İlber Ortaylı 100. yılında yazdı

İlber Ortaylı 100. yılında yazdı

Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümüne özel bir yazı kaleme alan İlber Ortaylı, anlaşmanın Türkiye’nin kurucu belgesi olduğunu ve 100. yılında tekrar bir görüşme diye bir şey olmadığını yazdı.

Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümüne özel bir yazı kaleme alan İlber Ortaylı, anlaşmanın Türkiye’nin kurucu belgesi olduğunu ve 100. yılında tekrar bir görüşme diye bir şey olmadığını yazdı. Ortaylı Lozan Antlaşması’nın edebi bir niteliği olduğunu vurguladı. İlber Hocanın “Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyete uzanan tapusu Lozan” adlı yazısının satır başları şöyle:

“24 Temmuz 1923, Lozan Antlaşması’nın şehirdeki ünlü otel Beau-Rivage (Otel) Sarayı’nda delegeler tarafından imzalanıp yürürlüğe girme tarihidir. Hiç şüphesiz bu, Lozan görüşmelerinin; daha doğrusu kongrenin ikinci safhasıdır. Birinci safha 1922 yılında başlamış ve kesilmiştir. Lozan’daki görüşmelerin kesilmesinin en önemli nedeni toprak meselesi değildir. Çünkü Türk orduları süngü gücü ile girdikleri alandan çekilmemişlerdir. Ama tazminat dahil ordunun girmediği bir yer de kongrede Türkiye’ye verilmiş değildi. Maalesef Türkiye Balkanlar’daki Yunanistan ve Romanya’nın aksine kongrelerde kendisine cemilede bulunan bir memleket hiçbir zaman olmadı. Ama kongrede kendi kazancımızı, ordunun girdiği bölgeyi terk etmemek buradaki kuvvetli iradenin neticesidir”

“LOZAN ÜZERİNDE EFSANELER DOLAŞIYOR”

whatsapp-image-2023-07-24-at-20-59-40.jpeg

Günümüzde Lozan üzerinde çeşitli efsaneler dolaştığını yazan Ortaylı, bunlardan birincisinin gizli görüşme belgeleri olduğunu vurgulayarak, Pembe Köşk’teki mevcut evrakın İnönü ailesince sergilenmesinin ötesinde, 1970’lerde Büyükelçi Osman Olcay ve onun yakın dostu Prof. Seha Meray, Lozan görüşmelerini, verilen layihaları, sadece nihai metni değil; nihai metni hazırlayan ve “ratio legis” diye bilinen antlaşmanın ruhunu, çatışma alanlarını belirleyen bütün evrakı mükemmelen çevirip yayınladılar. Ne yazık ki yayın, Türkiye’de tefekkür tarihinde ve tarihçilikte çok az müracaat edilen vesikalardandır. Binlerce sayfalık bir tercümedir, bir yorumdur. Lozan’ın ruhunun anlaşılması için Mondros Mütarekesi, aynı şekilde Sevr ve Montrö üzerinde durulmuştur. Yazarların Sevr ve Montrö yayınları da vardır” diye yazdı.

LOZAN EDEBİDİR

whatsapp-image-2023-07-24-at-20-59-39-1.jpeg

Lozan’ın 100. yılında tekrar görüşme diye bir şey olmadığını belirten Ortaylı Lozan’ın ebedi olduğunu belirtti. Taraflardan birinin anlaşmadan çekilmesi durumunda Montrö’de olduğu gibi rejimin devam edeceğini ifade eden Ortaylı, “Tabii Türkiye’nin kahvehane tarihçiliği bu gibi vesikalardan haberdar değildir, ulaşamaz, ulaşsalar da pek anlamayacaklardır. Bu bakımdan aradıkları gizli belgeler efsanedir diyoruz. Lozan’ın hükümleri değişmedi demek doğru değildir. Bilhassa Boğazlar konusunda Montrö’de ilerlemeler kaydedilmiştir. Yeni Boğazlar rejimi Lozan’da üstündür çünkü Mondros’ta kurulan beynelmilel komisyonun başkanı İngiltere iken Lozan’da Türkiye olmuştur ve başkanlık yetkileri daha da artmıştır. Boğazların silahlardan arındırılması hükmü ise Montrö ile değişmiştir. Arada Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk alanında yaptığı devrimler, beynelmilel antlaşmalara olan ahde vefası bu konuda ikna edici oluştur. Tabii ki yeni Türkiye’nin kazandığı rol de bunda en mühim unsurdur. Lozan’ın demek ki süre bakımından ve gizli sayfaları, hükümleri bulunduğu üfürmelerinin hiçbir ciddiye alınacak tarafı yoktur” diyerek okuyucularına seslendi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum