Çantacı Necmi kimdir? Çantacı Necmi nereli ve kaç yaşındadır?

Çantacı Necmi kimdir? Çantacı Necmi nereli ve kaç yaşındadır?

Çantacı Necmi kimdir? Çantacı Necmi nereli ve kaç yaşındadır? sorularının cevabı merak ediliyor. Çantacı Necmi’nin kim olduğu merak ediliyor. Arama motorlarında Çantacı Necmi kimdir? Çantacı Necmi kaç yaşında, nereli, mesleği ne? Sorgulamaları yapılıyor.

Çantacı Necmi kimdir? Çantacı Necmi nereli ve kaç yaşındadır? sorularının cevabı merak ediliyor. Çantacı Necmi’nin kim olduğu merak ediliyor. Arama motorlarında Çantacı Necmi kimdir? Çantacı Necmi kaç yaşında, nereli, mesleği ne? Sorgulamaları yapılıyor. Çantacı Necmi’nin biyografisini haberimizde derledik...

Çantacı Necmi’nin hayatı ve biyografisi merak ediliyor. Peki, Çantacı Necmi kimdir? Kaç yaşında, nereli, mesleği ne? İşte detaylar...

Çantacı Necmi Kimdir?

Çantacı Necmi kim olduğunu şu ifadeler ile tanıtıyor:

Asıl ismim Necmettin İlgen’dir ama bana Necmi diyorlar. 1937’de İzmir’in Urla ilçesinde doğdum. O günün şartlarında ancak İlkokulu okuyabildim. Evliyim üç tane çocuk beş tane torun var. Babamız Kosova’dan gelmiş… Murat Hüdavendigar’ın beldesinden. Sırplara karşı gönüllü olarak 16 yaşında savaşa katılmış… Kunduracı Zahit Usta derlerdi. Camide vefat etti.

Bugüne kadar ne tür işlerle meşgul oldunuz?

Ticaretle meşgul olduk, hep esnaflık yaptım. Çantacılık yapıyordum, o nedenle bana Çantacı Necmi diyorlardı, hala da öyle diyorlar. Çanta imal ediyordum, alıp satıyordum böyle. Saraciye diğer adıyla.

Risale-i Nurları ne zaman tanıdınız?

Risale-i Nurları 1965 senesinde İzmir’de bir sohbete davet etmişlerdi ilk defa orada tanıdık. İzmir’de Mustafa Birlik diye bir abi vardı, Konyalı, Üstadı da ziyaret etmiş bir abi… Onun evinde beni sohbete davet ettiler. Ben de gittim…

Daha önce bir iki tarikata girdim çıktım. Girdiğim tarikatta aradığımı bulamamıştım… "Nakşi tarikatı” diyorlardı ama cehri (sesli) zikir yapıyorlardı. Demek ki, değilmiş… Aradığımı bulamamıştım. İçimde öyle bir duygu vardı, düzelmekle herkesi şaşırtacaktık. Oradan çıktım bu defa, Hüseyin Hilmi Işık Beyin ziyaretine gittim. Onlarla biraz takıldık. Oralarda da pek tatmin olmadım, imani konularda sorularıma cevap bulamadım. Yani, aradığım cevapları bulamadım.

Sonra Allah rahmet eylesin Mehmet Metin diye bir ağabey vardı İzmir’de, otelci. Yıldız Palas otelini işletiyordu kendisi Konyalıydı… Hep Nur talebeleri geldiği zaman o otelde kalırlardı. O zaman öyleydi bugünkü gibi evleri geniş aileler veya bugünkü gibi kalabalık cemaat yoktu. Garip ve fakir insanlardı Nurcular. Cemaatımız da garibandı. Azdık tabi. Bu dediğim 40-45 sene evvele ait…

O otelci Mehmet abi dedi ki, "Ya Necmi Kardeş, böyle böyle bir sohbet var sen de gelir misin?” diye davet etti. Camide bazen müezzinlik yapıyordum oradan beni tanıyordu. "Gel seni Risale-i Nur dersleri var orada götüreyim” dedi. Biz de "olur” dedik, heyecanla gitti.

Mehmet abi kendisi götürmedi bir arkadaş beni götürdü… Giderken yolda tam eve yaklaşmıştık eliyle evin kapısını göstererek "bak” dedi. "Ben şimdi bu kapıdan gireceğim, ama sen hemen arkamdan girme, biraz bekle, dikkat çekmesin.”

O zamanlar öyle idi. Kalabalık oldu mu ispiyon ediyorlardı, münafık tipler çoktu. Hemen ispiyon ediyorlardı. O nedenle "bir iki tur at sonra gel” demişti. Ben de "Allah! Allah!” dedim içimden, ne olduğunu da bilmiyorum. "Nurcu, Nurcular” diye duyuyorum ama nedir ne değildir mahiyetini bilmiyorum. Bazen duyuyoruz işte, "Nurcular basıldı” diye ama onlar hakkında hiçbir bilgim henüz yok. Herhangi bir kitaplarını da okumuş değilim. Kimseden bir şey duymuşta değilim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.