Hacamat, akupunktur gibi işlemlerde dikkat! Profesyonelle yapılmalı

Çankaya’da Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Kliniği bulunan Doktor Aynur Aydemir, günümüzde oldukça yaygınlaşan hacamat, akupunktur ve PRP tedavisi hakkında gazetemize bilgiler verdi. Özellikle hacamat işleminin bazı yerlerde hijyenik olmayan ortamlarda yapıldığını belirten Aydemir, bunun önüne hızla geçilmesi gerektiğini söyledi.

TEK BİR TEDAVİ YÖNTEMİ UYGULAMIYORUZ

Kliniklerinde sadece tek bir tedavi yöntemi uygulamadıklarını söyleyen Aydemir, ‘’Kliniğimizde, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarının önemli bir kısmını uyguluyoruz. Kozmetik akupunktur yapıyoruz, normal akupunktur tedavisi yapıyoruz, PRP, mezoterapi, hacamat, kuru kupa gibi tedavileri hastalarımızın ihtiyaçlarına göre değerlendirip işleme sokuyoruz” ifadelerini kullandı.

‘’HASTAYI KENDİ KANIYLA TEDAVİ EDİYORUZ’’

PRP tedavi yönteminde hastanın kendi kanıyla tedavi edilmeye çalışıldığını söyleyen Aydemir, ‘’Hastanın belli bir kanını alıp özel bir tüpe koyuyoruz ve daha sonrasında o kanı alıp santrifüj ediyoruz. Biz 20 cc kan alıp iki defa santrifüj işlemi gerçekleştiriyoruz. Tam kök hücre kadar değerli olmasa bile vücut için önemli ve gerekli olan plazmayı hastanın problemli bölgelerine enjekte ediyoruz. Saç dökülmesi tedavisinde, kırışıklık gidermede ve akne gidermede, kas romatizması gibi vücudun çeşitli bölgelerine bunu enjekte ediyoruz. Ama en çok bu uygulamayı yaşlı hastalarda diz bölgesine uyguluyoruz ‘’ifadelerini kullandı.

ŞİFALI İĞNELER İLE AKUPUNKTUR TEDAVİSİ

Akupunkturun pek çok hastalığın tedavisinde kullanıldığını belirten Aydemir, ‘’Bu tedavi yöntemi binlerce yıllık geçmişi olan geleneksel bir yöntemdir. Son yıllarda da popülaritesi ülkemizde oldukça artmıştır. Bu tedavi yönteminde hastalıkların vücuttaki enerji dengesinin bozulması ile ortaya çıkar. Akupunktur noktaları olarak belirlenen noktalar üzerine iğne, lazer ve ısı uygulamaları ile enerji dengesinin tekrar kurulması amaçlanır. Akupunktur, hemen hemen bütün tedavilerde önermekteyiz. Özellikle vücut ve kulak akupunkturunu. Çünkü vücut üzerinde bu tedavi pek çok noktaya yapılmaktadır. Örneğin sırt, baş, boyun, kol, bacak, el ve ayaklar gibi. Yapılan bu işlemler ile bölgedeki sinirler uyarılır ve buradaki sinyaller beyne iletilir. Beyin tarafından algılanan sinyaller değerlendirilir ve ilgili organa cevap ulaştırılır. Amaç burada ilgili bölgelerde enerji dengesini sağlamaktır’’ dedi.

KULAK AKUPUNKTURDA EN ÖNEMLİ BÖLGE

Akupunktur felsefesinde kulağın en önemli bölge olduğunu söyleyen Aydemir, ‘’Kulak akupunkturda en önemli bölgedir ve vücudun da aynasıdır. Çünkü kulak üzerinde her organa ait bir akupunktur noktası bulunmaktadır. Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücut ile birlikte ya da tek başına kulaktaki akupunktur noktaları kullanılır. Akupunktur tedavisi, ilaçsız olarak ağrının giderilmesine, ağrı kesici ilaçlar ile uygulandığında ise ağrısız geçen süreyi uzatır. Akut ve kronik hastalıkların tedavisine ek destek sağlar ve iyileşmeyi hızlandırır. Hastalıklara karşı korunmada ve bağışıklığın artmasında da etkili bir tedavi yöntemidir. Kilo vermeye yardımcı olabilir, alkol ve sigara bağımlığı tedavilerinde ek destek sağlar’’ diye belirtti.

