Çok uluslu bir kimliğe bürünüyoruz: Türk mü Türkiyeli mi tartışması sürüyor

Çok uluslu bir kimliğe bürünüyoruz: Türk mü Türkiyeli mi tartışması sürüyor

Türkiye’nin demografik yapısı ile ilgili tartışmaları gazetemize değerlendiren Şair Kaan Eminoğlu, ‘‘Türkiye çok uluslu bir yapıya dönüştürülüyor. Kimlik çatışmaları Türk mü Türkiyeli mi konusu üzerinden sürekli gündemde tutuluyor’’ dedi.

Batı politikaları ile gelişen göçlerin etkisi ve son yıllarda mülteci sayısının artmasıyla Türk Dili’nde ve kültüründe gerçekleşen değişimler dikkat çekiyor. Eminoğlu göçleri, dil ve kültürdeki değişim rüzgârını, Batı dünyasının Türk kimliği üzerindeki çarpık politikalarından kaynaklandığını belirtiyor.

adams.jpg

BİZİ BÜTÜNLÜKTEN KOPARMAYA ÇALIŞIYORLAR

Son yıllarda bu tartışmanın sürekli gündeme getirildiğini belirten Eminoğlu, ‘’Geç kapitalizmin (neoliberalizmin) felsefi dayatması olan postmodernizm Türk halkının belleğine çok kültürlülük, yerellik, ulus devlet karşıtlığı gibi düşüncelerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bunu yaparken de akademiyi, edebiyatı ve medyayı etkin bir biçimde. Sermaye gücü fikri dayatmanın meşrulaşması için güçlü bir destekleyici oldu. Bu yüzden bugün kapitalist düşünce tekelleri postmodern felsefenin parçalılık ilkesini zihnimize yerleştirmeye çalışıyor. Bizi bütünden kopararak var olan resmin tamamını görüp sömürü düzenine karşı bir tavır inşa etmek için örgütlenme çalışmalarımızı baltalamaya çalışıyor’’ dedi.

gocer.jpg

HAYALİ ÇATIŞMALAR YARATILIYOR

Eminoğlu, Türkiye’nin ulusal kimliği üzerinden hayali çatışmalar yaratıldığını bu durumun da Türkiye’nin yeni bir sömürü düzenine hazırlanma süreci olduğunu belirtiyor.

‘‘Mücadeleler dünyanın her yerinde sınıfsal olmasına rağmen bu sınıfsal mücadeleyi gölgelemek için bu tür politikalara başvuruyorlar şeklinde konuşan Eminoğlu, ‘‘Kadın-erkek, heteroseksüel-LGBT, ulusal-etnik, mezhep ve din odaklı gibi çatışmalar hedefleniyor. Daha önceki röportajımızda belirttiğim gibi ‘Türkiyeli’ ifadesi de bu anlayışın bir yansıması. Türkiye bir ulus devlet olmasına rağmen postmodernizmin yeni sömürü alanları yaratmak için ulus devleti inkâr politikasının bir sonucu olarak Türkiye’nin ulus devlet olmadığı iddiasının altını doldurmak, bu sahte fikri kitlelerin zihnine inşa etmek için icat ettiği bir kavram. Kavramı yabancı dillere bile çeviremiyoruz ancak bu kavram günümüzde yabancı dile çok hâkim bazı yarı aydınların bile diline pelesenk olmuş durumda’’ şeklinde konuştu.

ulus.jpg

GÜNLÜK KONUŞMA DİLİNİ KABUL EDECEĞİZ

Günlük konuşma dilinde kullanılan kelime sayısındaki azalmaya da değinen Eminoğlu, ‘’Her dönemin kendine özgü dinamikleri var. Dil ile ilgili bir yorum yaparken bu dinamikleri göz önünde bulundurmadan söz söylemek gerçeği ıskalamak demektir. Ne kadar kabul etmekte zorlansak da görsel bir hız çağındayız. Görsel medyanın bu kadar kuvvetli olduğu bir çağda sözcükler bile bireyin sırtına bir yük olarak yüklenmiş durumda. Bu düşüşü çağın yarattığı şartların bir sonucu olarak düşünüyorum. Bunu kabullenmekten başka bir çaremiz olduğunu sanmıyorum.’’ şeklinde konuştu.

ENTEGRE SORUNLARI DEVAM EDİYOR

Göçle ülkemize gelen insanları topluma entegre etme yolundaki problemlerin hala sürdüğünü söyleyen Eminoğlu, Eminoğlu, ‘’Göçlerin kültürümüze ve dilimize olan etkisi mutlaka olacaktır bunu uzun vadede göreceğiz. Ayrıca siyaset kurumunun göçmenlerin ülkelerine gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin kararsız tutumunun bilerek geciktirildiğini düşüncesi bende devam ediyor’’ diyerek cümlelerini sonlandırdı.

Mikail Karaman / www.gazeteilksayfa.com



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.