KIZILAY’DA GEÇMİŞE YOLCULUK

KIZILAY’DA GEÇMİŞE YOLCULUK

Kızılay Metrosu’nda geleneksel ürünlerin sergilendiği sergiler büyük ilgi görüyor. El sanatları ustaları, ziyaretçilerin burada geçmişe yolculuk yaptıklarını ve

duygulandıklarını ifade ediyorlar.
ADEM GÜRSOY – HABERVAKTİM
Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatçıları, Ankara Alışveriş Festivali (Shopping-Fest) çerçevesinde, Kızılay Metrosu içerisinde açılan sergilerde eserlerini sergiliyor. Sanatçılar aynı zamanda yaptıkları sanat hakkında gelen müşterilere bilgiler veriyorlar. Müşteriler kendi kültürlerine ait ürünleri görünce anılarını hatırlayıp duygulanıyorlar. Konuyla ilgili gazetemize konuşan sanatçılar, kendi değerlerimize ait ürünlerin tanıtımından duydukları memnuniyeti dile getirirken, başta Çin malları olmak üzere fabrikasyon ürünlerin, kültürümüze ait bu değerlerin ruhunu aldığını söylüyorlar.
GELENEĞİMİZİ UNUTMUŞLAR
Kültür ve Turizm Bakanlığı Ahşap İşçiliği, Marküteri ve Kakmacılık Sanatçısı Filiz Uzun, gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Ankara Alışveriş Festivaline üç yıldır katıldığını ve bu gibi etkinliklerin yapılmasından ustalar ve sanatkârlar olarak çok memnun olduklarını söyleyen Uzun, şöyle devam etti: “Yaptığımız yerli ve otantik ürünlerimizin birçok kişiye ulaşması açısından büyük bir memnuniyet duyuyoruz ve bu tür etkinliklerin daha da yaygınlaşmasını umut ediyoruz. Genel olarak insanlar bu konuda bilinçsizler, geleneksel el sanatlarını unutmuşlar. Bizler buraya gelen insanlara bunları ayrı ayrı anlatıyoruz. Tabi teknolojiyle beraber sağlıksız olan Çin malları ve daha farklı suni ürünler insanların hayatlarında yer alıyor. Bizler bize verilen bu fırsatlarla bu tür olumsuz durumların önüne geçmeye çalışıyoruz.
BURADA KENDİLERİNİ BULUYORLAR
Geleneksel ürünlerin tanıtımı için bu tür sergilerin desteklenmesi hem bizim açımızdan hem de halk açısından çok önemli olduğunu söyleyen Uzun şu ifadeleri kullandı: “Sonuçta insanlar burada kendi kültürlerine ait değerleri buluyor ve tanıyorlar. Yeni nesil hiç görmedikleri kendi değerlerine ait ürünleri burada tanıyorken orta yaşlı insanlar ise geçmişini, çocukluklarını hatırlayıp duygulanıyorlar. Oyuncaklar olsun, atölyeler olsun insanlar; dedelerinin, babalarının ya da kendilerinin yaptıkları, ürünleri burada görünce anımsıyorlar. Orta ve ileri yaştaki insanlar bu sergilerde şöyle bir geçmişe yolculuk yapıyorlar, kendilerini buluyorlar. “
ÜRÜNLERDE RUH KALMADI
Bir başka el sanatları sanatçısı olan Ali Güler ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Bizim alanımız Zamak Alpaka (takı). Burada başta bayanlar olmak üzere müşteriler, el yapımı ürünlere yoğun ilgi gösteriyorlar. Ancak, özellikle son 10 yılda bu alandaki fabrikasyon ürünlerin çoğalması ve bunların önemli bir bölümünün Çin malı olması ürünlerdeki ruhu götürdü. Bu yüzden müşterilerde bu tür ürünlere yönelik bir memnuniyetsizlik başladı. Eğer söz konusu ürünler el yapımı olursa müşteriler buradaki emeği görüyor ve memnun kalıyor.
ANLAMINI DUYUNCA ŞAŞIRIYORLAR
Burada el yapımı bir kolyenin anlamını, ne ifade ettiğini anlatıyoruz diyen Güler, şöyle devam etti: “Bunları duyan müşteriler şaşırıyorlar. Ne kadar güzelmiş deyip anlamı olan kolyeleri takıyorlar. Ama özellikle Çin malları olmak üzere fabrikasyon ürünlerde bu anlam ve ruh olmayınca müşterileri cezbeden bir albenisi kalmıyor. Müşteriler de bu yöndeki şikâyetlerini sürekli bize bildiriyorlar. Bu yüzden Ankara Alışveriş Festivali bu tür durumlar için ayrı bir öneme sahip ama yeterli değil. Burada büyük kurum ve kuruluşlara ciddi işler düşüyor. Bizler bunun küçük birer parçasıyız. Yurt içi be dışında Türkiye’deki el sanatlarını ve zanaatkârlığı tanıtmak için bu tür projelerde elimizden geldiğince yer alamaya çalışıyoruz.
BİZ BUNLARLA BÜYÜDÜK
Ercan Demirbaş ise 1981’den beri sadece topaç üzerinde çalıştığını belirtirken şu değerlendirmeleri yaptı: “Şu anda dört çeşit topacımız var: Cin Ali topacı, Nostalji topacı, Kurmalı bayblade boru ve bir de el fırıldağı geliştirdik. Müşteriler tezgâhtaki oyuncakları gördükleri zaman biz bunlarla büyüdük tepkilerini verirken çocukluk anılarını hatırlıyorlar ve bize anılarını anlatıyorlar. Buradaki oyuncakları alıp oynuyorlar ve çocukluklarını yeniden yaşıyorlar. Bu duyguyu yaşayan insanlar kendi çocuklarına da buradan oyuncak alıyorlar.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.