI"
Şimşek, son 20 yılda ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerin imalat sanayisindeki küresel paylarını büyük ölçüde Çin'e kaptırdığını dile getirerek, şöyle devam etti: "Türkiye bu ortamda benzer ülkelere kıyasla daha dayanıklı konumda. Bunun iki nedeni var. Birincisi, ihracata olan bağımlılığımız görece düşük. Büyümemizi yönlendiren asıl unsur iç talep. Mal ihracatının milli gelirimiz içindeki payı yaklaşık yüzde 20. Dolayısıyla içe kapanan dünya düzeninde Türkiye'nin etkilenme düzeyi görece daha sınırlı olabilir. Elbette bu hiç etkilenmeyeceğiz anlamına gelmiyor, sadece diğer ülkelere kıyasla daha sınırlı etkileneceğiz. İkincisi, ticaretimizin büyük bir kısmını dost ve yakın ülkelerle yürütüyoruz. İhracatımızın yüzde 68'i serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere yapılıyor. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği, bizim gibi kural temelli, çok taraflı ticaret sistemini savunuyor. Bu da bizi dış şoklara karşı daha dayanıklı kılıyor."
Bu sürecin dolaylı etkileri de bulunduğunu ancak bunları ölçmek için henüz çok erken olduğunu vurgulayan Şimşek, bunların başında Çin'in yüksek tarifelere karşı nasıl yanıt vereceğinin geldiğini ifade etti. Şimşek, arz fazlasının düşük fiyatlarla Türkiye'ye veya pazarlarına yönelme riski olduğuna işaret ederek, "Yatırımcıların risk iştahının azalması yaşadığımız diğer bir dolaylı etkidir. Ayrıca küresel değer zincirlerinin olumsuz etkilenmesi riski de büyüktür. ABD'nin Türkiye'ye görece düşük tarife uygulaması Asya'daki rakiplerine oranla bir avantaj sunuyor" değerlendirmesinde bulundu.
"KÜRESEL EKONOMİ ARTAN BORÇLULUK RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA"
Şimşek, küresel ekonominin karşı karşıya olduğu diğer önemli riskin de artan borçluluk olduğuna dikkati çekerek, son 25 yılda küresel borcun milli gelire oranının 100 puandan fazla arttığını ve yüzde 328'e ulaştığını belirtti. Bakan Şimşek, bu borç seviyesinin düşük faiz ortamında daha yönetilebilir olduğunu ancak küresel faizlerin yükseldiği senaryoda pek çok ülkenin zorlanabileceğini, küresel büyümenin olumsuz etkilenebileceğini anlattı.
Şimşek, Türkiye'nin burada da avantajlı konumda olduğunu, toplam borcunun milli gelire oranının yüzde 93 seviyesinde bulunduğunu, bu oranın gelişmekte olan ülkeler ortalamasının yüzde 245'in oldukça altında kaldığını söyledi. Demografik yapıdaki dönüşümle dünya genelinde yaşlı nüfusun hızla arttığını vurgulayan Şimşek, küresel ekonomiyi etkileyen diğer önemli sorunun büyüyen jeopolitik gerginlikler ve çatışmalar olduğunu, bu nedenle küresel savunma harcamalarının arttığını belirtti.
"ENFLASYON 10 AYDIR DÜŞÜYOR, DÜŞMEYE DE DEVAM EDECEK"
Dünyada ciddi yapısal sorunların olduğunu ama Türkiye'nin bu zorluklara karşı daha avantajlı konumda bulunduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu: "Avantajlarımızı kalıcı kazanımlara dönüştürmek istiyoruz. Bu nedenle de Haziran 2023'ten bu yana makroekonomik istikrar ve reform programımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Amacımız enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmek, mali disiplini güçlendirerek reformlar için bütçede alan yaratmak, cari açığı azaltarak makro finansal kırılganlıkları minimize etmek ve nihayetinde verimliliği, rekabet gücünü ve potansiyel büyümeyi artırarak, yapısal dönüşümü hayata geçirmek."
Şimşek, programa ilişkin gelişmelere değinerek, "Enflasyon 10 aydır düşüyor, düşmeye de devam edecek. Dezenflasyon programını uygulamakta kararlıyız. Bu konuda çok güçlü bir siyasi irade var ve çok güçlü bir programımız var" dedi. Son dönemdeki gelişmelere dikkati çeken Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
"Son dönemdeki piyasa dalgalanmaları beklentileri kısa vadede bir miktar bozmuş olabilir ancak hedef aralığının içinde kalacağımıza inanıyoruz. Lirada sınırlı bir değer kaybı yaşandı ancak yurt içi talep zayıf olduğu için kur geçişgenliğinin düşük olmasını bekliyoruz. Petrol fiyatları da ciddi şekilde geriledi. Bu da kur kaynaklı etkileri telafi edebilir. En önemlisi finansal koşullardaki sıkılaşma başlı başına aslında dezenflasyonisttir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.