Çin-Avrupa demiryolu hattı'nda yeni dönem: İki yük treni İstanbul'a ulaştı!

Bakan Yardımcısı Enver İskurt, "Türkiye, artık yalnızca bir transit ülke değil; yük akışını yöneten, organize eden ve lojistikte değer üreten bir üs olma yolunda hızla ilerlemektedir ve bu konuda kararlıdır. Bu dönüşüm, sadece bugün değil, geleceğin dünyasına yapılan yatırımdır" dedi. Trenlerden ilki Polonya'ya, ikincisi ise Macaristan'a devam edecek. Çin'den yola çıkan ve 15 günde Türkiye'ye ulaşan 98 vagonluk bu seferler, yükü kesintisiz olarak Avrupa'ya ulaştıracak.

TÜRKİYE'NİN DEMİRYOLU HAMLESİ: RAKAMLARLA YÜKSELİŞ

Türkiye'nin Asya ile Avrupa arasında stratejik bir köprü konumunda olduğunu vurgulayan Bakan Yardımcısı İskurt, son 20 yılda ulaştırma altyapısına 280 milyar doların üzerinde yatırım yapıldığını ve bunun 60 milyar dolarının demiryollarına ayrıldığını belirtti. Bugün itibarıyla yük taşımacılığı yapılan demiryolu uzunluğu 14 bin kilometrenin üzerine çıkarken, hızlı tren hatlarının uzunluğu 2 bin 251 kilometreyi aştı. Yıllık taşınan yük miktarı ise 14 milyon tondan 33 milyon tona yükseldi. Ayrıca, 13 lojistik merkezi faaliyete geçirildi ve 20'den fazla Organize Sanayi Bölgesi (OSB) demiryoluyla entegre hale getirildi.

ORTA KORİDOR VE GELECEK VİZYONU

Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı ve Marmaray Boğaz Tüp Geçişi'nin Türkiye'nin uluslararası demiryolu koridorundaki merkezi rolünü daha da pekiştirdiğini belirten İskurt, Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık güzergâhı yani Orta Koridor'un Türkiye için büyük önem taşıdığını ifade etti. Çin'den çıkan yüklerin Kazakistan, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu ile Türkiye'ye, oradan da Avrupa'ya ulaştığı bu koridor, 10-15 günlük taşıma süresiyle önemli bir zaman ve maliyet tasarrufu sunuyor.

Hedeflerinin bu süreyi 10 günün altına çekmek ve uzun vadede yıllık bin 500 blok tren seferi gerçekleştirmek olduğunu belirten Bakan Yardımcısı İskurt, Zengezur Koridoru Kalkınma Yolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçen Kuzey Marmara Demiryolu gibi yeni projelerle bölgesel bağlantıların daha da güçlendirileceğini ve kapasitenin artırılacağını sözlerine ekledi. Bu projelerin sadece lojistikte değil, bölgesel istikrar ve ekonomik entegrasyonda da stratejik rol oynayacağı vurgulandı.