Kadın sağlık çalışanları ses yükseltti: Daha iyi koşullar istiyoruz

Kadın sağlık çalışanları ses yükseltti: Daha iyi koşullar istiyoruz

Türkiye’nin farklı illerinde görev yapan kadın sağlık çalışanları, yaşadıkları zorlukları Ulus’a anlattı. Düşük ücret, mobbing, iş yükü ve şiddetle mücadele ettiklerini belirten kadınlar, daha iyi çalışma koşulları için çağrıda bulundu.

Türkiye’nin farklı illerinde görev yapan kadın sağlık çalışanları yaşadıkları zorlukları Ulus’a anlattı. Ebe, acil tıp teknikeri, hemşire, anestezi teknisyeni ve diş sağlığı teknikeri gibi alanlarda görev yapan kadın sağlık çalışanları; düşük ücret, mobbing, yoğun iş yükü, şiddet ve değersizlikle mücadele ettiklerini dile getirdi. Şiddetin sağlık sektöründe ciddi boyutlara ulaştığını belirten Genç Sağlık Sendikası Kadın Kolları Başkanı Sevda Koca, sendikanın üyelerine ücretsiz psikolojik ve hukuki destek sunduğunu aktardı. Kadın sağlık çalışanları, uzun mesai ve aile yükümlülüklerinin kadınları zorladığını söylerken, güvenlik endişelerinin altını çizdi.

genc-saglik-sendikasi-kadin-kollari-baskani-sevda-koca.jpg

“ŞİDDET SEVİYESİ CİDDİ BOYUTLARA ULAŞMIŞ DURUMDA”

Sağlık çalışanlarının en büyük sorunlarından birinin şiddet olduğunu belirten Genç Sağlık Sendikası Kadın Kolları Başkanı Sevda Koca, hem fiziksel hem de psikolojik şiddetin sağlık sektörünün neredeyse tüm alanlarında ciddi boyutlara ulaştığını dile getirdi. “Acil servisler, normal servisler, yoğun bakım birimleri ve 112 komuta merkezleri gibi tüm branşlarda şiddet oranları oldukça yüksek” diyen Koca, sendika olarak bu konuda önemli adımlar attıklarını ifade etti. Psikolojik şiddete maruz kalan üyeler için ücretsiz psikolog desteği sunduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

“Fiziksel şiddet durumlarında ise, ilgili temsilcimize veya Genel Merkez yöneticilerimize ulaşıldığında hukuki süreç başlatılıyor ve üyelerden hiçbir maddi destek talep edilmeden dava süreci yürütülüyor. 7/24 online hizmet veren avukatlarımız, hem bölge hem de genel merkez üzerinden süreci takip ediyor. Kişilerin can güvenliği ve psikolojik refahı sağlanana kadar davaların peşini bırakmıyoruz. Birçok davada olumlu sonuçlar alıyoruz.”

acil-tip-teknisyeni-fatma-karapinar.jpg

“HAK ETTİĞİMİZ DEĞERİ GÖREMİYORUZ”

2007 yılından beri Kocaeli 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nde Acil Tıp Teknisyeni olarak görev yapan Fatma Karapınar, sağlık sektöründe en yüksek risk grubunda çalıştığını vurguladı. Acil sağlık hizmetlerinde görev yapan personelin karşılaştığı zorluklara dikkat çeken Karapınar, “Sağlık sektöründe risk açısından en yüksek birimlerden birinde çalıştığımı düşünüyorum. Çünkü öfke yönetimi sorunları yaşayan, çaresiz ve acılı durumda olan insanların ilk temas ettiği sağlık çalışanları bizleriz. Risk yüksek olmasına rağmen hak ettiğimiz değeri göremiyoruz. Bu durum, hem özlük hakları ve maddi haklar hem de güvenlik anlamında ciddi sıkıntılar yaratıyor. Bu alandaki iyileştirmeler için yöneticilerimizin desteğini bekliyoruz” diye konuştu.

3.jpg

“AİLELERDEN İŞ BIRAKMA BASKISI GÖREBİLİYORUZ”

Uzun mesai saatleri, çocuk bakımı ve ev işleri gibi sorumlulukların kadın çalışanlar üzerinde büyük bir yük oluşturduğuna işaret eden İzmir Sağlık Müdürlüğü’nde görev yapan ebe Merve Yazgı, “Sağlık sektöründe kadın çalışan olarak uzun mesai saatleri, çocuk bakımı ve ev işleri gibi sorumluluklar nedeniyle büyük bir yük altındayız. Yetersiz doğum izni, sınırlı süt izni ve esnek çalışma imkânlarının azlığı kadın çalışanları zorlamaktadır. Ailelerden iş bırakma baskısı görebiliyoruz. Bunun yanı sıra psikolojik ve travmatik durumlarla da sık sık karşılaşıyoruz. Stresin vücutta yarattığı etkiler, sağlık çalışanlarında fibromiyalji ve tükenmişlik sendromuna neden olabiliyor. Sağlık sektöründeki empati eksikliği de kadın çalışanların koşullarını daha da zorlaştırıyor” şeklinde konuştu.

