Kolasından ölü arı çıkan tüketici, ABD’li firmaya karşı dava açtı
Ankara’da bir marketten aldığı kolanın içinde ölü arı bulan Murat Kubilay, hijyen ihlali gerekçesiyle üretici şirket aleyhine hukuki süreç başlattı.
Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşayan Murat Kubilay, bir marketten temin ettiği 1 litrelik plastik kola şişesinin içinde ölü bir arı buldu. Şişeyi açmadan evde buzdolabına koyan Kubilay ailesi, akşam saatlerinde eşi Yasemin Kubilay’ın fark ettiği sarı cismi incelediğinde, bunun ölü bir arı olduğu ortaya çıktı.
Olayın ardından tüketici, avukatı Mehmet Azar aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, Amerikan menşeli kola üreticisi firmanın yetkilileri hakkında yasal işlem başlattı. Açılan süreçte, ürünün hijyen standartlarına uygun üretilmediği ve piyasaya sağlıksız şekilde sunulduğu iddia edildi. Kubilay ailesi, hukuki yolla hem sorumluluların tespit edilmesini hem de gerekli cezai ve maddi işlemlerin uygulanmasını talep ediyor. Konuyla ilgili olarak yetkililerin süreç hakkında inceleme başlattığı öğrenildi.
"ALLAH'TAN KAPAĞINI AÇMADIK"
AA muhabirine yaşadıklarını anlatan Murat Kubilay, Sincan ilçesi Yenikent Mahallesinde oturduğunu, havaların sıcak olması sebebiyle son günlerde çok fazla içecek tükettiklerini anlattı. Kubilay, "Her zamanki gibi içecek almaya markete gittim. İçeri girdim, iki tane kola aldım. Kasaya geldim, ödemesini yaptım, eve geldim. Kolaları soğusun diye dolaba koydum. Akşam eşim geldiğinde yemekle birlikte servis edecekti. Zaten olayı fark eden de eşim oldu. İçinde arıyı gördük. Malum, bir de tanıdık marka olunca ister istemez 'Nasıl bu içinde olabilir?' diye düşündük. Ondan sonra eşim Instagram'dan ve WhatsApp'tan malum markaya gerekli bildirimleri yaptı fakat ciddi bir geri dönüş olmadı. Tabii üzüldük. Sonra aile avukatımız devreye girdi. Onun sayesinde de şu an yasal süreç başlayacak." ifadelerini kullandı.
Yasemin Kubilay da işten eve geldikten sonra yemeği hazırladığını ve dolaptan içecekleri çıkardığını söyledi. Masada servis yapmak üzereyken kola şişesinin içine baktığında arı gördüğünü belirten Kubilay, "Ondan sonra 'Bu nasıl olur?' dedim. Yani mümkün değil. 'Böyle bir marka, küresel bir marka, nasıl böyle bir ihmale yol açabilir?' diye düşünmedim değil. Eşime 'Sen görmedin mi alırken?' diye sordum. O da fark etmediğini söyledi. Allah'tan kapağını açmadık." diye konuştu.
Ertesi gün kola firmasının sosyal medya hesabından iletişime geçtiğini aktaran Yasemin Kubilay, şunları anlattı: "Bana herhangi bir dönüş olmadı. Müşteri hizmetlerini aradım. Müşteri hizmetleri böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söyleyerek şişeyi benden istedi, 'Ekiplerimizi gönderelim, şişeyi alalım. Fabrika ortamında bir inceleme sağlayalım. Ondan sonra bakalım.' dediler. Tabii, bu mümkün değildi, veremezdim onlara. Kapağını açtıkları anda olay biter. Hiçbir şey ispat edemem.
Onlara veremeyeceğimi söyledim. Ondan sonra benden ürünün çeşitli görsellerini istediler. WhatsApp hatlarından onları gönderdim. Daha sonra seri numarasını istediler. Onu da gönderdim ve hala çok ciddiye almadıklarını düşünüyorum. Herhangi bir dönüş yapmadılar bize. Daha sonraki süreçte de baktık ki çok ciddiye almıyorlar. Bu ciddi bir halk sağlığını tehdit. Biz de yasal yollara başvurmaya karar verdik."
"HAYATİ BİR TEHLİKEYLE DE KARŞILAŞABİLİRLERDİ"
Ailenin avukatı Mehmet Azar da müvekkillerinin serinlemek için aldıkları dünyaca ünlü bir firmanın meşrubatının içerisinden arı çıktığını belirtmeleri üzerine kendisine başvurduklarını, haklarını korumak için ne yapacakları noktasında bir değerlendirme yaptıklarını söyledi. Azar, müvekkillerinin firmayla iletişime geçtiklerini fakat firma tarafından ciddiyetsiz bir şekilde, bu ürünün kendileri tarafından alınması ve incelenmesi gerektiğini söylemeleri üzerine müvekkillerinin de ellerindeki delili kaybetmemek adına bu teklife olumlu cevap vermediklerini aktardı.
Avukat Azar, hukuki sürece ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Müvekkillerimin arıya alerjisi olup meşrubatı fark etmeyip içtiklerinde hayati bir tehlikeyle de karşılaşabilirlerdi. İşte bu yüzden biz de halk sağlığını tehdit eder mahiyetteki bu ciddiyetsiz üretimin yaptırıma bağlanması için hukuki haklarımızı kullanmak üzere buraya gelmiş bulunuyoruz. Bu süreç, Tüketicinin Korunması Kanunu anlamında hem hukuki haklarımızı korumak için başlatacağımız bir mücadele olacak. Bunun yanında aynı zamanda Tarım ve Orman Bakanlığı nezdinde de bir teftiş başvurusu yapılması gerektiğini ve bunun da idari anlamda da müeyyideye bağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Halk sağlığını tehdit eder mahiyetteki bu denli ciddiyetsiz bir yaklaşımın cezasız kalmamasını talep edeceğiz."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.