Bakan Yusuf Tekin: “Eğitimde durağanlık rekabet gücümüzü zayıflatır”

Bakan Yusuf Tekin: “Eğitimde durağanlık rekabet gücümüzü zayıflatır”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim sisteminin çağın gereklerine uygun şekilde sürekli yenilenmesi gerektiğini belirterek, “Statik bir yapı ile dünyayla rekabet etmemiz mümkün değil” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin kuramsal temelleri, uygulama boyutu ve küresel uyumunun çok yönlü ele alınacağı "1. Uluslararası Eğitim Kongresi" başladı. MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ile Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen kongre, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nda gerçekleştirildi.

İki gün sürecek kongrenin onursal başkanlığını üstlenen Bakan Tekin, burada yaptığı konuşmada, akademik toplantıların açılış törenlerinde politize olmayan ve akademisyenlere teşekkür içerikli konuşmalar yapmaya özen gösterdiğini vurgulayarak, kongre kapsamında bildiri yazan ve değerlendiren Bilim Kuruluna, bakanlıktaki ilgili genel müdürlüklere ve etkinlikte emeği geçenlere teşekkür etti.

Tekin, siyasetten ya da bürokrasiden gelen idarecilerle akademiden gelen idarecilerin farkına değinerek, "Eleştiriyi bir zenginlik olarak görürüz, değerlendirmeyi, izlemeyi, analiz yapmayı biz kendi politikalarımızı hayata geçirmek ve devamlılığını sağlamak açısından önemli görürüz. O yüzden ben bugün burada ifade edilecek her şeyi kendi adıma çok değerli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Hepsinden yararlanacağız." diye konuştu.

Görüş alışverişi ve karşılıklı düşünce paylaşımını önemsediklerinin altını çizen Tekin, göreve başladıkları hafta "Öğretmenler Odası" etkinliklerini hayata geçirdiklerini, temel eğitim ve ortaöğretim düzeyinde öğrencilerle de çeşitli konularda görüş alışverişinde bulunduklarını anımsattı.

"YAKLAŞIK 10 YIL ÖNCE BU SÜRECİ BAŞLATMIŞTIK"

Tekin, geçen ay Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne ilişkin öğrencilerden de değerlendirme aldıklarını aktararak, "Görüş alışverişlerini her düzeyde devam ettirmeye çaba sarf ediyoruz. Bugün burada modelle ilgili yapılan akademik değerlendirmeler bizim için ufuk açıcı olacak. Yapılan işlerin iyi ve bilimsel bir değerlendirmesini almış olacağız." dedi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ilgili sürecin 2014'te başlatıldığını belirten Tekin, şunları kaydetti:

"2014 yılı Kasım ayında biz bir kongre yaptık, Birinci Eğitim Felsefesi Kongresi. Bugün Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diye hayata geçirdiğimiz sürecin başlangıç noktası orası. Eğitim Felsefesi Kongresi başlığını verme sebebimiz şuydu; dünyada eğitimde, felsefi anlamda, metodolojik anlamda yapılan değişiklikleri görmek ve bizim kendi eğitim felsefemizi ve metodolojimizi bir analize tabi tutmak adına bir başlangıç noktasıydı bizim açımızdan. 2014 yılı Kasım ayında bunu başlattık. Ardından sayısını hatırlayamadığım çalıştaylar, toplantılar, organizasyonlar yaptık ve bir dönüşüm sürecini başlatmış olduk. Bugün aslında bu dönüşüm sürecinde başka bir başlangıcın, yani uygulamaya yönelik başlangıcın en azından ilk yılını değerlendirmek üzere buradayız. Dolayısıyla belki birinci ifadesini ikinci diye düzeltebiliriz ama birinci olmasının da başka bir anlamı var. Biz, yaklaşık 10 yıl önce bu süreci zaten başlatmıştık, bu benim açımdan önemli."

Bakan Tekin, bakanlıklarda genellikle AR-GE birimi olmadığı için, yapılan faaliyetlerin bilimsel değerlendirmesinin bakanlık bürokratları tarafından yapılmasının bilimsel sonuçlar doğurmadığını ifade ederek, "Bu sempozyum bize 1 yılla ilgili bilimsel ve bağımsız bir analiz sunacak." açıklamasında bulundu. Bakanlık içerisindeki değerlendirme süreçlerinin kendilerince yürütüldüğünü dile getiren Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli uygulamaya konulduğu tarihten itibaren Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, Teftiş Kurulu Başkanlığı, İç Denetim Birimi Başkanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerince modele ilişkin değerlendirme çalışmaları yapıldığı bilgisini paylaştı.