BİLİMSEL OLARAK KANITLANDI

Akupunktur tedavisinin bazı hastalıkların tedavisinde faydalı olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını belirten Aydemir, ‘’Alerjik rinit, osteoartrit, kronik boyun, sırt, bel ve diz ağrıları, yüksek ve düşük tansiyon, insomnia (uykusuzluk), adet ağrıları, baş ağrısı ve migren, adet öncesi sendrom (pms) ve inme gibi daha bir çok hastalığın tedavisinde kullanılan bu yöntem bilimsel olarak fayda sağladığı kanıtlandı. Ancak bu tedavi yöntemlerini bütün hastalarda uygulayamamaktayız. Örneğin kanama bozukluğu olanlar, kan sulandırıcı ilaç kullananlar ve kalp pili olan hastalarda işlemin pek çok riski olduğundan bu işlemi uygulayamamaktayız’’ dedi.

HACAMAT TEDAVİSİNDE HİJYEN DİKKATE ALINMALI

Kliniklerinde hacamat tedavisi de yaptıklarını ifade eden Aydemir, ‘’Hacamat deriden ufak çiziklerle vakum yolu ile kan alınmasıdır. Tarihi çok eski olan bu tedavi yöntemi hacamatın pek çok rahatsızlığa iyi gelmektedir. Hacamat, uygun zaman dilimlerinde belli aralıklarla usulüne uygun olarak yapılırsa, vücudun dışarıya atamadığı ağır metaller, toksinler, serbest radikaller, kullanılan ilaçların ve hormonlu gıdaların vücutta bıraktığı kalıntılar emilerek bedenimizin normal formuna gelmesi sağlanmış olur. Çizme işlemi kliniklerde hijyenik olması açısından bistüri ile yapılmaktadır. Kullanılan tüm malzemenin, tek kullanımlık olmasına da çok dikkat edilmelidir. Genelde sırt bölgesinden uygulama yapılsa da yaptıran kişinin hastalığına, şikayetine göre baş bölgesi ve vücudun diğer akupunktur noktalarına da uygulanabilir. Ancak uygulama yapılacak bölge doktor tarafından belirlenmelidir’’ diye belirtti.

HACAMAT HERKES İÇİN ŞİFALI OLMAYABİLİR

Belirli risk gruplarının hacamat olmaması gerektiğini söyleyen Aydemir, ‘’Hacamat, kalp pili takılı hastalara, kan tutan, panik atak geçiren, organ nakli olan, düşük tansiyon hastalarına, kemoterapi gören kişilere, eskiden oluşmuş kataraktı olanlara, diyaliz ve hemofili hastalarına ve dinç ve kuvvetli olanlar hariç 60 yaşın üzerinde olup da hiç bu işlemi yaptırmamış hastalara ve kadınlara uygulanmasını biz doktorlar olarak önermiyoruz. Bu nedenle de hastayı öncesinde bir ön muayeneden geçirip öyle bu işlemi uyguluyoruz’’ dedi.

DÜZENLİ HACAMAT KRONİK HASTALIKLARDAN KORUR

Hacamatın sadece kandaki toksinleri, zehirli atıkları ve hazır gıdaların vermiş olduğu zararı temizlemekle kalmadığını belirten Aydemir, ‘’Hacamat vücudu rahatlatmak için en etkili yöntemlerden biridir. Kana detoks uygular, stresi azaltır ve nezle, grip gibi üst solunum yolu hastalıklarının iyileşme sürecini hızlandırır. Kronikleşmiş baş ağrısı gibi hastalıkların tedavisinde çok önemli bir rol oynar. Halk arasında sara olarak bilinen epilepsi hastalığının da nöbet ve şiddetini azaltır. Ancak bu bahsettiğimiz işlem doktor kontrolünde ve hijyenik bir ortamda yapılmalıdır. Hacamat tedavisi düzenli olarak yapıldığında, kronik olan hastalıklardan korur veya bu hastalıkların şiddetini azaltır. Migren, bu tarz hastalıkların başında gelmektedir’’ ifadelerini kullandı.

Sefa Üstüner/ www.gazeteilksayfa.com