2.jpg

“GÜVENLİK ENDİŞELERİYLE MÜCADELE EDİYORUZ”

Ankara Devlet Hastanesi’nde yaklaşık 13 yıldır hemşire olarak görev yapan Şercan Budakyolu, yönetici pozisyonlarında erkeklerin çoğunlukta olmasının, kadınların kariyer yükselmesini zorlaştırdığına işaret etti. “Mesleklerin ‘kadın mesleği’ olarak görülmesi, hak ettiğimiz saygınlığı elde etmemizi engelliyor,” diyen Budakyolu, yoğun iş yükü ve görev tanımı dışındaki sorumlulukların da önemli bir sorun olduğunu belirtti. Kadın sağlık çalışanlarının güvenliğiyle ilgili endişelere de değinen Budakyolu, “Gece nöbetlerinden sonra eve güvenli bir şekilde ulaşmak, özellikle kadınlar için büyük bir problem. Gece nöbetleri sonrası ulaşımda yaşanan güvenlik sıkıntıları, kadınlar için ciddi bir kaygı oluşturuyor. Kadın sağlık çalışanları hem fiziksel hem de sözlü şiddete erkek çalışanlardan daha fazla maruz kalıyor. Bu durum, mesleki ve toplumsal rollerin yükünü bir arada taşımalarını daha da zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

1.jpg

KREŞ İHTİYACI ÖNE ÇIKIYOR

Düzce Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde görev yapan Ağız ve Diş Sağlığı Teknikeri Zeynep Akpay kadın sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlukları yoğun iş yükü, cinsiyet ayrımcılığı, güvenlik kaygısı, annelik sorumlulukları ve psikososyal etkiler başlıkları altında özetledi. Akpay, kadın çalışanların en büyük sıkıntılarından birinin, hastanelerdeki kreş ve çocuk bakım imkânlarının yetersizliği olduğunu vurguladı. Bu konunun hem kadın hem de erkek çalışanların iş hayatını doğrudan etkilediğini söyleyen Akpay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocukların hastaneye yakın bir yerde güvenli ve düzenli bir şekilde bakılamaması, çalışanların iş performansını ve motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Hem kadın hem de erkek sağlık çalışanları, çocuklarının bakımını organize etmek için ekstra zaman ve enerji harcamak zorunda kalıyor. Bu durum, iş-özel hayat dengesini bozan önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Hastane yönetimlerinin bu konuda gerekli düzenlemeleri yapması, çocuk bakım hizmetlerini iyileştirmesi, çalışanların hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha sağlıklı bir çalışma ortamına kavuşmasını sağlayacaktır.”

anestezi-teknisyeni-gizem-varlioglu.jpg

“KADINLAR YOĞUN BİR YÜK ÜSTLENİYOR”

Gece vardiyaları, fazla mesailer ve aile-özel hayat dengesinin sağlanamamasının ciddi bir problem olduğunu ifade eden Anestezi Teknisyeni Gizem Varlıoğlu, “Ev, çocuk ve iş sorumluluklarını bir arada yürütmek fiziksel ve duygusal olarak yıpratıcı. Hemşirelik, ebe ve teknisyenlik gibi alanlarda kadınlar yoğun bir yük üstleniyor. Erkekler ise bu meslekleri daha az tercih ediyor” diye konuştu. Mesleki açıdan kadınların yeterli eğitim ve destek alamadığını sözlerine ekleyen Varlıoğlu, “Üreme sağlığı ve korunma yöntemleri gibi bilgilere ulaşmakta zorluk yaşayabiliyorlar. Kırsal bölgelerde hizmet eksikliği ve eşlerin izin vermemesi gibi sorunlar da mağduriyeti artırıyor” dedi.

İŞ HAYATINDA DUYGUSAL ÖNYARGI ENGELİ

Hemşire Kadriye Tunçdemir ise, kadınların iş hayatında karşılaştığı bir diğer önemli sorunun, duygusal olmaları gerekçesiyle bazı pozisyonlar için uygun görülmemeleri olduğuna dikkat çekti. Bu önyargının kadınların kariyer gelişimini olumsuz etkilediğini ifade eden Tunçdemir, “Kadınların iş hayatında daha mutlu, huzurlu ve verimli olabilmesi için toplumsal ve kurumsal önlemlerin alınması önemlidir. Bu, toplumun genel gelişimi açısından da son derece olumlu bir etkidir” şeklinde konuştu.

Kaynak:Ulus gazetesi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.