"HER TÜRLÜ VERİYİ SİZLERLE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ"

Tekin, kongrenin bakanlık birimleri dışında, bilimsel çalışma yapan akademisyenlerce yapılacak değerlendirmeleri içerdiğini aktararak, şu ifadeleri kullandı: "Bu değerlendirmelerin sonucunda ne yapacağız, onu da ifade edeyim. Yine öğretmen arkadaşlarımız, süreçle ilgili kendilerine tanımladığımız sanal ortamda bir internet ortamında bize görüş ve önerilerini iletecekler. Açıkladığımız gün söylediğimiz şeyi bir kez daha tekrarlayalım. Biz, eğitim öğretim süreçlerimizin dinamik olmasını istiyoruz. Statik, durağan bir yapının bizi dünyadaki muadillerimizle rekabet etme ortamından uzaklaştıracağına inanıyoruz. Dolayısıyla bütün bu geri dönüşlerden hareketle yaz aylarında hem ilgili genel müdürlüklerimiz hem de Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımız süreçle ilgili revizeler yapacak."

Kongrenin uluslararası nitelikte olmasının önemine dikkati çeken Tekin, Türkiye'de özellikle sosyal bilimler alanında, uluslararası nitelikteki dergilerde yayın sayısının çok az olduğunu, bunun sosyal bilimler çalışan akademisyenlerin özellikle kamusal işlerle ilgili nicel veri toplamakta zorlanmasından kaynaklandığını söyledi. Tekin, Türkiye'de kamu kurumlarının veri paylaşma konusunda biraz çekimser davrandığı görüşünü belirterek, şöyle devam etti:

"Böyle olunca, biz sosyal bilimcilerin nicel veriye dayanan yayın yapma oranı ve ihtimali azalıyor. Şimdi ben, özellikle bizimle çalışabilecek akademisyen arkadaşlarımıza şöyle bir çağrıda bulunuyorum, nicel veri konusunda hiç endişeniz olmasın. Her türlü veriyi sizlerle paylaşmaya hazırız. Bu anlamdaki en büyük veri havuzunun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu zaten biliyorsunuz. Dolayısıyla, biz size veri paylaşımı konusunda elimizden geldiğince destek olacağız. Sizden isteğimiz de bu tür konularda uluslararası yayın yaparak, Türkiye'de bu anlamdaki gelişmelerin uluslararası bilim ortamlarında tartışılmasını sağlamak bizim açımızdan önemli bir kazanım olacak. Bu sempozyumu da ben bu açıdan önemli buluyorum."

"TAM BİR EĞİTİM MODELİ OLUŞTURMAYI AMAÇLADIK"

MEB Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu da Bakan Tekin'in önderliğinde, öğrencilerin zihinsel, fiziksel ve ahlaki gelişimini de esas alan, bütüncül bir eğitim ekosistemi oluşturmak adına çalışmalar yaptıklarını, çalışmaların Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla son 2 yılda somutlaştığını, ancak 10 yıllık bir süreci kapsadığını belirtti. Topçu, "İhtiyaç analizleri, literatür taramaları ve sahadan gelen raporlar doğrultusunda kendi eğitim sistemimizin sorunlarını merkeze alarak, kendi sorunlarımıza kendi özgün yaklaşımlarımızı ortaya koyacak şekilde, modern diyebileceğimiz bir yaklaşımı gösterecek bileşenleriyle birlikte tam bir eğitim modeli oluşturmayı amaçladık ve bunu da şükür başardık." dedi.

Küresel anlamda eğitim literatüründeki verileri ve önerileri de dikkate alarak, modeli beceri örgüsü temelli bir program olacak şekilde yapılandırdıklarını vurgulayan Topçu, şu bilgileri paylaştı: "Kongre süresince, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin kuramsal temelleri ve bu temellere bağlı olarak gerçekleştirilen modelin, sahadaki uygulaması sırasında bu süreci izleyen, değerlendiren çalışmalarıyla değerli akademisyenlerimiz ve öğretmenlerimiz bu kongreye bildiriler sundular. 752 bildiri kongrenin talep görme düzeyini, modele duyulan ilgiyi göstermesi bakımından anlamlıdır. 662 bildiri Bilim Kurulumuzca değerlendirildi. Bilim Kurulumuz, 50'ye yakın profesörümüz, 45 doçentimiz, 40 doktorumuz ve ayrıca öğretmen ve Milli Eğitim uzmanlarımızdan oluşan güçlü bir değerlendirme kuruludur. Ben, huzurlarınızda kendilerine de teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından kongre, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin Temelleri ve Küresel Trendler" ile "Eğitimde Yeni Paradigmalar: Yapay Zeka, Dijital Kültür ve Uluslararası Deneyimler" konulu paneller ve bildiri sunumlarıyla devam etti.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.